FSoT serisinin ilk kitabı. ikinci kitabın ismi: Your Love Is King

"O kadar da büyük değil biliyorsun." Dudakları hafifçe Harry'nin alnına değdi. "Londra." Harry, başını biraz kaldırıp gözlerini mavi irislere dikti. "Belki de ben çok küçüğümdür." Louis'nin ince dudakları kıvrıldı. "Büyüyeceksin." dedi ve bu sefer dudaklarını tamamen alnına bastırdı. ya da- harry genç, louis değil. londra olduğundan daha küçük. belki. (h/l, age-difference)

"Sanki bir yerden düşüyormuşsun gibi uyandığın olur mu hiç?" Harry kendini başıyla onaylarken buldu, hareketi gözlerinden daha fazla yaş akmasına neden olmuştu. Louis dudaklarını son bir kez ıslak yanağına bastırıp kulağına doğru, "Tatlı rüyalar, Haz." diye fısıldadı ve belinde tuttuğu kolunu çekti. ya da; Harry ne zaman rüya görse, Louis orada. Ama bir gün gidiyor. au, h/l

Roses are red, violets are blue. I remember the day green eyes met blue. × Harry!23, Louis!28 Karmaşık bir hikaye, belki biraz smut? Her şey olabilir.

"Aşk ile nefret arasında ince bir çizgi vardır." derler.Peki bu teori kendini kardeşi gibi gören birine 4 yıldır umutsuzca aşk besleyen bir "İBNE" için geçerli mi? Bir tarafta hayatını boka çeviren sikik duyguları yüzünden acı çeken Lou, diğer tarafta da yıllardır kardeşi olarak gördüğü çocuğun kendisine aşık bir piç olduğunu öğrenen Harry.. İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR LARRY HİKAYESİYLE TANIŞIN!!

Louis harry kadar cesur olup aşkları için savaşabilecek mi??

Gay olduğum için özür dilerim Louis. -En yakın arkadaşın Hazza Breaking Harry Series #1 @ Tüm Hakları Saklıdır. ForsakenEugene hesabı dışında hiçbir yerde izinim dahilinde yayınlanmamaktadır.

Harry'nin ablası Gemma, ailesinin ısrarıyla rehabilitasyona gider. Harry 2 ay sonra ilk defa Gemma'yı ziyarete gidip oda arkadaşı Louis'den pek hoşlanmayınca ve onunla tanışmak isteyince olaylar pek Harry'nin planlamadığı şekilde gelişir.

Eğer Harry bir uyurgezer olsaydı, geceleri gideceği tek ev Bay Tomlinson'ın ki olurdu. Ve Harry bir uyurgezerdi.

"bazen tüm acıyı hatırlıyorum. bu yaralar iyileşecek gibi gözükmüyor. merak ediyorum, daha ne olabileceğini. kalabalık bir odada, yapayalnız hissediyorum. kendi kendime düşünüyorum, korku, pişmanlık, yalnızlık... benim bundan kaçışım yok." "hâlâ kalan yaralarını görüyorum. seni görüyorum louis, bakıyorum..."