Selinkusoglu
- Reads 2,164
- Votes 289
- Parts 14
Bir insanın gökyüzü bu denli karanlık olabilir miydi?Fakat yağmurdan ya da mevsim nedeniyle değildi bu karanlık.Güneş'i söndürülmüştü.Tozlanmaya makhum edilmiş kullanmayan hatta varlığı unutulan eşyalar gibiydi hayatı.Kim olsa pes eder,dolardı bir ipi boynuna,çekerdi ayaklarının altına sandalyeyi sonra da itiverirdi gecenin düğümlenmiş karanlığında.Bazen de gönül limanına çekilmiş yorgun gövdeler için katlanmaya değerdi.
Giden olmak ne demektir bilmezler zorunluluğu olmayanlar.Aslında terk edilmekten daha can alıcıdır.Severek ayrılmak kötüdür hiç kavuşamamaktan.En kötüsü de yarım bıraktığını başkası tamamlayınca düğümlenir boğazın,kurur gözyaşların.Belki arkadan söylenen herşeyi hakediyor olmak kesiyordu nefesi ama zorunluluk dedim ya...
Derler ya gülü seven dikenine katlanır diye gülü sevmemize mazeret olan şeyler sayesinde dikenine de katlandık.Bizi mahveden de buydu.