--- Varoluş daha cisimleşmemişken ki huzuru arıyorum. --- Biz Kamlar. Niğde'ye yüreğinizdekilerle inmedik mi? --- Yüreğimiz kurusaydı. --- Yüreğimiz kurusa Niğde için iyi olur muydu ? --- Daha iyi olmaz mıydı? --- Bilemiyorum. Tabi Göklerde yaptıklarımız var. Kötülük 9. Katan taşıp 8. ve 10. kirletmedi mi? --- Belki Göklerde kurtulurdu. --- Aynı düşüncede değilim. ERLİK bozacak bir şeyi her zaman bulmuştur. --- Peki bir gün affedilirmiyiz? --- O konu göklerde dahi merak ediliyordur. Tengri kendine saklanmıştır. --- O halde kaderimiz türemiş olanlar,insanlar ve cüceler gibi Niğdeye bağlandı. --- Düşüşünüzden sonra ... --- Ama biz kudret ve zekan bakımında üstünüz. --- Türemiş olanlarda diğerlerinden bazı yönlerden üstün. Güç ve hüner sahibi değiller mi ? --- Eyvahlar olsun. Kamlar ilk yaratılanlardandı. 2. Uyarılarını aldıkların da Erliğin öğretileri ile Yaratıcı rolünü oynamaya başladıklarında aldılar. Lakin bu kez diğerlerinden farklı olarak yarattıklarını kurtarmak için ya Niğde'ye indiler yada düşürüldüler. İçlerinden yarattığına en fazla bağlananlardan biri Ozandı. Hiç bir söz yada ceza onun Özgeye sevgisini köreltmiyordu. Ve sonunda iyi niyetli başladığı iş onun ve takipçilerinin alın yazısı olmuştu. Ozanın ve Özgenin yollarını ayrıldı . Bu kez elleriyle yaratığı Özgenin kötücül işlere meyillenmesi ve karanlığa çekilmesiyle kovalamaca başlıyor. Ozanın oğlu Celesunun kardeşini izleyerek atasını bulmasıyla başlayan hikaye sürekli artan bir tempo ve hikaye örgüsüyle 400 yıl sonra Bor şehrine uzanıyor. Bor şehrindeki Hanımın Kontağından yardım almak zorunda kalan Ozan daha sonra tüm bilgisine rağmen kontrol edemediği bir dizi olayın içinde kendini buluyor.

Güneşi kaybettik. Ya da hiç uğramadı betondan kıyılarımıza. Kimse bilmiyor güneşe ne olduğunu, ya da nasıl bir şey olduğunu. Milattan öncesi kadar eski bir efsane bu. Karanlık milattan. Bizim güneşimiz ruhsuz bir metal yığını. Ortasında sönmeyi unutmuş bir tel, ne kadar süredir yanıyor için için, bilmiyoruz. Ne kadar zamandan beri öfkesini fısıldıyor bizlere... Ölmek isteyen, fakat bunu başaramayan bir adamın hikayesi gibi bu. Fakat ben ne bilirim ki ? Bir konteynırın 4 duvarı dışında kaç duvar gördüm bu hayatta ? Yüzü karanlıktan kirlenmiş insanlarınki dışında kaç yüz gördüm ? Renklerin neye benzediğini kaç kere hayal ettim ? Zenginlerin hayalidir güneşi görmek, renklerin gerçek yüzlerine tebessüm etmek. Biz ise bir sahte bir mavi uğruna hazırdık hayatımızı feda etmeye. ...... Güneşin olmadığı bir diyarda en büyük hayali renkleri görmek olan Kalheon, hayatının Doğu banliyösünde başlayıp biteceğine eminimdi. Ama suni güneşin bir anda sönmesi ile onun hayatı tamamen değişecekti