Çok tehlikeli, ama o kadar da ukala. Ne hissettiğini anlayamayacağın kadar gizemli, bir o kadar da sevilmeye Muhtaç... Geçmişin karanlığına sıkı bir duvar örüp, artık kimseye güvenmeyeceğine yemin eden küçük bir erkek çocuk büyüdüğünde tüm bunların intikamını almaya ant içmiştir. Ta ki çok sevinceye kadar. "Önemli olan çok sevmek değil, güzel sevmek !" ** "Çok sevmek önemli değil, güzel sevmek önemli be güzelim. Ben güzel sevemedim, kabul. Canını yaktım, oradan oraya sürükledim, ağlattım. Peki güzel seven ağlatır mı ?" Dedi artık bana bakarken. "Sevilmek nedir ben ilk senden öğreniyorum, Masal. İlk defa bir insana güvendiğimde beni yüzüstü bırakmıyor, ilk defa bu kadar çok sevildiğimi hissediyorum. Ilk defa bu kadar çok seviyorum." Dedi ve sanki yerde gülünecek birşey varmış gibi başını yere indirip ruhsuzca Güldü. "Beni bırakma, senin sevgine muhtacım."

"Bir kız günün birinde bir prensle tanışmış. Herkesin etkilendiği olan bu prens onu görür görmez aşık olmuş. Hemen her gün görüşüyorlarmış prens günden güne ona daha fazla aşık oluyormuş. Onunla konuşmaya cesaretini topladığı gün sevdiğini yakın arkadaşıyla görmüş. Kızın arkadaşına bakışı o kadar aşk doluymuş ki aralarını bozmamak için hızlıca oradan ayrılmış." sıcak nefesi tenime değip geçerken geçtiği yerleri yakıyordu. "Peki ya sonra?" dedim kendimi tutamayarak. Onu görmeme engel olan saçımı kulağımın arkasına attı ve gülümsedi. "Bir süre sonra ayrılmışlar. Sevdiği kızı teselli etmek prense kalmış. Arkadaşının yıktığı kıza teselli vermesi onun için çok zor olsa da her anında kızın yanında olmuş. İçine gömdüğü aşkı körüklenmeye devam ederken kızında ondan hoşlandığını anlamış. Ona yavaşça yaklaşmış ve dudağına güzel bir öpücük bırakmış. Artık benimsin demiş" kokusunu içime çektim. Bir kaç saniye sonra bana yaklaştı ve dudaklarıma asla unutmayacağım bir öpücük bıraktı. "Artık benimsin" bu anıda kafama kazıdım. Bir gün bu anılara ihtiyacım olacağını biliyordum. Derin bir nefes aldım ve kollarının arasına girdim. Güçlü kolları sıska bedenimi sardığında onun yanından ayrılmayacağıma dair kendime söz verdim.

3 tatlı ve belalı kız 3 yakışıklı ama gıcık erkek

"Elif galiba karşıda parti var" dedim. Yayıldığı yerde aniden dikleşip bana baktı. Gözleri parlıyodu. Elif partilere bayılır. "Gidip bir baksak..." "Hayır kesinlikle olmaz" diye sözünü kestim. Şimdiyse bana yavru köpek gibi bakıyordu. Buna dayanamadığımı bildiği için hep bunu kullanırdı. "İyi peki ama sadece gece yarısına kadar sonra külkedisine dönüşmeden eve dönelim. Tamam?" diye sordum dayanamamıştım. En sonunda bir sevinç çığlığı attı. "Oolleeeyyyy" "O zaman ne giyiceğimi seçmeme yardım eder misin?" diye sordum. "Tabi ki zevkle sen partiye gitmeyi kabul ettikten sonra"

Siyahların içinde en yakın iki arkadaş... Ailelerinden şiddet gördükten sonra bir mafya işine girip ailelerini ve anılarını geride bırakıp Londra'da özel bir Türk okuluna gitmeye başlarlar.Okuldaki herkes onlardan korkarken birileri karşılarına çıkarlar ve maceralar devam eder. Sizde onların macerasına katılın...

Onlar kızlar çetesi herkesin dilinde dolaşan korkulu rüyaları.Kızlar çetesine bulaşamazlar onlar "kızlar çetesi" sadece sıradan bir insan diyip geçemiyceğiniz bir çete kızlar çetesi bir efsane...

Secimler insani hep yanlisa goturur.İki kisi arasinda kalmak...Kendi evinden uzakta olmak... O'nun icinde zordu.Bir pisligemi asikti?Yoksa baska bir pislige mi?

O her şeye gülen ve bulduğu her boku yiyen eski ben yok artık. Değiştim ve geri döndümmmmm.

.