Cora, normalin üstüne çıkmayan tekdüze hayatıyla yaşayan bir kız çocuğu olmak isterdi ancak, küçük yaşından itibaren gördüğü ve hissettiği paranormal olaylar onu normal kategorisinden çıkarıyordu. Kızın üvey ailesi kızın şizofren olduğuna o kadar inanmıştı ki en sonunda kızın hareketleri onları korkutmaya başlamış, Psikologları Dr. Henry'den yardım almak istemişlerdi. Dr. Henry, Cora'nın en yakın arkadaşı ve sırdaşı olmuştu. Günlerden bir gün, Cora'nın üvey ailesi talihsiz bir kazada hayatını kaybettiğinde, Cora'nın hayatı hiç ummadığı bir şekilde değişecek, daha korkunç bir hâl alacaktı. Tüm hakları saklıdır!

Yaşları oyun yaşını çoktan geçmiş genç bir kadın ve adam. Ancak birbirleri ile oynamaya pek hevesliler. Oyunların galibi aslında ikisi de değil. Tek kelime, üç harf ; AŞK. Cesaret edip de oyunu bitirebilirlerse, oralarda gizlenmiş aşklarını bulacaklar. Ne dersiniz, bitirirler mi oyunlarını?

'' Hayatının değerini bil, kızıl. Çünkü yaşamak herkese bahşedilmiyor. '' Genç kız bu sözler üzerine belkide hayatının en buruk gülümsemesini takındı yüzüne. '' Hayatımın mı? Sence benim yaşadığım gerçekten bir hayat mı? Şu yüzümün haline bir bak! İnsanlara ' merdivenden düştüm ' demek yetmiyor, anlıyor musun? Sen her gün insanların içine patlak bir kaş veya şişik bir dudak ile çıkıyor musun? Çıkmıyorsun. Beni de asla anlayamazsın. '' Bazen soruyordum kendi kendime, ' hangi günahı işledim de, bu muameleye maruz kalıyorum ' diye. Düşündükçe bulamıyorum cevabını. İsyan da edemiyorum. Çünkü ben bittim. Ben yıkıldım. Ve bu yıkıntının geri yükselişi yok artık. 8 sene önce vardı belki ama, şimdi yok.

Başlangıç Tarihi: 03/07/2016 10/06/2018, Müzik kategorisi içinde #27.'yiz !! © Tüm telif hakları bana saklıdır! © * Belki de hayatımda ' kim ne der ' diye sorgulamadan yapacağım ilk şeydi bu. Karşımda kahvenin en güzel tonu ile gözlerini benden ayırmayan adama, içimde fırtınalar koparan o güzel gözlerini aklıma kazırcasına baktım. Karanlığın, üzerimize örttüğü zifiri yorgan, duygularımı gizlemem için bir fırsattı belkide ama, bu sefer kaçmayacaktım. Kaçmamalıydım. " Batıkan Gürsoy! " Dedim, başımı dikleştirerek. " Maviş seni seviyor. Hem de Müziğin Kadar Çok. " Tepkisini görmekten sakındığım için kalbimin yönlendirdiği bedenim, karşımdaki adamın dudaklarına dudaklarımı bastırdığında, başım dönmüş, yere yığılmanın eşiğine gelmiştim. Onun, bir kolunu beline hissettiğimde ise, onun beni kendi cennetine kabul ettiğini ve dönülmez bir yola girdiğimi anlamaştım. Öğretmenime aşık olduğum gerçeği,aklımı ele geçirirken, kahveliklerine taptığım adam, minik öpüşüme karşılık vermeye başlamıştı. İçimde kopan kasırgalar, bedenimi zangır zangır titretirken, dudaklarımı saran eşsiz tadı ile sarhoş olmuştum. Bir süre sonra benden ayrıldığında, kaderlerimizi tamamen değiştirecek olan hamleyi, bir ressamın tablosuna yaptığı en can alıcı ayrıntı gibi kazımıştı yüreğime. " Tuğçe Özay! " Dedi o da aynı kararlılıkla. " Öğretmenin seni seviyor. Hem de Müziği Kadar Çok! " ----****---- Tüm hakları Alper'in kısır tabağında saklıdır! Birazcık küfür ve bol bol mizah içerir.