Hayallere, umutlara, aşka, dansa.. daha bir çok şeye ev sahipliği yapan ülke Kore... şimdi iki Türk kızına ev sahipliği yapacak... Biraz aksiyon, biraz romantizm bol sakarlık dolu bir hikaye. Eda ve Meleğin Kore maceraları sizi içine çekecek

Mihcen'in sırlarla dolu hayatı.Ve yaptığı bir iyilik yüzünden ileride çekeği sıkıntılar...Baş kahramanımızın hayat felsefesi ise ●Zoru zor oyunu zar bozar.● Diyerek yılmadan ayağa kalkıp her seferinde meydan okuması.. Bazen heyecanlanabileceğiniz, bazen üzülebileceğiniz bazende kahkaha atabileceğiniz bir yapıt.Sizce Mihcen aşka yenik düşüp dövüşte ustalaşarak hırsla mı hareket edecek yoksa yine eğitim alıp mantığını kullanarak mı hareket edecek?

Necmettin Erbakan'ında dediği gibi: "BU MİLLETİN KULÜNE ÜFLESENİZ ALTINDAN İMAN ÇIKAR.."

Damlalar ışığı hiçe sayıp kelepçe takıyor ki: Güllerinden mahrum kalmasın dikenleri, Gözleri yakıp kavurmasın, Tıpkı puslu bakışlarındaki asit gibi...

Yayınlanma tarihi = 02/21/2016 Saat 2:22 de dokundum hayatınıza bize hayatınızda kocaman yer verdiğiniz için sonsuz teşekkürler... ~Rüzgar=Mina~ 'SEN BENIM YAŞADIĞIM EN GÜZEL MEVSIMIMSIN...' 'Şu an ona gidip sarılmak ve özlem kaldığım o portakal kokusunu koklamak istiyordum.Yumuşacik gözüken saçlarına dokunmak ama o bana haramdı. Işte gerçek aşk buydu o haram diye o ateşten yanacak diye sevdandan uzak kalmaktı. Aynı cennet bahçelerin altında oturmak için savdandan uzak kalmakti işte gerçek aşk buydu Allah için atan bir adet kalpte saklıydı gerçek aşk. Rüzgar tam bana yaklaşıtı sarılalacaktı ki kolarini uzatıp sevdam diyordu ki; "Dur Rüzgarım dur helale bu kadar yaklaşmiş iken harama bulaşamayalim gözünü seveyim dur." "Dayananmam masum güzelliğim sevdam dayananam o çilek kokunu özlemişken dayanamam" "Dayan sevdam zor olsada dayan." Diyebilidim ancak göz yaşlarımin arasında . Ne kadar özledigimi fark ettim onu çünkü rüzgar onun portakal kokusunu bana getirmiştı. "Dayanacagiz sevdam birbirimizin helalı olana kadar dayanacağız." "Tamam sevdam tamam"'dileyebilmişti genç yürek...yüreği yana yana kalbi özlem ile acıya acıya. Sevdadan uzak durmayı kabul etmiş bir beden... Hemde Allah rızası için sevda ile yanan bir beden ~Tüm Telif hakkı Mina ve Rüzgarın sevda ile yanan yüreğin de saklı~

Kapalı, kendi halinde bir kız ve asosyal bir erkek. Kulağa nasıl geliyor dersiniz? Hadi okuyup görelim!

Arafta kalmış milyonlarca genç kızdan biri Eylül.. islamiyeti tanımak için attığı adımlar, yuttuğu dertler var. Gel gitler içerisinde bir hayat, vazgeçme cesaretinden yoksun bir gönül. Doğruyu bulduğunda herşeye rest çeken bir nadide çiçek Hilal.. yaprakları koparılmış, toprağı ezilmiş. tamiri imkansız bir aile bağının son demlerinde.! Hayatının anlamı olan iki kızı kaybetmiş bir serseri.. Kardeşi ve Sevdiği kız için neler yapabilir? Kendi dünyasında fırtınalara karışan bir adam.. Çağrı.. ................ Aynadaki yansımasına baktı. Kaşlarını çaktı. Ruhu ikiye bölünmüş karar vermekte zorlanıyordu. İki ayrı dünyanın ortasında araf'ta kalmıştı. Ne istiyordu? Tekrar aynaya baktı. Alnında çizgiler oluşacak şekilde tekrar çattı kaşını... ağzından tek bir kelime döküldü. KİMSİN

Kalbim mühürlenmiş bir kapıydı. Gelen her anahtarı tek bir darbeyle dışarı atarken ona yenilecek kadar dirayetsiz olmayacaktım. Onun da anahtarını kıracaktım elbet sert bir dokunuşla. Açılması zordu; açılması imkansızdı mühürlerimin. Ta ki sen hayatıma girene kadar... Kalbimi ansızın ifşa ederken canımı bu denli yakacağını nerden bilebilirdim! Nerden bilebilirdim ki seni bu kadar çok seveceğimi... Sen nerden bilecektin ki giderken bile seni bu denli çok sevdiğimi.

hikayeyi beyendinniz için cok cok teşekürler ederim :)