💫Wattpad-in Yıldızları. 💫
40 stories
BÜLBÜL KAPANI  by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 19,380,410
  • WpVote
    Votes 1,253,377
  • WpPart
    Parts 41
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR by ceyzabel
ceyzabel
  • WpView
    Reads 863,414
  • WpVote
    Votes 63,283
  • WpPart
    Parts 54
"Ve unutma Zümrüt; tüm çiçekler yavaş yavaş, kırmızı güller çabuk solar." *** 1980 yılının Mayıs ayında, Dilektaşı Mahallesi'ndeki aylardır boş olan daireye genç bir adam taşındı. Tek başınaydı, bir karısı veya çocukları yoktu. Kimseyle konuşmazdı ve soğuk çehresi, tenindeki yanığa benzer farklı renkte izleri, şüpheli hareketleri nedeniyle kimsenin de onunla konuşmaya niyeti pek yoktu. Mahalleli, bu suskun ve gizemli adamın dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak bir Amerikan ajanı olduğuna karar vermişti ve adama kendi aralarında 'Dilsiz Ajan' diye sesleniyorlardı. Zümrüt Ayten Özsoy ise henüz yirmisine yeni basmıştı. Altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Hayat hakkında bilgisi bu aileyle ve bu mahalleyle sınırlıydı. Liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı, hayata en büyük kızgınlığı da buydu. Hayallerini baltalayan şey yoksulluk ve yoksulluğunun sebebi ise başlarındaki sorumsuz babalarıydı. Çoğunlukla bu kalabalık mahallenin cıvıltısında ömrünün çürüyeceğini ve ailesine rağmen yapayalnız öleceğini düşünürdü. Onun için hayat, ışıltılı bir oyun sahnesiydi ve bu sahne, akşam babası eve geldikten sonra perdelerini kapatarak karanlığa bürünürdü. Ve bir gün Dilsiz Ajan nihayet konuştu. Zümrüt Ayten Özsoy ise hayallerine çok yakın olduğunun henüz farkında değildi. (30.03.2021)
KOF  by pekbiafiliyalnizlik
pekbiafiliyalnizlik
  • WpView
    Reads 762,878
  • WpVote
    Votes 71,150
  • WpPart
    Parts 31
Bugün tam bir ay oldu buraya geleli. Dört duvarın arasındayım. Küf kokuyor burası, biraz da is. Derin bir koku çekiyorum içime, işte diyorum kendime; İşte benim yaşama sebebim bu. Zar zor sığdığım yatak bu gece bana dar olmakta kararlı, uyku denen o lanet şey girmiyor gözüme. Bedenim bir külçeden farksız, dört gündür uyumamışım. Yine girmiyor. Gözümü her kapattığımda cesetler beliriyor o karanlıkta. Ceset denmez ona, olsa olsa leştir o. Derdi amcam yanımda olsaydı. Haklı, leşti her biri. 'İlk günler kusarsın sürekli, uyuyamazsın, rüyana girer kabus ederler.' Demişti amcam, şimdi söylediği her şeyi yaşıyorum. Apansız bir ürperti geliyor engel olamadığım, rüyalarımı kabus ediyorlar epey bir vakittir. Bunların hepsi birkaç aya mazi olacak, biliyorum. Ne artık rüyama girecekler, ne de leşlerini görünce kusacağım. Ben artık öldürmek için yaşayacağım. Ben kim miyim? Ben Dinçer, Dinçer Demirsoy. Başka da hiçbir şey değilim zaten. Hayatta bir şey olmak için işte şimdi tam da buradayım. Tek bir kelimeyle anlatamadığım bu şehirdeyim. Ölü kentteyim, ölü zırhlarının içindeyim, leşlerin her gün daha da arttığı bir mezarlıktayım.
Bordoya Karışan Aşk by pekbiafiliyalnizlik
pekbiafiliyalnizlik
  • WpView
    Reads 489,635
  • WpVote
    Votes 39,820
  • WpPart
    Parts 28
Şarjörü doldurup atış kulaklığımı taktım. Karşımdaki hedefin kırmızı alanını delik deşik ederken rahatladığımı hissediyordum. Şarjördeki mermi bittiğinde atış kulaklığımı enseme indirip masanın üzerindeki mermilere uzandım. O sırada kulağıma dolan tok postal sesleri bana kimin geldiğini müjdeliyordu. Bir adamı yürüyüşünden tanıyor olmak garipti. Üsteğmen hala yanıma gelmemişti, merakla başımı geriye çevirdim. Arkamdaki masaya yaslanmış anlamlandıramadığım bakışlarla beni izliyordu. Bir eli yaslandığı masada, diğer eli de palaskasındaydı. Genelde omzuna asmaktan hoşlanmadığı bordo beresi ise tıpkı benimki gibi omzundaydı. Başımla kısa bir selam verip önüme döndüm. Tekrar pozisyon alıp hedefime odaklandım. Ben atış yaparken üsteğmen de yanımdaki alana girip atışa başlamıştı. Kavga eder gibiydik o an, kurşun seslerimiz ise sustuğumuz kelimelerimizi ifade ediyordu. İkimizin de kurşunları bitmişti, bakışlarımız birbirini bulduğunda yine o gizemli karaları karşıladı beni. Ben savaşmaya devam etmek ister gibi mermilere uzattım elimi, ama susmayı da beceremedim işte. ''Yurdunuzu arıyor gibisiniz üsteğmenim, gözleriniz sürekli bir arayışta sanki.'' Ona bir cevap hakkı tanımadan atış yapmaya başladım, silahımın tetiğine basmaya devam ederken yanımdaki adamın da pür dikkat beni izlediğini biliyordum. Son mermime de veda etmiştim. Başımı çevirdiğimde yine o bakışlara mahkum edildim. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi sonlandırıp yanıma geldi, elini uzatıp atış kulaklığımı çıkardı. Aramızdaki tek engel o kulaklıkmış gibi biraz daha yaklaştı bana, gözlerime daha yakından baktı. ''Belki de yurdumu bulduğum için sürekli gözlerine bakıyorumdur teğmenim.'' Bordoya boyanırken aşka karışan iki yürekli askerin hikâyesi...
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,252,547
  • WpVote
    Votes 537,130
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
İstanbul Masalı by ancakendineyazar
ancakendineyazar
  • WpView
    Reads 2,418,653
  • WpVote
    Votes 148,794
  • WpPart
    Parts 77
Mizah#1 •27.04.2018• Merhaba ben Beliz, Beliz Deniz. Adımla soyadım arasındaki uyum ailemin bana daha doğduğum anda mizahşör yanlarını ispat etmek için yaptıkları koca bir şaka demek isterdim lakin, gerçek ama siz bana kısaca Belo ya da Pirana diyebilirsiniz. Benim için toplayıp çıkaramadığım her şey bir hayal ürünüydü, geçmiş zaman kullanıyorum çünkü tüm doğrularımı bana sorgulatacak bir şey oldu, ne mi oldu? O'nu gördüm. Daha sonrasında ne aklımı toplayabildim ne de onu kalbimden çıkarabildim. Peki neden çikolata gözlümün yanında değil de buradayım? Sizlere bir masal anlatacağım, kendi İstanbul Masalı'mı. Bu masalda anlatıcınız maalesef ki aklı selim bir dış göz değil. Öyle masallardaki gibi saf ve masum prensesler de beklemeyin, prensimizin de beyaz bir atını uzak diyarlara sürdüğü falan yok. Kendisi iş hayatındaki tahtından ben ise Chanel çantalarımın ve Loubotinlerimin bana verdiği yetkiye dayanarak tüm moda ikonluğumla sizleri selamlıyorum. Bolca eğlenceye, çokça stalk yapmaya hoş geldiniz. Hadi gelin size plan nasıl kurulur, stalk nasıl yapılır ve bir erkek nasıl parmağınızda oynatılır anlatayım.
Zora Sarıldık- KİTAP OLUYOR  by pekbiafiliyalnizlik
pekbiafiliyalnizlik
  • WpView
    Reads 9,604,417
  • WpVote
    Votes 450,315
  • WpPart
    Parts 78
Bordo Bereli cesur bir askerin ve başarılı bir doktorun hikâyesi... ''Halide sana deli gibi aşık!'' En yakın arkadaşım, sevdiğim adama sırrımızı söylerken, duvarın dibinde gizlice onları izliyordum. Tüm bedenim heyecan ve korkuyla titriyordu, Ali Deniz'in insanın içini üşüten sesini duyduğumda kalbim buz tutmuştu. "Şimdi git o arkadaşına söyle! Bin tane kalbim olsa birini bile ona vermem!"
OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ by Limaei
Limaei
  • WpView
    Reads 5,845,865
  • WpVote
    Votes 443,565
  • WpPart
    Parts 96
KİTAP OLDU. Oyunbaz, Martı Yayınları aracılığı ile raflarda! Tüm seri bu çalışma içinde yer almaktadır. 1. Kitap: Oyunbaz | 2. Kitap: Düzenbaz | 3. Kitap: Cambaz adıyla kitapları kitap satan her yerde bulabilirsiniz! 1 KIZ, 6 ERKEK, ÖLÜMCÜL BİR EV. Afra'nın diğer tutsaklardan dört farkı vardı: Birincisi, bir kız olmasıydı. İkincisi, tutsak alınan son kişi olmasıydı. Üçüncüsü, Ölüm'ün gözdesi ve favori oyuncağı olmasıydı. Dördüncüsü ise... Ölüm'ün telefon ve görevler verdiği tek kişi olmasıydı. Kameralar yerine, onları her an öldürebilecek silahların asıldığı bir ev. İçinde neden orada olduğunu bilmeyen altı erkek ve bir kız. Kendine 'Ölüm' diyen ve tutsaklarıyla haylaz bir çocuk gibi oynayan bir 'oyunbaz'. Gelecek ve şimdiki zaman arasında dokunmuş, sınırları zorlayan, sizi Ölüm'ün oyununu çözmeye davet eden bir ev burası. Ah, uyarmam gerekiyor. Oyunbaz'a yetişmek ve 'Bir Ölü' olmak istemiyorsanız... Sizin de tıpkı Ölüm gibi oyunbaz olmanız gerekli. Ölüm sizi bulmacayı andıran gizemli bir oyuna davet ediyor! Hazır mısın? ● յՅ ɴᴜᴍᴀʀᴀʟı ᴇᴠᴇ ᴋᴀᴛıʟᴍᴀʏı ᴋᴀʙᴜʟ ᴇᴅɪʏᴏʀᴜᴍ. ● ⚠️🔞 Bu kitap ağır, travma tetikleyici olaylar içeriyor olup psikolojisi hassas olanlara uygun değildir. Kurgu Oluşturulma Tarihi: 14.07.2019 İlk Yazılma Tarihi: 15.05.2020 Birinci Kitap Bitiş Tarihi: 20.08.2021 Tüm Hakları Saklıdır. ÇALINTI, ESİNLENME GİBİ DURUMLARDA UYARI OLMAKSIZIN YASAL İŞLEMLERE BAŞVURULACAKTIR.
ŞAFAK DANSI by Limaei
Limaei
  • WpView
    Reads 8,472
  • WpVote
    Votes 774
  • WpPart
    Parts 1
Askıda. ❝Sis, dağın tepesinde dolaşırken şafak sökecek. İlk ışıklarla karanlık sevişecek.❞ Eleta Payre artık birçok ismin, lakabın ve gücün sahibi olmuştur. Henüz elde edemediği Kara Taht'ın ve Payre soyunun gücü, damalarında gümbürtüyle akarken her adımında kendi gücünün büyüklüğünü hissetmektedir. Yok ettiği şehir Noyan için ona birden fazla isim takmışlardır: O gece şehrin üstüne çöken sisi yaptığını sanarak ona Sis demişler, acımasız ve gaddar olduğunu fısıldayarak ona Karanlıktaki Cellat diye fısıldamışlar, en önemlisi de onu ilahların insanların günâhları için bir lanet olarak gönderdiğini söylemişlerdir. Eleta iki ilahla, Kaos ve Düzen'le iletişime geçebilse de hâlâ normal bir kadındır. Arkadaşları, ruh eşi ve sevdiği adam için dans eden, dünyanın bir düzene kavuşmasını isteyen, sıradan bir kadın. Sıradan olmayan tek şey, ilahların onun için kurduğu planlardır. Dansın son kısmı, son adım, son savaş. Eleta ve ekibi bu sefer tüm krallıkları karşısına alıyor! Işık Kral, Rewna ve en önemlisi kendini geri planda tutarak zihnindeki Kaos'la planlar kuran Sergio... Bu son dans. Kazanan, tüm evrene sahip olacak. Tabii, geriye bir evren kalırsa. Üç kitaplık bir seri olan Ölümün Dansı Serisinin üçüncü kitabıdır! -------------------------------------------------- TÜM HAKLARI SAKLIDIR! Herhangi bir çalıntı, kopyalama vb. durumlarda yasal işlem başlatılacaktır!
GECE DANSI by Limaei
Limaei
  • WpView
    Reads 551,803
  • WpVote
    Votes 86,506
  • WpPart
    Parts 71
❝Karanlık çöktüğünde parlayan tek yıldız benim. Ben, sonsuz ışığın başladığı yerim.❞ Eleta tanıdığı bütün kişiler tarafından yalanlarla kandırılmıştı. Hiçbiri bunu onun kötülüğü için yapmamıştı fakat ihanetin acısının alevi bir türlü içinde sönmüyordu. Dahası bir an önce kim olmak istediğine, ne yapmak istediğine karar vermeliydi. Günlerini küçücük odada kendini hapsederek mi geçirecekti, yoksa kapıyı açıp her gün saatlerce kapısında bekleyen Gölge ile konuşup gerçekleri mi dinleyecekti? İki krallığın da yalanları gün yüzüne çıkarken Eleta konumu artık farkındaydı. Onu iki seçenek bekliyordu: Ya sessiz kalacak, her şeye göz yumacaktı. Ya da Nora Payre'nin isyanına katılacak, kördüğüm olan hayatı çözülmeye başlarken bir koruyucuya dönüşecekti. Bundan önce yapması gereken tek şey, geçmişinde ona unutturulan anılara bir bir kavuşmaktı. Önünde çok şey vardı. Bunu biliyordu. Fakat artık içindeki gücü de biliyordu. Tükenmek bilmez bir karanlık, içinde kan gibi akan ışık, alacağı yeni rünler ve yapılacak eğitimler onu bekliyordu. Üç kitaplık bir seri olan Ölümün Dansı Serisinin ikinci kitabıdır! -------------------------------------------------- (Kitap Formatında Sayfa Sayısı: +1300.) (Kelime Sayısı: 370 BİN.) -------------------------------------------------- Başlama Tarihi: 2019 Yazı. [TAMAMLANDI.] TÜM HAKLARI SAKLIDIR! Herhangi bir çalıntı, kopyalama vb. durumlarda yasal işlem başlatılacaktır!