Sessiz
"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."
"Sevemez o seni, kırar hem..." Sırtım arabanın kapısına çarpacak kadar geri çekildim. "Sen de üzüyorsun, incitiyorsun!" Yüz ifadesi biraz daha yumuşadı. "E sen de güzellikle sevmiyorsun ki be güzelim..." Aşk hikayesi değil Saplantı hikayesi...
Yeni şarkılara ihtiyacın var ve hâlâ bulamadın mı? Burası senin için o zaman dostum.
Çekinerek o çocuğun yanına oturdum. Bana sırıtarak bakıyordu. "Adım Spencer." "Lola." Onunla konuşmak bana çok garip geliyordu. Aslında daha önce farketmemiştim ama yakışıklı biriymiş...
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini. "Saçların kadar uzun ve güzel...
Onun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıldığında bulutların üzerinde uçan onun Küçüğüydüm ben. Ben Su Yıldırım...
3 kız, saf ve masum. Güneş: 20 yaşında. Üniversiteye gidiyor. Annesi ve babasıyla yaşıyor. Sidal: 22 yaşında. Tıp öğrencisi. Hayata pozitif bakan saf ve masum biri. Ailesini trafik kazasında kaybetmiş, hayatın acı gerçekleriyle küçük yaşta karşılaşmış bir kız. Eslem: 23 yaşında. İşinde oldukça başarılı bir mimar. Zek...
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYL...