Bana nefesini ver, kalbimden kalbine sonsuz adımlar atayım. Bitmeyecek gecelerimize bir kadeh kaldıralım ve gülerek, severek, birbirimizi parçalarcasına sevişelim. Diz kapaklarını ellerimle tutup bacaklarını açayım; cennetine ürkek bir giriş, dudaklarımdan süzülen en güzel sessizlikler. Çığlıklarında gizlediğin bizi, nasıl oldu da bu ellerle beni baştan çıkardığını anlat bana. Yatağımda bir bahçe yarat; ayaklarından yeryüzüne hayat gelsin; bize, ban- sadece bana.

Yine eski bir hikaye Üstelik eskiden apartmanlarda olan dostluklara da selam çakıyor. Güzel günleri anımsayanlara, hiç yaşamadığı için bilmeyen gençliğe ve bir gün yine insanların eskisi kadar dost canlısı olacağı günlerin geleceğine inananlara gelsin. Aşk mı? Aşk olmadan olmaz...

Bir pazar hikayesi daha. Çıtır çıtır yemeli diyeceklerimizden :) Keyifli okumalar, iyi eğlenceler herkese

Hayatımız kararlarımızla, tercihlerimizle yönlenir. Çok sevdiğim bir söz vardır, HER TERCİH BİR VAZGEÇİŞTİR... Bu hikayede kararlar alan, tercihleri yüzünden vazgeçtikleri ile hesaplaşma yaşayan Işıl'ın doğum gününü okuyacağız. Tek bölümlük MAYIS hikayesi haftaya gelecek... günün anlam ve önemine uygun olmasa da bu 1 Mayıs İşçi ve Emekçinin BAYRAM HEDİYESİ...

Aşk kime nerede nasıl denk gelecek bilinmez... Rastlantılar en büyük destekçisidir aşkın... Kuru temizleme için kapıyı açan, kalbini de açar mı?

Futbolu sever misiniz? Ben severim. Hiç futbol ile ilgili hikaye yazmamışım diye düşünüp, biraz da Norveç'in güzelliklerini katmalıyım dedim... Çıtırlardan yine... Hikayenin sonunda bir blog adresi var. Hikaye içinde geçen Norveç ile ilgili tüm bilgiler o blogdan... Görmeden yazmak için bence mükemmel bir kaynaktı...

Derler ki, aşık olduğunuzu en net anladığınız an 'kaybettiğiniz' anmış... Meriç ve Ertan... severken ayrılanlar... Bu ikili ayrılıklarını yaşarken biz de onlara yardımcı olalım. Pazar gününüz güzel noktalansın...

Hayatın sürprizleri bitmez. Bir karşılaşma, bir yanlış anlama, bir doğrulama... Hepsi hayatın gerçekleri Bir de bunların ardından gelen aşk var... Fotoğraf çekmeye meraklı bir genç kızın kurs macerasına biraz aşk kattık... Pazar günün çıtır çerezi..... Tek bölümle gelsin, hoşluğunu bırakıp gitsin...

Sizler kahve sever misiniz bilmem ama ben çok severim. Hiç çay içmeyen biri olarak, bir kahve hikayesi daha yazdım... Hem 2000 takipçi için, hem de ekim ayı hikayesi bir arada... Bu kez ilk aşklar yerine ikinci bahar tadında... Yalın bir hikaye... elbette kısa... hatta tek bölüm... İkinci aşkı yakalayacak şansı bulanlara gelsin... Keyifli okumalar...

Tek bölümlük, pazarınıza keyif versin diye eklenen, biraz erkek gözünden bakan bir hikaye.