DENİŞİK KİTAPLAR
4 stories
Mardia (Askıya Alındı) by BiCeruVar
BiCeruVar
  • WpView
    Reads 9,108
  • WpVote
    Votes 456
  • WpPart
    Parts 10
Sevdanın ve Törenin tarihi Mardia... Huzuru da huzursuzluğu da bir başkaydı bu memleketin. İnsanı hem asabiydi hem sıcakkanlı. İstedikleri zaman merhametli oldukları gibi sinirlendiklerinde bir kurşun yarasını göz kırpmadan açabilirlerdi. Farklıydı eskinin Mardia'sı şimdinin Mardini. Değişen sırf ismiydi belki de, insanlarının hali tavrı aynı kalmış olmalıydı. Yoksa kim bağlı kalabilirdi ki toprağına, insanına, adetlerine kurallarına... Başka bir hayat vardı burada, okuyamayan çocuklar, 15ine gelince gelin edilen çocuklar, oyuncak bebeklerle oynayacağı zamanlarında kendi bebeklerini kucaklamış çocuk kadınlar... Töreye baş kaldırıp kan dökenlerin izleri vardı bu topraklarda, dayak yiyerek bitap düşen kadınlar vardı. Mardin'in topraklarına göre kız kısmı okumazdı, erinin dizinin dibinde durur evini toplar çocuk doğururdu. Daha kötüleri de vardı oralarda, belki de hiç bu kültürle büyümemiş ancak bu kültürün kucağına gelin olarak düşenler. Bir de yetmezmiş gibi kuma olarak hayatlarını sürecekler. İşte onlardan biriydi Toprak. Üzerinden buram buram asalet akan, gözlerinin siyahından asiliği vuran, kaşlarının sert duruşundan dik başlılığı belli olan bir kızı o. Tek başınaydı, önünü arkasını kollayacak babası altı sene önce işçileri kontrol ederken kalp krizinden ölmüş, kocasına bağlılığı ile bildiği annesi de bir sene dayanamadan yataklara düşüp Toprak kokulu kızlarını bir başlarına bırakmışlardı. Şimdi Toprak'a her şey zordu, nefes almak bile... Eski bir sevda, Dillere destan güçlü bir kadın, Tüm vazgeçmişliğiyle yıkılmaya hazır bir adam... Önlerinde ise zorlu bir savaş, Ekmeğe susamışcasına olan hasret. 30.MART.2016
KURTARICIM by Minnak_KumsaL
Minnak_KumsaL
  • WpView
    Reads 22,725,136
  • WpVote
    Votes 822,629
  • WpPart
    Parts 90
Onun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıldığında bulutların üzerinde uçan onun Küçüğüydüm ben. Ben Su Yıldırım, Uygar Aral'ın kutsanmış olduğunu düşünen küçük kız. ★★★ 'Sigaran mı ben mi?'diye sordum, Güldü. sonra bir duman daha soludu olabildiğince.'Sigarama sebep olan sen.'dedi. ★MERVE GEZİCİ★
Mavi Kelebek  by SiyahinRuhHali
SiyahinRuhHali
  • WpView
    Reads 1,878,265
  • WpVote
    Votes 79,039
  • WpPart
    Parts 35
🦋 O, kanatlarında ölümü taşıyan mavi bir kelebekti. Hüznün mavisi, ölümün uykusuyla birleşti. Kadın ve adamın dudakları son bir kez titredi. ◆◆◆ Masal geçmişindeki boşluğu, kötü anılarını etrafındaki insanlar ve geleceği ile doldurmak isteyen genç bir kızdır. Ve bir gün kader onun için yine en kötü sonu hazırlar. Babası aniden ortalıktan kaybolmuştur. Dahası peşine kim olduklarını, ne istediklerini bilmediği karanlık adamlar takılmış ve kaçmak zorunda kalmıştır. Yıllardır babasının birikim yaptığını düşündüğü banka kasasına gider ve orada büyük bir sürpriz ile karşılaşır. Kasada para değil, sadece bir isim ve adresin yazılı olduğu bir kağıt parçası bulur. Masal acımasızca öne sürülen bir piyon olduğunu bilmeden o adrese gider ve kaderin çarkları yine tersine dönmeye başlar. Orada onun pusuya yatmış olan hastalığı yeniden gün yüzüne çıkar. "Kelebekler sadece üç gün yaşar ama..." "O zaman bizde kelebeklerin ölümsüz olduğu bir yere gideriz" "Mesela nereye?" "Cennete..."
Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi| by BiCeruVar
BiCeruVar
  • WpView
    Reads 332,312
  • WpVote
    Votes 16,844
  • WpPart
    Parts 56
(Şafak Serisinin 2. Kitabıdır.) Koyu kızıla boğulmuş bir hikayenin baş kahramanlarının kanından gelen gençler... Hayatları boyunca dostluk, aile, sevda, umut ve destek olmanın anlamını büyüklerinden öğrendiler. Bütün zirvelerin gücü olacak insanlar bir araya geldiğinde yenilmez zannedilen her şey yıkılmaya mahkum kalırdı. Ve gençlik her zaman toyluk anlamına gelmezken, her yaşanmışlık da daha güçlü yapmazdı insanı. Eğer ki gözü kara birisi olacaksa asla tek başına yaşayamazdı. Her düşman sanıldığı kadar düşman değilken, her aşk da sanıldığı kadar vefalı olamazdı. Zirvedeki bir devrin başlangıcı sert rüzgarlara karşı koyuşla başlarken, gökkuşağının her rengini kalbinde yaşayabilen insanlar olmasını dilemek en büyük güçtür. Peki ya hem gökkuşağı hem de gecenin şafağı olsaydı? Her gün mutlu eder miydi insanı? Veya her kadın fark edebilir miydi dibindeki sevdalı adamı? Bir adam ne denli katlanabilirdi bağıran yüreğini susturmaya? Her umut edilen koca bir boşluğa sürüklerse adamı ve her kahkaha yakarsa bir kadını... Sevda az kitlenin nasibi ise, Umut güçlü bir kitleye hitap eder. Her kararan günün doğan bir güneşi, Her günün çöken bir karanlığı vardır. Ve bir adam namludan çıkan kurşun kadar tehlikeli severken, Bir kadın kara şafak kadar sert gömebilir yüreğine sevdasını. Sevda hiç bir zaman basit bir zar atma oyunu değildir. Aksine sanıldığından daha ağır bir sahneye çıkmıştır insanoğlu. Asıl mesele o sahnenin perdesi; Siyah mı? Beyaz mı?