Ankaak
Uyandığında Güneş'i kıskandıracak sarı saçları vardı... Sonra her bir teli geceyle yarışır gibi karardı... Bir nefes kaç kez "son" diyerek dökülebilir dudaktan? Ya bir gözyaşı yanaktan? Kaç kez ölebilirdi bir insan? Peki ya bir ANKA'ysan? Her gece ölüp her sabah tekrar yaşayan bir ruh, her defasında tekrar tekrar yaşamayı öğrenen adeta minik bir çocuk... O bir ANKA! Sökülmeye doymayan kalbi, yeniden atabileceği nedenler arıyor. Hiç korkmadan boğulmaktan, bir balığın cesaret edemeyeceği derinliklerde kuş olarak yüzmeye çalışıyor. Öldüğünde ise yeniden ve yeniden doğuyor...