Vazgeçilmezlerim📌📌
130 cerita
FATMA(Düzenlenecek) oleh selamslmslm
FATMA(Düzenlenecek)
selamslmslm
  • Membaca 268,120
  • Suara 4,323
  • Bagian 6
Konya'ya Bulgaristan'dan göç etmiş bir Türk kızı ve dağlı eşkıya oğlan arasında geçen bir hayat hikayesi. Hikayede +18 kısımlar olacaktır.
BEYAZ LEKE oleh asliaarslan
BEYAZ LEKE
asliaarslan
  • Membaca 37,187,375
  • Suara 2,050,103
  • Bagian 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK oleh bosverdilan
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK
bosverdilan
  • Membaca 8,296,411
  • Suara 509,061
  • Bagian 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
ÇEHRESİZ oleh alizarbmbin
ÇEHRESİZ
alizarbmbin
  • Membaca 2,582,797
  • Suara 149,883
  • Bagian 84
"Akıp giden şu suya atlayamadığım için dünya üzerindeki tüm denizleri kuruttum. Artık hiç su yok, Alanguva. Ve biz alev almak üzereyiz." Yara almış her çocuğa ve yara almış her çocuk için. 18 Mayıs 2015.
Seninim Son Kez (Düzenleniyor) oleh kimselerduymadi
Seninim Son Kez (Düzenleniyor)
kimselerduymadi
  • Membaca 2,439,995
  • Suara 66,026
  • Bagian 44
"Bak ulan bana!" Diye bağırdığında komodinin üzerindeki su bardağını yere fırlattı ve bardak tıpkı benim kalbim gibi gözümün önünde parçalara ayrıldı. "Gözümün içine bak ve öyle sensiz nefes almak istiyorum de!" Boğazı yırtılırcasına bağırırken benim sol gözümden bir yaş düştü ve bunu görmemesi için hızla elimi kaldırarak sildim. "Birbirimizi daha fazla tüketmemek için buna ihtiyacımız var. Ben çok yoruldum Asaf." Dediğimde istediğini yaparak gözlerimi güzel yüzüne çıkarmıştım. "Her şey çok üst üste geldi. Boğuluyor gibi hissediyorum. Bana biraz müsade et." Dedim. Başını arkaya atarak duvara yaslarken sesli acı yutkunuşuyla bakışlarım hareket eden adem elmasına kaydı. Başını duvara sertçe vururken "Bensiz nefes almak istiyorsun..." Diye mırıldandı. Gözlerini benimkilere diktiğinde orada bu isteğimle oluşan hayal kırıklığının parçalarını gördüm. Hepsi tamda şu an kanatırcasına kalbime saplandı. "Ben bir an önce evlenelim derken sen bana gelmiş sensiz nefes almaya ihtiyacım var diyorsun!" Dudaklarından dökülen kelimeler zehirli bir ok gibi bana saplandığında "Ama benim sensiz nefessiz kalacağımı düşünemiyorsun!" Diye bağırdı. Gözlerine baktığımda kalbime giren acıyı sonlandıramadım. "Anlamıyorsun beni." "Sana her zaman net olmuşken senin bana olan bu güven problemini anlamıyorum, anlamayacağım." Ben sustum, o sustu. "İstediğin gibi olsun." Dediğinde odadaki o sağır eden sessizlik artık onun soğuk sesiyle bozulmuştu. Yanan tenime rağmen soğuk sesi buz tuttuğumda bakışlarımı ağırca yüzüne çıkardım. "Görüşmeyelim." Dedi gayet kararlı bir şekilde. Az önce benim istediğim şeyin şimdi onun dudaklarından çıkması canımı neden bu kadar acıtmıştı? "Gelmeyeceğim, aramayacağım, sormam bile. İstediğin kadar bensiz rahat bir nefes alabilirsin." (Yetişkin içerik ve küfür vardır!)
GÜZ GÜLLERİ oleh KadifeKelimeler
GÜZ GÜLLERİ
KadifeKelimeler
  • Membaca 648,911
  • Suara 46,912
  • Bagian 29
"Beni özlediğini biliyorum, hala beni istediğini biliyorum Ömür. Duruşun değişmiş, gülüşün ve kelimelerin... Ama gözlerin... Onlar hala aynılar ve sen ne kadar itiraz edersen et, onlar hala beni sevdiğini söylüyorlar..." *** Erez Gündoğdu o serseri gülüşü, alaylı sözleri ve kobalt mavisi bakışlarıyla dünyaca ünlü bir ressam ve fotoğraf sanatçısıydı. Biraz uçarı, biraz delidoluydu ama bir kış günü fitili ateşleyen o yeşil bakışlara vurulduğunda durulmuştu. Ömür Göktepe ise; ailesinin baskısı altında yaşayan ve 19. doğum gününe dek bunları hiç sorgulamayan ürkek, çekingen bir genç kızdı. Ancak ilk kez doğum gününde kuralları çiğnemeye karar verdiğinde ve kendini yeni bir maceraya attığında ölümün kıyısından döneceğini ve bir yabancının kollarında aşkı tadacağını hiç düşünmemişti. Ve ansızın o kollardan kopup yıllar sonra bir kış günü onları buluşturan kar taneleri yeniden şehre yağdığında artık her şey değişmişti ve aşk, bu kez kar tanelerinin değil nefretin ve pişmanlığın altında ezilmişti... *** Nar Bülbülü ve Sevda Çiçeği hikayelerinde tanıdığınız Erez Gündoğdu'nun hikayesidir. Seriler birbirinden bağımsız oldukları için ayrı ayrı okunabilir. Sevgiler, KadifeKelimeler... *** Hikayelerim isim haklarıyla birlikte noterde adıma kayıtlıdır. Çalıntı ya da izinsiz kullanmak durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
Bana İyi Gel oleh cinnamon_san
Bana İyi Gel
cinnamon_san
  • Membaca 2,344,535
  • Suara 148,344
  • Bagian 48
Bir sosyopatı iyileştirebilir misin doktor, yoksa o sosyopat seni de mi delirtir? • Gülce Ayoğlu - Barbaros Demirkan • 🔱 🔱 🔱 Acı içindeki sesiyle ellerini makinenin yanına vururken transa girmiş gibi "İstemiyorum, istemiyorum, istemiyorum. Çıkar beni! Çıkar!" diye bağırıyordu. Refleksle yumruk yaptığı ellerini tutup kendine zarar vermesini engellerken çıkması için hafifçe aşağı doğru kaymasına yardım ettim. "Barbaros! Barbaros sakin ol, iyisin. Çıkardık seni bak. Hadi bana bak." Hala beni fark etmemiş deli gibi titrerken alnından terler damlıyordu. "İstemiyorum, istemiyorum. Çıkar." diye sayıklamaya devam ederken ne yapacağımı bilemedim. Onun için hem endişelenip hem korkarken yanında olduğumu belli etmek için hafifçe elimin altındaki elini okşadım. Temasım biraz işe yaramış olacak ki varlığımı daha fazla belli edebilmek için biraz tedirginlikle de olsa ellerimi hafifçe sırtına doğru kaydırıp ona sarıldım. Kulağına doğru sakinleştirici olduğunu düşündüğüm bir sesle "Sakin ol Barbaros. İyisin, iyisin. Bak ben buradayım, çıkardık seni." Kollarımın arasında deli gibi titrerken sırtını yavaşça sıvazlıyordum. Sürekli tekrar eden telkinlerimle yavaş yavaş kendine gelirken bu kadar umursamaz ve güçlü duran dağ gibi adamı ne bu hale getirmişti, benim için yeni bir soru daha zihnimde yer ediyordu. 🔱 🔱 🔱 Cover by: MedGraphic (_moonnlightt_) Başlangıç Tarihi : 26 Ağustos 2020 #Sevgi'de 2. (05.04.2021) #Gizem'de 1. (02.01.2021) #Aksiyon'da 1. (31.12.2020) #Genel Kurgu'da 1. (17.12.2020) #Romantizm'de 3. (23.12.2020)
EVSİZ oleh saulepleureurr
EVSİZ
saulepleureurr
  • Membaca 261,966
  • Suara 11,002
  • Bagian 17
(Ara verilmiştir. Sebepleri 'sad story' bölümünde mevcuttur.) "Tamam, tamam bulmayacaklar seni... İzin ver bana, saklayayım seni." Öyle kurdu ki bu cümleyi... Öyle bir cümle kurdu ki fark etmeden... Onun için ne anlama geldiğini bilmesem bile kalbime delik açılmış gibi hissettim, kurşun yarası gibi... Dondum, titredim, bakakaldım gözlerine, kalakaldım öylece... Nasıl derler buna? Araba çarpmış, tokat yemiş gibi? Hayır, hayır... Tokat yemek böyle hissettirmiyor ki, çok incitiyor o... Çok yaralıyor, paramparça ediyor kalbimi. Bu bambaşka... Bambaşka bir şey. Bambaşka bir his. Çok garip Allahım. Bu adamın gözlerinin içine bakmak çok garip. Açık penceredeki kısa tül uçuştu sanki, güneş çarptı gözlerime, bir şarkı ilişti kulağıma... Dedemin cızırdayan radyosundan gelen ses kesik kesik duyuldu odada. Rüzgar karıştı saçlarıma, serinletti tenimi, kıstırdı gözlerimi... Ne zaman başımı sallayıp ona evet dedim, bilmiyorum... Anımsayamıyorum bir türlü... Kurduğu cümlenin eteğine öyle çok takılı kalıyorum ki, düştüğüm yerden dizlerimin üstüne bile kalkamıyorum. Böyle bir cümle kuran adamdan gelecek zararı kabullenemiyorum. Bana zarar verme Devran. Ne olur. Beni sakla Devran. Sır gibi saklar mısın beni, gizli bir düş gibi? Beni öyle saklarsan kendimi çekip alamam Devran... Beni öyle saklama... ... Evim yoktu benim, yuva oldu bana. Gidecek bir yerim yoktu benim, yolların sonu oldu bana. Devran ve Sırma. İki evsizin birbirine yuva olma hikayesi.
KARANLIĞIN ŞEHRİ oleh sulisindunyasi
KARANLIĞIN ŞEHRİ
sulisindunyasi
  • Membaca 24,983,388
  • Suara 1,477,730
  • Bagian 80
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa... Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa... Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa... Neler olur?
KALBİMDEKİ KIYAMET oleh nefes_b
KALBİMDEKİ KIYAMET
nefes_b
  • Membaca 51,963
  • Suara 4,094
  • Bagian 23
Gözen Sözer, hayat kavramında mutlu olmayı çıkardığında 20 yaşındaydı. Komada yatan bir abi ve arasındaki bağın kopma noktasına geldiği ikiz kardeşiyle savrulup durmuştu. Hayat onu hiç bilmediği bir mahallede, tanımadığı insanların arasına soktuğunda neler yaşayacağını tahmin etmiyordu. Ahmet Destan Affan, mahallenin abisi, aşık olacağı en son ama en doğru adamdı. "Sadece seni korumak istemiştim." Dedi dalgın dalgın. Dilim az önceki cümlesinden dolayı lal olmuş durumda olduğu için nasıl konuşacağımı bilmiyordum. Öylece zihnime kazıdığım yüzüne bakıyordum. Alayla gülüp karşı duvarı izlemeye devam etti. "Nasıl korumaksa, yaptığım tek şey seni kendimden uzaklaştırmak oldu." "Ben uzaklaşmadım." Ben hiç sana yakın değildim ki Destan. "Doğru, uzaklaşmadın çünkü hiç yakın olamadın bana." İçimden geçenleri onun dillendirmesi yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. Sesli duyduğum gerçek hiç hoşuma gitmemişti. "Neden yakınımda değilsin Gözen?" BU KİTAP YAŞI KÜÇÜK OLAN OKUYUCULARA UYGUN DEĞİLDİR. İki farklı insanın tek bir yola düşmesi. Aşk beklenmedik acı ise muntazar olandı. GÖZEN SÖZER & AHMET DESTAN AFFAN