missylmzzz adlı kullanıcının Okuma Listesi
20 stories
BEYAZ KUBBELER : Savaşçı Kadın ve Kral ( -TAMAMLANDI- ) by Humeyra2882
Humeyra2882
  • WpView
    Reads 506,337
  • WpVote
    Votes 45,348
  • WpPart
    Parts 81
NOT: Mavi Kubbeler/ Yalnız Prens hikâyesinin devamıdır. Ayrı ayrı okunabilir, karakterler ve mekan farklıdır. (Ama önce Mavi kubbeleri okumanızı tavsiye ediyorum.) Not :İlk kitap olan Savaşçı Kadın ve Kral tamamlanmıştır. İkinci kitap olan Savaşçı Kadın ve Kralın şehri tamamlanmıştır. (İkisi de buradan yayımlanmıştır) İlk Kitap: Uzun savaşlardan sonra dört Krallığa bölünen bir dünya ve bu dünyada hayatta kalma savaşı veren bir krallık... Kuzey Kubbeler... Sierra gündüzleri avlanıp, hurda toplayarak hayata tutunmaya çalışırken geceleri soğuktan ölmemek için çabalamaktadır. Fakat kış hiç olmadığı kadar sertleşiyordur ve gün geçtikçe dışarı çıkmak neredeyse imkânsızlaşacaktır. İşin içine acımasız çeteler ve onların sert kuralları da eklenince Kuzey krallığında tam bir kargaşa baş gösterir. Tam bu sırada Sierra'nın hayatına, Werner adında gizemli bir adam girer ve ona hayatını kolaylaştıracak bir teklif sunar. Hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan adamın ona sunduğu anlaşmayı kabul eder ve onunla birlikte tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk onun hayatını tamamen değiştirecektir. Sierra farkında olmasa bile, aslında büyük bir şeyin parçasıdır. Hayatı boyunca, gizliden gizliye bu şeye hazırlanması sağlanmıştır ve sonunda kader, Sierra ve Kuzey halkı için bir son hazırlamaya başlamıştır. Sierra, bu sonu engelleyebilecek kişiye ulaşmanın tek anahtarıdır. İkinci Kitap: Hava daha da sertleşti... Kış daha da kötüleşti... Ve çeteler Kuzey Krallığına savaş açmaya hazırlanıyor. Eski dünyadan miras kalanlar, yeni yaratılan dünya için büyük bir tehdit oluşturuyor. Werner ve Sierra ise bunu durdurmak için her şeylerini ortaya koymak zorundadır. Kalplerini bile.
VAVEYLA by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 33,192,698
  • WpVote
    Votes 1,337,702
  • WpPart
    Parts 44
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYLA. Karanlıkta atılan her çığlık sahipsizdir. Ben senin karanlıkta attığın çığlığım. Seninleyim ama senin değilim.
Ederlezi by profeysinil
profeysinil
  • WpView
    Reads 1,846,635
  • WpVote
    Votes 85,371
  • WpPart
    Parts 47
"Sabaha kadar konuşmanın sabaha kadar sevişmekten daha tehlikeli olabileceğini kim tahmin ederdi ki? Her gece çiftliktekiler uyuduktan sonra Elif gizlice odama gelip yatağın diğer ucuna geçiyordu. Işıkları yakmayı hiç teklif etmemiştim, o da durumdan şikayetçi değildi. Binbir gece masallarındaki gibi karanlıkta başlayıp aydınlıkta son bulan gece buluşmalarıydı bunlar, ve nedense gizli kalmasını istemiştik. Oysa ortada gizlemeyi gerektirecek bir şey yoktu, onca gece yanımdaydı fakat elim onun eline bile değmemişti. Biz sadece konuşuyorduk... Sadece konuşuyorduk ve sanırım tüm sorun buydu. Belki konuşmak yerine sevişseydik bu kadar kök salmazdık birbirimize. Ben bile anlatacak bu kadar çok şey biriktirdiğimden habersizdim. Konu konuyu, kapı kapıyı açıyor ve konuştukça söylenecek daha fazla söz açığa çıkıyordu aramızda. Bazen attığımız kahkahalar duyulmasın diye ellerimizi ağzımıza kapatmak zorunda kalıyorduk. Bazense Elif mutfağa inip gizlice yiyecek bir şeyler getiriyordu ikimize. Biri duyar diye ekmeği bile sessizce böldüğüm, çocukluğumdan bile daha çocuk olduğum, hayatımda ilk kez bir kadının yüzünde kaybolduğum gecelerdi. Bir erkeğin neden binbir gece boyunca masal dinlemek isteyebileceğini ilk kez o gecelerde anladım. Ve tarihteki onca adamı eline kalem almaya iten, tüm bunları bana yazdıran şeyi ilk kez o gecelerde buldum. Bazen bir kahkahanın ortasında, bazen birbirine çarpan iki bakışta, bazense saçını kulağının arkasına sıkıştırmasını izlerken ansızın beliriveren o sızıyı... İçimdeki edebiyatı uyandıran bir ağrıydı bu. İnkâr edip kaçsam da, durup kapılsam da gözlerine bakarken hissettiğim gerçek hiç değişmiyordu. Elif bir Balkan ağıdı gibi göğsümde büyüyordu."
49 by miracledmL
miracledmL
  • WpView
    Reads 341,272
  • WpVote
    Votes 24,412
  • WpPart
    Parts 61
Ben Duru Karahan... Şimdi aklınızdan bir sayı tutun. Ama öyle bir sayı olsun ki, hayatınızın geri kalanının hükmünü avucunda taşısın. Ben mi? Evet, ben de tuttum... 49! Duru Karahan | Ege Gür • +18 kısımlar içermektedir. • ?
No : 26 (İki Kitap) by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 16,561,068
  • WpVote
    Votes 937,788
  • WpPart
    Parts 55
Mine internet üzerinden Yeşil Küpeli Kız takma ismiyle magazin haberleri yaparak milyonlarca takipçiye ulaşmıştır ve Mine'nin şimdiki haber hedefi genç kızların yeni sevgilisi Efe Duran'dır... Yepyeni bir yaz macerasına hazır mısınız? "Ben notalarını değil seni istiyorum Efe..."
Düşmüş Melekler Senfonisi by profeysinil
profeysinil
  • WpView
    Reads 2,323,295
  • WpVote
    Votes 164,071
  • WpPart
    Parts 81
Watty's Gizem&Gerilim Kazananı 🏆 🏆 MysteryTR Ödülleri - Yıla Damga Vuran Gizem&Gerilim Hikayesi -*- "Normal insanların, eline anormal olma fırsatı geçmemiş kişilerden oluştuğunu görecek ilk kişi sen değilsin. Tarih, bu gerçeğin farkına varmış krallarla, filozoflarla ve din adamlarıyla dolu. Çürümek ve çürütmek için fırsat kollayan bu yığına, onlar engel oldu. Medeniyeti; toplumun gözünü yasalar, günahlar ve yalanlarla korkutan adamlar kurdu. Çünkü koyduğu kanunları kendisine tanrının yazdırdığını söyleyen Hammurabi, bunun yalan olduğunu biliyordu. Çift boynuzlu miğfer taktığı için halk arasında Zülkarneyn olduğuna inanılan Büyük İskender, bu yalana göz yumdu. Tıpkı topraklarını işgal ettiği Mısır halkının karşısına sarıkla çıkarak Müslüman olduğunu söyleyen Napolyon Bonapart gibi. Napolyon, Mısırlıların başını yalanlarla meşgul etmezse, çıkacak isyanda o başları gerçeklerle almak zorunda kalacağını biliyordu. Vahşetin bir açıklaması olmadığını görecek kadar yükseleceksin. Tıpkı senden öncekiler gibi. Yukarı tırmandıkça ışığın azaldığını fark edecek ve nihayet, karanlığın sadece karanlık olduğunu öğreneceksin. En sonunda ise, sokağa çıkıp yaklaşan kötülüğe karşı uyarmak istediğin insanların, fırsat bulduğunda seve seve o karanlığa dahil olacağı gerçeğiyle yüzleşecek; Ve sonra düşeceksin."
YARALI HAYALLER by ElisyaRoyal
ElisyaRoyal
  • WpView
    Reads 7,483,560
  • WpVote
    Votes 315,412
  • WpPart
    Parts 65
Nüket Kozcu, kendi halinde üvey annesinin yaptıklarından hoşnutsuz bir üniversite öğrencisidir. Bir gece bara gider ve tanımadığı bir adamla beraber olur. Ah, yanlış oldu; adamı çok iyi tanıyordur fakat sarhoşluğundan kim olduğunu anlamamıştır. Yakın arkadaşının abisi olduğunu farkettiğindeyse çoktan olayların akışına istemeden de olsa sürüklenmiştir. Nüket Kozcu bu geceyi aklından çıkarmayı planlarken, planları Savaş Akduman'ın planlarına toslar. Savaş Akduman, o gecenin etkisinden kurtulamaz ve Nüket'i beklenmedik bir şekilde kendi dünyasına davet eder. Nüket tarafından aldığı olumsuz yanıtlar ise Savaş'ı durdurmaya yetmeyecektir. Savaş için her şey 'Şehvetten' ibarettir, Nüket ise 'Aşk' istemektedir. Ya şehvet kazanacaktı, ya da aşk. Arası yok! "Sen satranç oyuncusu gibisin Savaş, hedefi değil hedefe giden yolu seviyorsun." (Nüket Kozcu) "Sen etrafına at gözlüğüyle bakarken birinin de çüş demesi bir zahmet zoruna gitmesin, güzelim." (Savaş Akduman) NÜKET KOZCU & SAVAŞ AKDUMAN ??? İlk Yayınlanma Tarihi | 10.Ekim.16 / Pzrt Saat | 23:00 Kitabın Türü | Yetişkin Genç Kurgu Yazan | Elisya Royal
Güneşi Yakala by misamigoss
misamigoss
  • WpView
    Reads 1,268,175
  • WpVote
    Votes 111,628
  • WpPart
    Parts 52
"Bu senin düğün istemeyen halin miydi?" diye sordu Yavuz duruşunu bozmadan. Nefesini düzene sokmaya çalışan İnci "Sana nikahı bastım diye dans ettim bu kadar, evet." dedi dalga geçerek. Bir şey söylemedi Yavuz. Önündeki su dolu şişeye uzanıp bardağına doldurdu, fakat doldurduğu suyu eline alamadan İnci'nin bardağı kapıp kafasına dikmesiyle sabırla yutkundu. "Sen nasıl bir manyaksın ben anlamadım ki!" Güldü İnci. "Nasıl bir manyak olduğumu çözebileceğin kadar kalmamayı umut ediyorum hayatında." diye yanıtladı Yavuz'u. Bedeninin duruşunu bozmadan boynunu çevirip kıza kısa bir bakış attı Yavuz. "Bir yerde kalabilmen veya ayrılabilmen için orada olman gerekir. Sen benim hayatımda değilsin." dedi ters sesiyle. Kıkırdayarak bardaktaki sudan biraz daha içip "E süper o zaman." diyerek ayağa kalktı İnci. "Hadi burada uslu uslu oturmaya devam et sen."
Kırmızı Haziran by iremmipelin
iremmipelin
  • WpView
    Reads 1,540,349
  • WpVote
    Votes 117,659
  • WpPart
    Parts 76
Pars, Atlas'ın önce ilk aşkı, sonra oyun arkadaşı oldu. Oynadıkları oyunun ipleri ayaklarına dolandı. Biri kaldı diğeri kaçtı. Çok zaman sonra kapı yeniden çaldı, postacı kapıya bir kaset bıraktı. Kasette Atlas'ın abisinin, Aras'ın katilinin sesi vardı. Atlas duyduğu sesin, Pars'ın peşine düştü. 🩸 "Pars..." dedim. "Seni öldüreceğim." "Lütfen..." dedi, gözlerini gözlerimden çekmeden. "Atlas, lütfen öldür beni."
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,517,369
  • WpVote
    Votes 546,107
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.