"Ne zaman kalkmayı planlıyorsunuz ? " diye sordu Lenda.Lenda dik başlı olmasına rağmen buraya gelince müşterilere karşı kibar olmaya çalışıyordu.Ve bu onu rahatsız ediyordu.Kendi benliğinden çıkıyordu. Kıvırcık kafa bardaktan kafasını kaldırdı ve çarpık gülümseyerek cevap verdi.Çok itici gözüküyordu Lenda için. "Babamı bekleyeceğim" dedi ve sakince yemeğini yemeye devam etti. "Sizin babanızdan bize ne saat kaç oldu ve hala restaurantı kapatamadık " İki genç adam Lenda'ya dönüp güldü ama Lenda'nın hiçbirşeyden haberi yoktu. "Babam bu restorantın sahibi sen yeni işe başladın galiba" dedi ve Lenda'yı süzdü.Lenda bundan rahatsız olduğunu belli ederek kaşlarını çattı ve söyledikleri ona komik geldi. "Patron hiç çocuğunun olduğundan bahsetmedi sana inanmalı mıyım ? Belki hesabı ödememek için böyle birşey yapıyorsun ? " diyerek Lenda sinirle söyledi.Genç kızın söyledikleri genç adama çok komik gelmişti ve tekrardan güldü. "Sana ailevi problemlerimizi anlatacak değilim .O yüzden sus ve işini yap" diye çemkirdi genç adam. Lenda iyice sinirlenmeye başlamıştı.Karşısındaki kıvırcık çok ukala birisine benziyordu ve Lenda böyle kişileri asla sevmezdi.Özellikle zengin bir züppeyse. "Bana karışamazsın birincisi ikincisi bana bu ukala tavırların işlemez patronun çocuğu olsan bile üçüncüsü burdan kalkın ve gidin ! " Genç adam bu yeni kızın söylediklerine sinirlenerek ayağıya kalktı ve önünde durdu.Yeşil gözleri kahverengi oluyordu resmen.Ama bu kızgınlık Lenda'ya işlememişti bile.O dik başlı ve cesur bir kızdı.Hakkını aramaktan korkmazdı. "Sen..Seni attıracağım ! " diye bağırdı.Salonda sesi yankı yaparken hala genç kızın karşısında gülerek bakmasına daha da sinirlenmişti. "İstediğini yap ! Senden korkmuyorum marul kafa ! " diyen Lenda güldü.Arkasındaki sarışın genç ise gülerek onlara bakıyordu.

''Neden beni sevmiyorsun?'' Harry'nin o büyüleyici sesi kulaklarıma doldu ve damarlarıma ilerlemeye başlayarak tüm bedenime işledi. ''Çünkü sen benim gözümde bir çocuksun ve benim bir adamın aşkına ihtiyacım var.'' Bir kaç yıl öncesinde sevgili olan Faith ve Harry üzücü bir durum yüzünden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Faith, Harry'i her ne kadar unutamasada kalbini başkasına kaptırıyor ve hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Yıllar geçtikten sonra Harry ve Faith tekrardan karşılaştıklarında aralarında yaşanan kıvılcım ve tekrardan alevlenen aşkları karşılarına çıkan her engeli yıkıp büyük bir sevgi ile hayatlarına birlikte devam ediyorlar. Faith kararsız bir şekilde hala Travis'in yanındaydı. Ama bir yanı Travis'in yanında olduğu için sevinirken, diğer tarafı ise Harry ile birlikte olmak için can atıyordu. İki kişi arasında kalan bir kız... ''Bir insan aynı anda iki kişiyi sevebilir miydi?''

He never knew life could be this way, but truly if he did, he wouldn't have cared. He cared about nothing, not even himself until her. Before her, he was empty/ Before her he knew nothing of joy or completion, and this is his journey to his life After her.

Winters in London are cold. Harry drinks tea to keep warm. Lena doesn't like that. She's much more of a coffee person, really.

Onlar için ; normal sevgililer gibi dışarıya çıkıp , el ele gezerek sevgi pozları vermek , dilediğini yapmak değildi aşk. Size bir sır vereyim ; aslında onların aşklarının büyüsü TAXI'den çıkınca bozuluyordu. Peki , ilklerini de mi TAXI'de yaşayacaklar? Ya da bunlar onların kuruntuları mı? ©Tüm hakları saklıdır.

"Onu meleklerimle dans ettiği için değil, isminin şeytanlarımı susturabildiği için sevdim." - Christopher Poindexter [original: weyhey_harry]

Okulun popüler kızı Anastasia.. Erkeklerin ilgisini her zaman çekmeyi başarmış, ilgi odağı olmayı her zaman sevmişti. Birisi hariç.. Peki Anastasia onu elde edebilecek miydi?

Tek bir çarpışma iki kişinin hayatını ne derece etkiler?