Genç bir kızın yaşamı hakkında bildiği bilgilerin tam tersi bir biçimde sonuçlanmasıyla sürüklendiği yeni hayatın esareti. İlayda Erbay: Sarışın, mavi gözlü, 1.72 boylarında 53 kilo üniversite 1. Sınıf öğrencisi tatlı, sevimli ve hoş bir kız. Kaan : Esmer, yeşil gözlü 1.95 boylarında yakışıklı bir erkek. Deniz Erbay: İlayda'nın annesi 39 yaşında bir arkeolog. Murat Erbay: İlayda'nın babası 40 yaşında bir araştırmacı. Pelin: İlayda'nın yakın bir arkadaşı.

Günümüzdeki sevgili ilişkileri

"Aslında kalbimi attıranın Ilgın olduğunu düşünüyordum" "Artık atmıyor" dedim başımı gene tavana dikerek. "Sana bakınca değişiyor" diye bir anda üzerimde belirince şaşkınca ona baktım. "Bir deneme yapmak istiyorum" dedi ben robot gibi duruyordum tabi. Şaşkınlığım tavan yapmıştı. Yaklaştı yaklaştı Dudakları dudaklarıma değdiği anda şimşek çarpmış gibi geri çekildi. Nefesimi zor alıyordum hava yetmiyordu. "Devam etmek istiyorum" dedi gene yaklaştı yaklaştı. "Yağız" demeden dudakları dudaklarımı buldu. Benim aklımdakiler sanki onun aklına gidiyor gibiydi. Yavaşça nazikçe öperken. Ben altında öylece duruyordum. Öptükçe anıları tazeleniyor gibiydi... Geri çekilince derin bir nefes aldım. "Hatırladım seni" dedi elimi aldı kalbine koydu. "Atıyor" dedi tekrardan doğrulup bir anda sarılınca O da bana sarıldı.

Hiç beklenmedik bir anda, soğuk bir adam dahil oldu, sıradan olmaktan sıyrılamayan hayatlarımıza... Sadece onun varlığıyla, bütün hayatımın ipleri koptu ve başıboş kalan kaderim, Kızıl Gözlü Adam'ın varlığıyla şekillendi; ellerinde yoğruldu, gözlerinde boğuldu. Acı çektiğimde bilirdim ki, o da acı çekerdi. Ölümle yüzleştiğimde ise koşar gelirdi. Cehennem çukurunu andıran gözleri vardı. İçine düşüp yandığım, yandıkça harlanan ateşin beni yuttuğu, yaktığı bir kızıllık. Acıların arasından doğmuş olan adam, Mete, tanıdığım en insancıl varlıkken, Acılarla beslenen adam, Albatros, tanıdığım en karanlık varlıktı. Ve her nasıl oluyorsa, İkisi tek bir beden içinde sıkışıp kalmış, Savaşıyordu. İşte bu savaşın ortasında kaldı kalplerimiz... Kah yandı, kah söndü, kah kül oldu ama asla ölmedi, ölümsüzdü! **KİTAP YASAL OLARAK KORUMA ALTINDADIR - KOPYALANMASI YASAKTIR** KBV 17.10.2015-Cumartesi Vampir kategorisinde 1.!!! KİTABIN ESKİ İSMİ KORUMAM BİR VAMPİR'İDİ.

3 KUZENİN EĞLENCELİ, KOMİK VE BİRAZ DA HAKARETLİ AŞKLI HAYATINA HOŞGELDİN! BURDA BİR ACI YOK. BURDA HEP GÜLECEKSİN!!! GÜLME GARANTİ! SOGUK ESPİRİLER GARANTİ ! 😜😜😜😜😜😜😜😜😂😂😂😂😂😂😂😂😂 Bana hiçlikte kaybolmuş kopkoyu gözleriyle baktı.Sevdiğim adam gerçekten bu muydu? "Yeni bir sayfa açamaz mıyız?"diye sordu.Ümit eder gibi...Daha çokta acı çeker gibiydi. Bakma öyle diyemedim. Seviyorum diye haykıramadım. Ağzıma gelen tüm kırıcı sözleri söyleyemedim. Bağırıp çağırmadım. Çünkü yaşanmişlığı silip öylece yaşayamazdım. "Geçmişi unutup geleceğe bakıp beyaz sayfalarda, aşkın üç tonuyla kaybolalım.." dedi. "Beyaz bir sayfa açalı.m."sitemkar sözü gülmeme sebep olacaktı. Böyle giderse dayanamayıp sımsıkı sarilacaktım ona.. "Ama geçmişi unutup geleceğe bakamayız...Kirli ellerle beyaz sayfa açılır mı hiç?"dedim.Sesim ifadesizdi.Hem de boşluktaki bir sıvı gibiydi. Kaybolacaktı sanki.. "Ne kadar açarsan aç.Karalnık seni bembeyaz bir anında bulur ve vurur. İşte AŞKIN ÜÇ TONU da bu. Bizi anlatıyor ...Ama ben o karanlıkta seninle kaybolmaya varım."dedim Ve çok geçmeden dudaklari dudaklarımı buldu. Hafif ama biraz da tutkulu öpüyordu.. İste biz buyduk."Aşkın Üç Tonu" Kimi zaman güzel,kimi zaman ağlatan , kimi zaman beyaz sayfa açtıran. -Çünkü biz karanlıkta var olan bir aşkın tonuyduk.... KÜFÜR İÇERİR✴

♧Başlangıç Tarihi= 06.09.2016