Buraya kitabın okunması için çekici laflar, metinler veya şiirler yazabilirim... Fakat benim tarzım değil. Dahası kitapları böyle değerlendirmek hoş değil. Bu bölümde kitap hakkında biraz bilgi vermek yeterli bence. Konusu: Han adlı karakterin fantastik dünyada başından geçen acı tatlı olaylar.[Acayip genel yazdım :) ] Kitabın her bölümü yaklaşık 1000 kelimeden oluşuyor. İsimleri googledan buluyorum yada sallıyorum. Son bölümlere yaklaşırken of! birazdan kitap bitecek keşke daha uzun olsa gibi cümleler dedirtebiliyorsam, bir şeyleri başarmışım demektir. ------------------------------------------------------------------------ Cinsellik ve küfür yok. Küfürlü yorumlar silinecek ve kişi engellenecektir.

Gece, gökyüzüne doğru kilometrelerce uzanan, göz kamaştırıcı parlak renkler ile aydınlanıyordu. Havada birbirine kavuşarak birleşen ışık hüzmelerinin altındaki bölge de yüzlerce, belki binlerce insan, hayatlarını kaybetmemek için mücadele veriyordu. Her an etraftan duyulan acı dolu çığlık sesleri ve öfkeli haykırışlar, savaşın tüm uğursuzluğunu bölgeye yansıtıyordu. Kanla ıslanan toprak, üzerinde gerçekleşen yoğun mücadele sebebiyle çatlaklarla doluydu. Her an birileri varoluştan silinirken, yerlerini onlarcası dolduruyordu. Tüm bu hengamenin içinde kilometrelerce uzaktan gelen, kararsız renkteki ışık dalgaları, tüm bu çığlıkları yok sayarak şok dalgarına dönüşüyordu. Bu dalgaların hedefi olan insanlar, anında yokoluşa sürüklenerek hiçliğe karışıyordu. Tüm savaş alanına kabus gibi çöken bu şok dalgaları, yüzlerce insanı ölümün kirli pençelerine çekmişti. Tüm bu bölgenin kenarlarında, tüm bedeni yapış yapış kan ile kaplanmış olan genç bir adam vardı. Üzerine doğru gelen saldırıları, gerek silahıyla, gerekse ellerinden fışkıran gece koyusu ateşleriyle engelliyordu. Yüzünde görünen tek yerleri gözleriydi. Saçları bile kanın kızıllığı ile boyanmıştı. Üzerine doğru gelen, sanki güneşi geceye taşımış gibi gözüken bir küreyi, elinde tuttuğu asası ile karşıladı. Silahına temas eden kudretli büyü, bir ayağını geriye doğru atmasına sebep oldu. Zorda olsa onu gökyüzüne doğru gönderdiğinde, arkasında hissettiği ölümün tehlikeli fısıltısı, bir anda o tarafa dönmesine neden olmuştu. Üzerine doğru gelen, içinde sürekli olarak deveran eden ateş enerjisi bulunduran iki metre uzunluğunda bir mızrak vardı. Elini kaldırdığında, bir an da avuçlarının arasından sızan gökyüzü mavisi renkli ışık hüzmeleri, tam elinin ortasına gelen büyüyü kavramasına olanak sağlamıştı.

KIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."

Karanlık tüm evreni usulca sarmaya başlamıştı. Küçük bir gezegenin ücra noktalarında yaşayan Drew'in kardeşinden başka kimsesi yoktu. Büyük bir savaş şehirlerini yerle bir ederken doğup büyüdükleri şehri terk etmek zorundaydılar. Onun yegane amacı kız kardeşi ile birlikte huzurlu bir hayat yaşamak iken, kaderin onun için hazırladığı türlü türlü oyundan haberi yoktu. ------------- -F sınıfı -E sınıfı -D sınıfı -C sınıfı -B sınıfı -A sınıfı -S sınıfı -X sınıfı -Z sınıfı Haftada iki bölüm gelecektir.

Şeqillü şüqüllü açıklama yazma vakti gelmiş. - Gökyüzünün öfkesidir fırtına... Aciz toprağı yıldırımlarıyla yargılar. Bulutların hareketi haber verir. Rüzgar uyarır insanları. Yağmur başlangıcı bildirir. Kara bulutlar göründüğünde, sessizlik bozulacaktır. Fırtınanın habercileri, göklerdeki gücün elçileridir. Ben, fırtınayı anlıyorum. Bu güç bana Gerçek Miras'ın bir getirisi değil. Fırtına ve ben, artık biriz. Ben, Fırtına Habercisi Varisi'yim. - Serinin ilk 12 cildine profilimdeki ilk kitaptan ulaşabilirsiniz. Mathias serisi sonradan açılan bir seridir. Başların sakin olması hevesinizi kırmasın. Her cilt, kendi içinde başlar, gelişir ve biter. Her cildin konusu farklıdır. Bir şans verirseniz, pişman olmazsınız. BU BİR KURGU ESERİDİR. KİŞİLER, MEKANLAR VE GERİ KALAN ŞEYLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.

(ŞİMDİLİK BÖLÜM YOK EPİKNOVEL DE YAYINLAYA BİLİRİM.) Uzun ve güçlü gövdeli ağaçların yeşim renkli yapraklarının arasından süzülen ay ışığı büyük gri bir kayanın önünde siyah ipekten bir kundağa sarılı bebeğin yüzüne vurdu. Ay ışığı altında yıkanan bebek büyük kahverengi gözleriyle güzel ay ışığına baktı. Yüzünde bilinçsizce yaptığı bir gülümseme ile ay ışığına uzandı. O sıra da göğsünde ki kehribar renkli kahverengi deri iple tutturulmuş kolye yukarı çekildi. Bir kuzgunun keskin bakışlı başı öne çıktı. Kimse bu gizemli çocuğun Runik Kıtasının kaderini belirleyecek kişi olacağını düşünemezdi. Aşk ve savaşlarla süslenmiş hayatı acı ve hüzünle yoğrulacaktı. Runik Kıtasının en kıskanılan adamı olacak ama kimse kalbinde ki yalnızlığı anlamayacaktı. Kai Raven'in hayatının adım adım nasıl karardığını izleyelim ve gerçek kötüye karar verelim. Not: Bu kitap +16 yaş üstüdür. Bu kitapta cinsel ögeler ve kanlı sahneler bulunuyor. Hikayde Douluo Dalu ekim sistemi ve çevresinden esinlenilmiştir.

Herkesin severek veya sıkılarak okuduğu Raiden Kitabının devamıdır.

Bazı gerçek olmayan ama gerçek gibi anlatılan mitolojiler vardır ve bazı gerçek olan ama hiç anlatılmayan hikayeler vardır. İşte bu o hikayelerden birisi. Ejderhalar, orklar, elfler ve ejderha güçlerindeki bir çocuk. Dengesi bozulmuş bu dünyaya tekrar düzeni ve barışı getirebilecek mi ? Yok olan bir çok ırkın hesabını kötülere sorabilecek mi ?

Acıklama ilk bölümdedir ...