Ayeztrk's Reading List
183 historias
Aykırı Çiçek por burmeseruby
Aykırı Çiçek
burmeseruby
  • LECTURAS 2,258,294
  • Votos 125,732
  • Partes 75
*Klasikten uzak aşk/gerçek aile kurgusu. *Yetişkin içerik barındırır. *İlk birkaç bölüm texting --- Ben İzgi. Feris İzgi... Aylarca uzaktan izleyip, hayaliyle yanıp tutuştuğum aşkıma tam kavuşmuşken; aslında kavuşmam gereken bir de ailem olduğunu biraz geç fark etmiştim. Hem de yaklaşık 20 yıl kadar geç... ••• XXII. Acar, nedensiz bir dürtüyle kadının yüzüne bakamadı bir an. Biraz sonra ise yanağının üzerinde uzanan kadının yüzüne nihayet bakmaya cesaret edebildi. Yavaşça eğdiği başını İzgi'nin yüzüne yaklaştırıp alnına dudaklarını bastırdı, dudaklarını hemen geriye çekmedi. Aksine burnunu da saç diplerine yasladı. Saçlarından yayılan kokunun bir ay öncekiyle aynı olmadığını duyumsadı. Fakat umurunda değildi, kokuyu eşsiz kılan Feris'in ta kendisiydi. Kokunun kaynağının o olması Acar için fazlasıyla yeterliydi. "Yeşil gözlü cadı," diye mırıldandı dudaklarını alnından çekmeden. Sesi o kadar kısıktı ki kendisine bile ulaşamamıştı. "Hangi büyüyü üzerimde denedin bilmiyorum ama bu kadar işe yaramış olmasını sen bile hayal edemezdin." ••• XXVII. Savaş, çaresiz bir merakla yüzünü kızının omuzuna doğru yaslayıp kokusunu hissetmeye çalıştı. Bebek kokusunu hatırlamak istese de artık hatırlayamıyordu, burnunda kalan tek koku isli yanık kokusuydu. Savaş, başını kızının omuzuna koyduğunda burnuna dolan kokunun çiçek bahçesinde gibi hissettirmesine buruk bir tebessümle tepki verdi. Bu kokuyu ilk kez alıyordu, bundan sonra hep alabiliyor olmak için ne yapılması gerekiyorsa yapacaktı. Çekindiği, göze alamayacağı hiçbir şey yoktu. "Bitti babam ait olduğun yerdesin artık, uyandıktan sonra bambaşka olacak her şey. Söz veriyorum, her şeyim üzerine yemin ediyorum sana. Ne kalbine ne tenine bir daha zarar gelmeyecek, baban burada, yanında." --- '120122
Gönül Kapan  por neeepenthe
Gönül Kapan
neeepenthe
  • LECTURAS 2,425,906
  • Votos 111,964
  • Partes 46
-Tamamlandı- Elimdeki bereyi yavaşça çekti parmaklarımın arasından, suratımın etrafına dağılmış saçlarımı düzeltip kendi beresini kafama geçirdi. Düz bir çizgi halindeki dudakları kıvrıldı, gözlerine bir ışıltı yayıldı. Saçlarımı sevip yanaklarımı avuçlarının içine aldı. "Ne düşünüyorsun?" diye sordum kısıkça. "Sana ne kadar çok yakıştığını." Yüzümü yüzüne doğru çekti, dudaklarını alnıma dokundurup uzun soluklu bir öpücük bıraktığında ellerimi yanağımdaki ellerimin üstüne kapadım. "Başka?" dedim ona alttan bir bakış ederken. Dudaklarına yayılan serseri gülüşün ardında gözlerini tavana çevirdi, alt dudağına gevşekçe dişlerine geçirdi. "Bu eve, yanıma ne kadar çok yakıştığını." *** Kitap eğlenceli bir aşk hikayesini ve gündelik yaşamı içerir. Okuyacaklara duyurulur! Olumsuz örnek olabilecek davranışlar ve yetişkin içerik barındırmaktadır! Kapak Tasarımı: @hestianinkalemi 💜 Tüm hakları saklıdır. *Canım Kadına ithafen. @nanelilokum
Meftun por CansuUredi
Meftun
CansuUredi
  • LECTURAS 528,712
  • Votos 31,013
  • Partes 57
İki eksik bir tam etmez meftun. Yine de gel sol yanını sağ yanıma bastır. Denemezsen yaşamanın ne anlamı var? Benim yaram senin yaranı yenemez. Ama yaralı yarasından tanır bir diğerini. Ben seni tanıdım meftun. Gel kanadığım yerden öp beni! Yaram derin, yarana bastır ki karışalım. Bir durak seç meftun! Dönmek için. Asıl gidiş dönmektir. Al aklımı kaçır! Çünkü ikimiz birden delirebiliriz. Çünkü bu mümkün. Çünkü kimse bizim deliliğimize karışamaz. * Kimsesiz, yaralı, terk edilmiş bir kadın. Sera Gece LEVİ Kimsesiz, yaralı, terk eden bir adam. Ateş Mete BENDER Birbirlerinin hem yarası hem ilacı olmak için doğmuşlar. Kanaya kanaya iyileşenlerin hikayesi...
Günahı Yazmak  (Tamamlandı) por KatreHikayeleri
Günahı Yazmak (Tamamlandı)
KatreHikayeleri
  • LECTURAS 129,710
  • Votos 5,886
  • Partes 71
▪︎Düşmandan Aşka ▪︎Yazar Kadın - Mafya Erkek ▪︎Dark Romance ▪︎Smut/Yetişkin İçerik "Çukura düşmekle bir sorunum yok." dedi beklediğim şekilde. "Hele ki o çukurda sende varsan... Kendimi o çukura seve seve iterim. " Elimi çenesinden çektim. "Savaşmak istiyorsun değil mi?" inanmaz bir şekilde güldüm. "Anladığın tek şey bu. Sevişemiyorsak savaşalım istiyorsun." "Sevişmeyi tercih ederim tabi ama savaşmak istiyorsan savaşırım. " durup gözlerimin içine sanki görünenin çok daha derininde geziniyormuş gibi baktı. "Seninle hiçbir şey olmak istemiyorum. Senin için herhangi biri olmaktansa, düşmanın olmayı tercih ederim. " "Düşmanım olmak canını yakacak olsa bile mi?" "Düşman olmak canımızı yakacak olsa bile." **** Katre Mafya babasının hayat hikayesini yazmayı kabul ettiğinde önüne çıkacak engellerden haberdardı ve sonuna kadar savaşmayı seçti. Bu savaş zamanla tutkuyu beraberinde getirdiğinde Göktuğ Talu hem düşmanı hem de tutkusu oldu. Kim kazanacak, kim kaybedecek? Kesin olan tek şey var Günahlar yazılacak. +İlk kitap tamamlanmıştır. Günah 1: Gurur isimli kitap yazılmaya devam etmektedir.
İçten İçe por sinembyksa
İçten İçe
sinembyksa
  • LECTURAS 215,606
  • Votos 13,968
  • Partes 36
Evliliğe nazaran boşanma oranının yüzde doksan arttığı bir dönemde yaşamak Hafsa'nın kara belasıydı. Evliliğini yürütmeyi bile başaramayan kara dul denecek kadar şansız bir kadındı. Yüzde doksanlık orana dahil olan bir diğer kişi bahtsız Cengiz olmuştu. Yüzüğünü parmağından çıkarırken nafaka derdini boynuna kolye edindiği için oldukça gergindi. İki talihsiz gencin parmağına yeniden yüzük takılmak istendiğinde yaralı iki gencin kararı ne olacaktı? Dul olmanın dert olduğu bir ülkede gençlerin başı elbet bağlanacaktı. Ailelerin bilmediği şey ise; evlatlarının sanıldığı gibi masum olmadığıydı. "Bir kadının kendini arayışı." HİKAYE YETİŞKİN UNSURLAR İÇERMEKTEDİR. 🔞
EMANET por aysegulkalayzengin
EMANET
aysegulkalayzengin
  • LECTURAS 2,018,982
  • Votos 80,662
  • Partes 51
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
PAZİN (+18) por mrsviia
PAZİN (+18)
mrsviia
  • LECTURAS 872,668
  • Votos 31,663
  • Partes 30
"Sakın!" diye bağırdı duygu duvarını kırarak. "Eğer o silahla kendini vurursan bunun dönüşü olmaz Efil!" Acıyla kahkaha atmaya başladım. Herkes benim bunu yapacağımdan o kadar emindi ki, korkuyorlardı. Haklılardı da. Yapacaktım. "Niye?" diye fısıldadım gülümsemem yüzümden yavaş yavaş silinirken. "Bu silahı bana yıllar önce doğrultan sen değil miydin? Bu silah benim sonum olacaktı zaten şu an seni korkutan şey ne Karan!" Cevap vermedi. Veremedi. Dudakları lâl oldu bu gece. Korkuyordu. Beni kaybedecek olmaktan korkuyordu. O korkmazdı, onun istisnaları olmazdı. Ben hariçtim. "Nefretten aşk doğamaz demiştin." dedim tüm uzuvlarım acıyla sızlarken. "Haklıydın. Biz nerede başlarsak orada biteriz. Nefretin benim sonum olmasına izin vermeden ben kendi sonumu yazıyorum." "Yapma Savcı." dedi ben silahla ateş etmeden hemen önce. "İnsanlar yanılır ama ben yanılmaz demiştim ya sana, ilk defa haklı çıktın. Yanıldım. Nefret aşka dönüşürse şayet, o adamı kimse tutamaz. Aşk gerçekten her şeyi yenebilecek olan tek duyguymuş çünkü." "Duygulara yeri olmayan sen mi söylüyorsun bunu? Aşk nedir bilmiyorsun bile!" "Evet!" dedi bağırarak. "Aşk nedir bilmiyorum, tek bildiğim senin yanında kendimi kaybettiğim. Kalbimin hızlanmasını sağlayan, tek bir gülüşünle bana tüm dünyayı yaktırabilecek güce sahip olan tek kadın sensen ve buna aşk denmiyorsa ben hastayım Savcı. Ben yenildim." Bu cümlenin devamını duymaya hazır değildim. Söyleyemezdi. "Ben senin yenilmeni beklerken, ben sana yenildi-" Başımı ağır ağır sallarken cümlenin devam etmesine izin vermeyerek, acımadan iki el silah sesinin duyulmasını sağladım. Bedenim yere kapaklandı. Tüm feryat dolu sesler umurumda olmadı ama diz çökmem için bana emreden Karan Kızıltuğ'un gözyaşları içinde yerde diz çöktüğünü görmek bu gece için en kötü ikinci şeydi.
ŞEHRİN TOZU | TAMAMLANDI por bu1yazar
ŞEHRİN TOZU | TAMAMLANDI
bu1yazar
  • LECTURAS 2,601,294
  • Votos 115,147
  • Partes 68
Bir tutam, ego! Üç tutam, yakışıklılık! Azıcık akıllı, bayağı çapkın! Hiç olmayan terbiye, ve karşınızda Uraz Kandemir! Hayatı sadece bir gecede değişen, Bade Esenler. Bu hikaye zalim Şehrin, zalim Tozlarına gelsin. Başlangıç tarihi : 18.02.2020
SİYAH RÜYA por bu1yazar
SİYAH RÜYA
bu1yazar
  • LECTURAS 3,904,077
  • Votos 230,228
  • Partes 53
Okyanus mavisi gözlerinin içerisinde kaybolmak isterken kendimi tamda orada buldum. "YÜZBAŞI KARAY!" Adını duyduklarında tüyleri diken diken olur, yüzünü görenlerin hepsi ölüdür. Rüyalarında rengi olurdu; siyah, beyaz, mor ve gri. Benim rüyam tam olarak siyahın en koyu tonlarında. Savaş bitmedi. Sadece perde değişti. Binalar kül, şehirler enkaz... Gökyüzü karanlık. Ama o hâlâ ayakta. Silahı elinde, künyesi boynunda. Yüzbaşı Karay için emir yok, birlik yok, komuta zinciri yok. Sadece hayatta kalması gereken bir gece ve gerçeği öğrenmesi gereken bir kâbus var. Birde sevdası... Her adımda pusuda bir düşman. Her gölgede eski bir sır. Ve rüyalar artık sadece uykuda gelmiyor. Kurşunların, ihanetin ve karanlığın hüküm sürdüğü bu dünyada, ya uyum sağlarsın... ya da unutulursun. Hazır mısın? Çünkü bu bir rüya değil. Bu, son savaş. Kitabın tüm hakları / bu1yazar adlı kullanıcıya aittir
KARANLIK por gizzemasllan
KARANLIK
gizzemasllan
  • LECTURAS 5,134,732
  • Votos 304,553
  • Partes 69
"Bade Karahanlı." Duyduğum tok sesle eş zamanlı olarak derin bir nefes aldım, ağır hareketlerle sesin geldiği yöne döndüm. Kapıyı yavaşça kapattı, gözleri beni buldu. "İsmimi bile öğrenmişsin." Dudakları yana kıvrıldı, bana doğru geldi. "Öğrenmek zorunda kaldım diyelim." Gülümsedim, biraz daha yaklaştı, birkaç adım geri gittim ama sırtım soğuk duvara temas edince durmak zorunda kaldım. Fakat o durmadan üzerime gelmeye devam etti. Kaçmak için sağ tarafa doğru geçecekken kolunu önüme kalkan etti. Boş bir anında sol taraftan kacayım dedim ama bu sefer de diğer koluyla önümü kapattı. Tamamen onunla duvar arasında kalmıştım, kaçmama izin vermiyordu. Sırtımı duvara yasladım, yemyeşil gözlerinin içine baktım. "Ne yapıyorsun?" "Konuşmamız gereken şeyler var." "Evet var ama bunu aramızda mesafe varken de yapabiliriz." "Yapamayız, böyle konuşmak istiyorum." Cevap verecekken gördüğüm şeyle sol gözünün altına düşen kirpiğini nazik bir şekilde aldım. "Kirpiklerin dökülüyor." Dudaklarındaki tebessüm büyüdü, sessiz kaldı. Sağ yanağında küçük bir gamzesi vardı, yakın olduğumuz için fark edebilmiştim. Kirpiğe usulca üfleyerek gözlerimi yeşillerine çevirdim. "Badem yağı sürebilirsin, çok iyi geliyor." Tek kaşı kalktı, söylediğim şeye şaşırmış gibiydi. Fakat bu şaşkınlığı üzerinden çabucak atıp kaçmamı engellemek için önüme kalkan ettiği elini duvardan çekti, cebine attı. Merakla ona bakarken elini cebinden çıkardı, badem şekerlerini uzattı. "Yer misin?" Elinden bademleri alarak birini ağzıma attım. "Çok severim." Biraz daha yaklaştı, derin bir nefes aldı. "Badem şekeri gibi kokuyorsun." Badem şekeri mi demişti o? Şaşkınca bakarak elimdeki bademleri kokladım. "Güzel kokuyorlar yalnız." Başını salladı. "Biliyorum." Gülümsedim, kendisi de bir şeker yedi ve ekledi. "O yüzden söyledim zaten."