gunser_efsun adlı kullanıcının Okuma Listesi
4 stories
DÜŞ KEFENİ. by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 3,673,738
  • WpVote
    Votes 252,097
  • WpPart
    Parts 48
"Ah, saçları; ölümü üzerine giyinip boğazıma sarılan saçları." Tenlerinde ateşten bir mızrak, ruhlarda yanığın asil dumanı. Alınan her solukta, almaya yemin içilen canlar vâr oldu, canlar ceset oldu. Her ceset, kanlı parmaklarla açılan mezara idam edildi, aç istekler ölümün kucağına yuvarlandı. Kaderin ağır bir tebessüm sunduğu iki ruh biraraya gelmekten kaçınamadı. Siyah saçları adamın göğsüne sarıldı, saçlarındaki şehveti adamın sıcağında vâr etti ve intikam oyunu diz üstü yere çöktü. Aşk, kadının saçlarına sarıldı. Tutku, adamın ellerinde yemin içti. "Ah, elleri; ruhumun ölüsünü üzerine giyinip bedenime sarılan elleri."
Fırtına ve Kelebek by gunser_efsun
gunser_efsun
  • WpView
    Reads 1,847
  • WpVote
    Votes 233
  • WpPart
    Parts 44
Kız, zincirliydi. İki mezarın arasındaki soğuk toprağa zincirlenmişti. Hayatının en büyük acısını küçük yaşında almış, bu onu büyütmüştü. Acısını saklamış ve yüzüne vurmuştu her gece. Haylazdı, gülerdi ve doya doya kahkaha atardı. O acısını böyle dışarı vuranlardandı. Atıldığı kollarda bulduğu hissin dilde bir karşılığı olmadığını biliyordu. Ailesini yaptığı arkadaşları dışında kimseye açmazdı kendini. Fakat o adama adamıştı kendini. Onlar ilk defa karşılaşamayacak kadar tanıdıklardı birbirlerine. O adam, fırtınaydı. Sadece kendine savuran bir fırtınaydı. Minik kelebeğini sadece göğsüne yapıştırabilirdi rüzgarıyla. Gerçek anlamda uzaklara savurmaya cesareti olmamıştı hiçbir zaman. Ve o sığındığı göğsü eviydi Kelebeğin. Yeni tanışmışlardı ama yabancı değillerdi birbirlerine. Yolları bir yerde kesişmiş, çoktan yazılmıştı kaderleri. Bu, Fırtınanın sarhoş edici akımında savrulan minik kelebeğin hikayesiydi.
ÇÜRÜK VİŞNE by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 24,576,766
  • WpVote
    Votes 18,236
  • WpPart
    Parts 1
Ölümün sıcak nefesi ensesini okşarken günahın harlanan ezgisi balçıkla sıvanmıştı. Babasının gölgesi ve esareti altında yaşama tutunan, sol yanındaki acılarıyla perçinlenip, kozasındaki duvarları tırnaklarıyla kazıyan bir kız. Avuçlarında kırık kanatları, ruhuna satır satır işlenen bir aşk. Tüm hayatının çetrefilli yollarında düşe kalka yaşarken, lisenin ona getireceklerinden habersizdi. Nefretin soylu nefsi yaşamın içinden kopup gelen vaveylaydı. Ruhunun dibini günahlarıya boyamış, cehennem azabıyla yanmıştı. Kaçınılmaz sonun şafağında öfkesini ve nefretini harlarken planlarında olmayan tek şey ruhu yaralı bir kızın pençelerindeki tutkuyla bezenmiş ihtirastı. "Ruhumu ruhuna diktim. Bir daha ne sen çözebildin o ilmikleri ne de ben."
SARSINTI  by penguencivcivi
penguencivcivi
  • WpView
    Reads 10,775
  • WpVote
    Votes 697
  • WpPart
    Parts 16
Yere düşüp kanlar içinde parçalara ayrılan cam bardağın parçalarında çocukluğumu aradım. Kanamazdı bardaklar. Parçalara da ayrılmazdı kalpleri. Kalpleri yoktu ki onların. Parçalarını kaybetti hepsi... Çocukluğum yoktu benim. Bir sabah uyandığımda anne sesi duymak istemedim. Çünkü annem vardı benim. Sizin hayatınızı sizden aldılar mı hiç? Gözlerinizi alıp başka bir insana takmaktan veya böbrek naklinden bahsetmiyorum. Benim, kaybolup gidecek bu topraktan bedenimin, başka bir hayata ait olduğunu öğrendim. Ne var ki diyeceksiniz, kendini bu boş hayata sen mi hapsettin? Ben; Asel, baldan bir ırmakken, kuruyup gittim. Çocukların parklarda mutluluk çığlıkları attığı yaşlarda ben gözyaşlarımı sildim. Mumdan bir çığlık değildim, söndüm ama yanmaya devam ettim. Savaşın ne olduğunu bilmezken, barışı düşledim. Bir kar küresinin içindeki kar tanesi değildim, olsam cam fanusu günden güne kirletirdim... Kar demişken, kar taneleri beyaz olurdu. Ama ben bu yangının içinde, alevden bir kütleyim...