Fısıltı
Arkadaşlar bu benim burda yazdığım ilk kitap olucak inşallah beğenirsiniz :)
"Ben uzun zamandır hiçbir şeyden emin olamıyorum. Bir sabah kalkıyorum, yaşamak istemediğimi düşünüyorum. Hayatta kaybettiklerin kazandıklarından fazlaysa yaşamanın ne anlamı var ki? En son ne zaman bir şeyi kazandığımı, en son ne zaman mutlu olduğumu hatırlamaya çalıştığım anda da..." derken gözlerim yine dolmuştu. "...
Siz hiç hayatınızda yakışıklı,kaslı,karizmatik,okul kurallarını çiğneyen okul müdürü gördünüz mü? Tansu kendi adına hayatında öyle bir müdür görmemişti. Ona göbekli keller denk gelirdi zaten. Peki Tansu karizmatik okul müdürüne aşık olursa ve onu görmek için hergün disipline gitmek isterse?
"Sen ..." dedi adam boğazındaki acı tortuyu bastırmaya çalışarak; "Sen benim en karanlık odalarıma girip, hiç sevilmemiş saçlarıma dokundun." Sigarasını içine bir kez daha çekerken; kısık gözleri kızın beyaz, küçük, kemikli ellerine kaydı. "Ve ben bu elleri hiç bırakmayacağım."
Annem ve babam, bana karşı hiçbir zaman, o sevgi dolu ve ilgili anne babalar gibi olmadılar.O yüzden ben de küçüklüğümden beri kendimi, rengârenk hayaller kurarak mutlu etmeyi öğrendim.En sevdiğim hayalin rengi ise beyazdı.Beyaz bir gelinlik... Beyaz, mutluluğun, aşkın ve bir gün kendi yuvamı kurabileceğimin müjdecisi...