"Özür dilerim."
"Dileme.Ben özür diliyor muyum? Sana köpek gibi aşık olduğum için senden özür diliyor muyum?"
***
O benim öğretmenimdi, bana nasıl güzel sevilir o öğretti.
Teninin kokusunu hissedecek kadar yakınında olsada, uzanıp dokunamazsın korkarsın yanmaktan. O ateşten kor gibi bakar gözlerine, kalbin bağlanır,dilin susar da, "Seni seviyorum" diyemezsin.
"Çöplük" Hikayesinden tanıdığınız Kurt ve Kuzu'nun hikayesidir.
Kapak Tasarımı içi asilyezza adlı kullanıcıya çok teşekkür ederim :)
Uyarı: Fazlasıyla arsız Kurt ve Kuzu'nun hikayesi olduğu için Argo kelimeler ile Edepsiz sahneler çokça bulunmaktadır. Rahatsız olanlar lütfen okumasın...
Merhaba kimsenin haberi olmadığı üyelerinin birer kimliksiz olduğu suç örgütüne Çöplüğe Hoş Geldiniz.
Kimliksizler den biri ama aslında Kralın ( Çöplüğün Kurucusu) kızı olan Nil'in çevresinde dönen olaylar zinciri sizi bekliyor. Step sayesinde Çöplüğe katılan Nil'in ilk amacı annesinin intikamını almaktı fakat hiçbir şey beklediği gibi gitmedi. Annesinin intikamını almak için girdiği Çöplük de yaşadıklarından sonra yeni bir amacı daha vardı. Çöplüğü yok etmek. Amacını gerçekleştirmek için her şeyi göze almışken onu kendi çıkarlarına göre yönlendirmek isteyen Patron (Arda)'nın da farklı planları vardı.
Herkesin kendi çıkarlarına göre birbirini yönlendirdiği ve arkasından iş çevirdiği arı kovanını merak ediyor musun?
O zaman Oku :)
Romantizm #3
"Sen de gözlerine bir deniz hapsetmişsin sanki. Denizden uzak kalmaya dayanamayan ben, bu gözlerde en çok ihtiyaç duyduğum suların varlığını buluyorum." Denize tapan adamın bu her kelimesinden samimiyet akan ifadesi beni en derinlerime kadar Atlas benliğiyle doldurmuştu.
"Artık deniz bende de başka şeyler ifade ediyor. Hem de çok güzel şeyler ama içinde her şeyden önce Atlas Aladağ olan şeyler." Bana yumuşak fakat bir o kadar da koyulaşan elalarıyla bakarken aramızdaki görünmez iplerle birbirimize biraz daha bağlandığımızı hissediyordum.
*
"Bu hikayenin tüm hakları bana aittir. Herhangi bir çalınma durumunda yasal işlem başlatılacaktır."
Kan davasıyla başlayan bir evlilik...
Kübra ve Ömer'in hayatları kan davası bitsin diye birleşirken iki kişinin hayatı zehirli sarmaşık gibi birbirlerine dolanıyordu.
Fırtına gibi esen Ömer Hancı için tek şey babasının katilinin kızından intikam almak o kızın hayatını burnundan fitil fitil getirmekti...
Toplanan aşiret meclisinin aldığı kararla kan davasının bitmesi için iki aile arasında barış yemeği yenilecek ve ailelerin bir birine olan düşmanlığının bitmesi için bir evlilik gerçekleşecekti...
Çıkan kararla ellerini yumruk yapan Ömer Hancı sert sesiyle konuşmuştu. Konuşması bomba olup ortaya düşmüştü.
''Saruhanlı kızı olan eminin yeğenini istiyorum.''
Yaşlı adamın yüreğine çöken acı abisinin emanetine sahip çıkamadığı içindi. Kızgın gözlerini Ömer'e diktiğinde mecburen başını sallamak zorunda kalmıştı.
İşte bundan sonra başlıyordu yetim öksüz kalan Kübra'nın zehirli sarmaşık olacak hayatı öyle ya sarmaşık şimdiden başlamıştı sarmaya ve iki bedeni ya bir yapacaktı ya da zehrini akıta akıta ikisini yok edecekti...
Kitabımın çalınması veya kopyalanması durumunda hukuki süreç başlatılacaktır.
Kitap olacağı için sadece ilk beş bölüm vardır....
Ben Rana Ataoğlu. Rahmetli Rahşan Ataoğlunun biricik kız kardeşiyim. Onunla girdiğim bu konaktan o benden önce çıktı. Kalbime öyle bir acı girdi ki bunun bir tarifi olamaz. Çocukken saçlarını taradığım oyunlar oynadığım aynı anda gelin olduğumuz ablamı ellerimle toprağa verdim. Ama artık korkmuyorum çünkü ben en büyük korkumu yendim bundan sonra kimse duramaz karşımda. LALE SOYKANOĞLU BİLE!!
Eski ismi:iki ağa iki kız kardeş