arşiv
114 stories
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,493,801
  • WpVote
    Votes 545,404
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
YEDİNİN NABZI  by aurcapel
aurcapel
  • WpView
    Reads 844,019
  • WpVote
    Votes 56,170
  • WpPart
    Parts 27
Athica Yayınları aracılığıyla kitap oldu! Tüm kitapçılardan ve sitelerden ulaşabilirsiniz.✨ Doğduğu andan beri kendisini futbol sevdalısı bir ailenin içinde bulan ve her daim amacı bir gün çok başarılı bir futbolcu olmak olan Utku Deniz Has tek başına tırmanmıştı kariyer basamaklarını. Yeni sezonda Galatasaray'a transfer olmasıyla birlikte şu zamana kadar yaşadığı tüm zorluklardan daha fazlasını görecekti ancak o tüm zorluklara tek başına göğüs gerip vazgeçmeyen bir adamdı. Üstelik artık tek başına da değildi. Çünkü güneş yıllar önce onun için doğmuştu, batsa dahi ışığını asla kaybetmemek üzere. "Gökyüzüne baksana Deniz. Güneş hiç olmadığı kadar parlıyor. Sanki senin için..." 🖇 27.11.2022 🖇 Hikayede geçen tüm kurumlar ve kişiler tamamen hayal ürünüdür. Gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.
Düşten Farksız by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 1,399,983
  • WpVote
    Votes 95,136
  • WpPart
    Parts 59
*Aile/aşk kurgusu *Yetişkin içerik barındırır --- "Bir ay boyunca burada olduğumu bile fark etmeyeceksin. Tek derdim o mektupta yazanı gerçekleştirip, altında kalabileceğim tüm vicdan yükünden kurtulmak." Boş bakışlar atabilen tek kişinin o olmadığını kanıtlamak istercesine gözlerimde hiçbir his belirtisi olmamasına dikkat ettim. "O mektupta bir ay boyunca evimde bir hayalet gibi yaşaman gerektiği mi yazıyordu?" Sırıttım. Gözlerimde yaratmaya çalıştığım hissizliğim sırıtışımda da yer bulduğundan emindim. "Hayır," dedim sakince. "Babamı bulmam, onunla en az bir ay vakit geçirmem ve kendisini tanıma fırsatı bulmam gerektiği yazıyordu." Bir şey söyleyecek gibi olduğunda elimi kaldırarak beklettim. "Ama bir babaya ihtiyacım yok, biz bu bir ay boyunca birbirinden kaçan iki ev arkadaşı olalım." Yalan söyleyebilme konusunda başarılı biri sayılır mıydım, bilmiyordum. Fakat beni o kadar tanımıyordu ki cümlelerimde neyin yalan neyin doğru olduğunu bulabilecek gücü yoktu. Karşımda babam vardı. Adını altı ay önce öğrendiğim, adımı biraz önce öğrenen babam... ••• "Güzel olan sensin." "Güzel miyim?" "Sana güzel olduğunu söyleme nedenim çok basit aslında." derken başını küçük bir hareketle hafifçe eğdi. "Sessiz kalınamayacak kadar güzelsin, Afrodit." --- '040823
GÜL GÜZELİ by GulsumBlgn
GulsumBlgn
  • WpView
    Reads 797,910
  • WpVote
    Votes 61,327
  • WpPart
    Parts 45
Bir köprüde iki inatçı keçi. Biri Çamlıhemşin yaylalarının Laz kızı Narin, diğeri Çukurova'nın güzide Bey'i Ferman. 🌹 Narin, teyzekızının yapacağı doğum için hiç bilmediği Çukurova'ya gittiğinde bir anda kendini içinde bulduğu kavgada Çukurova'nın en saygıdeğer ailesinin biricik kızını kurtardığından bihaberdi.
RÜZGAR ESERKEN by darknesscrescent
darknesscrescent
  • WpView
    Reads 155,254
  • WpVote
    Votes 14,447
  • WpPart
    Parts 30
TAMAMLANMIŞTIR. Duygu; aynı apartmanda oturduğu, aynı okula gittiği, aynı servise bindiği Barış'a âşıktır. Hislerinin kalbini ele geçirmesine izin vermek istemediğinden kontrolü elinde tutmaya çalışır. Ancak bir gün platonik şekilde sevdiği Barış'ın ruh halinin kötüye gittiğini görmesiyle dayanamaz ve ona sahte bir hesaptan mesaj atar.
BRONZ SERİSİ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 13,270,034
  • WpVote
    Votes 880,502
  • WpPart
    Parts 102
Kitap oldu. Dört kitabı basıldı. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
Günler Kısa Geceler Sonsuz by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 94,752
  • WpVote
    Votes 9,250
  • WpPart
    Parts 32
*yarı texting *!Dert Bebesi'nden tanıdığımız Tuna Özkan'ın -ve belki biraz da Demir Özkan'ın- hikâyesi, kurguya daha iyi adapte olabilmek için önce Dert Bebesi'ni okumanızı öneririm. ~ Aşka hem en yakın hem en uzaktım. Büyük bir aşkın en yakın tanığıydım, bu yüzden aşkın varlığına olan inancım dünyanın geri kalanından belki de çok daha fazlaydı. Ancak onların aşkı beni o kadar büyülemişti ki, bir aşkın içine düşeceksem daha azı asla kabulüm değildi. Son yıllarda pastamı üflerken dilediğim dilek aynıydı; Uras'ın Peri'sini sevdiği kadar sevebileceğim birini bulmak istiyorum. Kendi Peri'mi bulmak... 17'min yarısında, bahsettiğim aşkın kucağına düşeceğimi ise tahmin edebilmem mümkün değildi. Aşkın, benim dışarıdan izleyip özendiğim kadar tatlı bir duygu olmadığını ise yaşayarak öğrenecektim. ~ '120422
AF by askilav
askilav
  • WpView
    Reads 1,885,373
  • WpVote
    Votes 99,048
  • WpPart
    Parts 46
Babası onu terk ettiğinde küçük bir kız çocuğuydu. Annesi öldüğündeyse henüz büyüyememişti. Ona arkadaşlık etmek için yanında bir tek dedesi vardı, o da sevgi konusunda eli çok sıkı bir adamdı. O zor da olsa kendi kendini büyüttü; sonra pahalı ayakkabılı bir adamın ayak ucuna düştü. - @askilav
Onun Çatısının Altında (Tamamlandı)  by beyzademirkubuzzz
beyzademirkubuzzz
  • WpView
    Reads 580,182
  • WpVote
    Votes 38,774
  • WpPart
    Parts 39
İstanbul'un işlek caddelerinin birinde küçük, şirin bir kahve dükkanı işleten Mayıs, kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmak için mücadele ederken dükkanına kahve almak için gelen Şafak Milas ile yolları hiç beklemediği bir anda tekrar kesişir. İstanbul'da geride bıraktığı hayatın izlerini silmek için mücadele eden Mayıs, geçmişinde yakasına yapışmış her insana hak ettiğini yaşatmak için bir yemin etmişken Şafak Milas'ın kırık şemsiyesinin altına sığındı; tüm varlığını afetlerden koruyan o şemsiyeyi, yuvasının çatısı bildi. Kimisinin şemsiyesi oldu kimsesizin çatısı. ☂ "Bu ikimizin savaşı, dördümüzün zaferi olacak." dedi. Gülümsedi, gülmemi bekler gibi baktı gözlerime. Güldüm. "Bu ikimizin savaşı, dördümüzün zaferi olacak." dedim.
DELİ MAVİ (Treló Ble) by NurdanKeles
NurdanKeles
  • WpView
    Reads 611,396
  • WpVote
    Votes 29,852
  • WpPart
    Parts 36
Denizin maviliğinden sıcak kalpli iki insanın hayatına uzanan deli bir aşk romanı... Bir varmış bir yokmuş berrak bir denizin içinde güzel bir deli maviyle, yemeklere fısıldayan havalı bir adam varmış ve bu hikâye denizin tam da ortasında başlamış. Ardı sıra kattığı bavuluyla birlikte yanına bolca aldığı çılgınlıklarıyla yeni hayatı için çıktı yola. Yaşadığı hayal kırıklıkları geriye bırakıp iş hayatı için Atina'ya gelen Sezgi kendini daha ilk günden maviliğin en derinliğinde buluverdi. Kendi hayatından çok başkaları için yaşadığını fark eden Konstantinos için artık hayatını bir savaş meydanından çekip kendi için yaşamayı seçti. Yunanistan'ın en iyi şeflerinden biriydi. En iyisi için daha fazla mücadele ederken mavinin en şanslı tonuna denk geldi. Bu iki insanın yolu tam da denizin ortasında kesişti. Yemek yapmayı çok seven adam, yemek yemeği çok seven kadının en büyük şansı olduğunu düşündü. Hayallerin yaşandığı, aşkların gözlerle konuşulduğu, yemeklerin bolca tüketildiği ve tenlerin sır tanımadan bolca birleştiği bu delilik için hazır olun.