ölmedi
O gün, Jaribu, terörü gözlerinde görmüştüm.
Bu harflerin asıl kahramanı,cennetten kovulup dünyaya düşen bir melek değildir. Asıl kahraman,dünyaya tırmanan bir şeytandır. Okuduğunuz her şeyin birbiriyle alakası olmakla birlikte,hiçbiri tesadüfi değildir.
Parmaklarımı birbirine geçirip bakıyorum yürüdüğün yollara. Sesim çıkmıyor,fısıldıyorum sen yine de duymaya çalış: "Vedaları sevmediğimi biliyorsun,hoşçakal diyemem sana. Hem,gidene hoşçakal denir mi hiç?" -hüzünsarmaşığı -yanıkkokulukadın
Bir hikaye değiller . Hepsi birer kısa yazı. Hepsi birer anlık duygu..
Aklınızın ucundaki dilinize gelmeyen şiir sayfaları. . Belkide sen ve o bir şiirde saklıdır. . Onu bulmaya hazır mısın ?
Harry artık ölümün nasıl koktuğunu biliyordu. Ölüm,mavi kadife gibi kokuyordu.
Yıldızlı gecelerde gördüm seni. Beni acımasızca öptün. Dudakların büyülü bir dünyaydı, gökyüzün mücevherlerle asılıydı.
çevrilmekten aşınmış ve insan terinden sararmış sayfaları rüzgarda dağılacak, kendine çevrilmiş gözleri yaşartacak, okunulurken kıpırdanan dudakları büzerek gülümsetecek, kalbini uyandıracak, kaşlarını çattıracak, hüzünle dolu bir hendeğe düşürecek, gülmekten sabahki cenazeyi unutturacak; yazarının kokusunu taşıyan bi...
/ˈaltɪtjuːd/ 1.1 astronomy;; the apparent height of a celestial object above the horizon, measured in angular distance. 1.2 geometry;; the length of the perpendicular line from a vertex to the opposite side of a figure.
bir kız vardı. üzgündü. asansördeydi. adımını yavaşça dışarı atıp başını kaldırdığında dışarıda yağmurun hafif hafif serpiştirdiğini gördü ve içinden bir küfür savurdu, çünkü üzerindeki tişört çok inceydi. kız ölmeliydi.