en iyi hikayeler
3 stories
Gladyatör: Tutsak Ruhlar (1)  by Mavimsi-Melek
Mavimsi-Melek
  • WpView
    Reads 62,867
  • WpVote
    Votes 8,261
  • WpPart
    Parts 42
Vanessa, bir mucit ve çeşitli makineler icat eden bir makinisttir. Tüm dünyası babasından kalma köşkünden, bilimden ve hayat verdiği makinelerinden ibarettir. Taa ki korkunç canavarları şehirden uzak tutmak için sinyaller yayan bir makine icat edene kadar... Bu onun şimdiye kadarki en büyük buluşu! Bu yüzden şehir yöneticisinin ona 'küçük bir hediyesi' var. Ve şimdi karşılama odasında duruyor, toplumun ayrışmış tabakasından gelen 'hediyesine' kocaman, şaşırmış gözlerle bakıyor. Görünüşe göre şehir başkanı düşündüğünden bile daha eksantrik bir adam. Kim küçük bir hediye olarak bölgedeki en pahalı köleyi gönderir ki? Dahası Damian herhangi bir köle değil, o aynı zamanda meşhur bir gladyatör ve şehirdeki en iyi yeraltı dövüşçüsü...
KIZILCA by __Katre__
__Katre__
  • WpView
    Reads 108,031
  • WpVote
    Votes 8,946
  • WpPart
    Parts 21
Hafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı. Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözlerini Yiğit. Ağaca, kurda, kuşa, yerdeki tırtıla, köşede şip şip su içerek keyifle kendilerini izleyen kediye baktı. "Yavuklun var mı? Bi' sevdiğin?" Ani bir şok geldi geçti Dilruba'nın mavi gözlerinden. Köşedeki kedi bile şok olmuş gibi su içmeyi bıraktı. Bir tövbe çekti sessizce. 'Belli...' dedi kendi kendine. 'Bu az çapkın değil. Tipi de müsait az kız koşmuyordur bunun peşinden.' Bir elini beline koydu, eğilip bidonunu aldı eline. "Var!" dedi. Bilmem kaç bıçak saplandı Yiğit'in gönlüne. Ardından söylediği sözler bir bir söktü o bıçakları, yarasını sardı, üzerini bile öptü. "Kocam var benim, bebem de karnımda! Yanımda seni görürse vurur topuğundan alimallah! Hadi var git yoluna." Saçını savurur gibi başını salladı şöyle bir. İçinden 'Hıh!' demeyi de ihmal etmedi. Eli belinde ardını döndü, salına salına gitti tahta kapıya. Girmeden önce arkasını dönüp kontrol (!) etme amacıyla baktı sadece. Göz göze gelince çekemedi birazcık bakışlarını. Eli cebinde kendine bakıp gülümseyen adamda takılı kaldı gözleri. O hafifçe başını eğip selam verince kendine geldi. Omzunu silkti nazlı nazlı. Ayaklarındaki çamuru otlara silip girdi tahta kapıdan içeri. Ardında ise derince iç çeken Yiğit'i bıraktı şüphesiz. "Ah ulan!" dedi cebinden sigarasını çıkarırken. "Ah ulan Kızılca, yaktın beni!" Kızılca'sının onu yaktığı gibi o da sigarasını yaktı. Akşama kadar ayrılmadı oradan, belki camdan başını uzatır diye.