few injured soul?
3 stories
CEHENNEMİN İFFETİ by vezarbal
vezarbal
  • WpView
    Reads 13,193
  • WpVote
    Votes 618
  • WpPart
    Parts 5
Bir cehennem olsaydım, iffetim senin cennetin olurdu. - KALENDER SÜVEYDA
CENNET ÇÖKÜĞÜ by vezarbal
vezarbal
  • WpView
    Reads 38,525
  • WpVote
    Votes 1,820
  • WpPart
    Parts 7
Kütüphanedeki kitaplarla ördüğü duvarları çöküktü, tıpkı bir cennet gibi çöküyordu. Piyanosunun tuşlarıyla döşediği yolları yarım yamalaktı, tıpkı ruhu gibi dökülüyordu. Refakatçılık ettiği kalbi henüz yirmisindeydi lâkin bir huzurevinde yatıyordu. Rapsodi Karaarslan, bir maça asının içindeki adrese düştüğünde bunun bir ölüm labirenti olduğundan habersizdi. Rapsodi Karaarslan, bir bahse kurban edilmiş olan Akrep Cebren'in avuçlarındaki ringe düştüğünde o ringde kalbini, en aslı ruhunu bırakacağından habersizdi. Haberler, uçan kuşlarla yayıldı. Bahisler, binbir gece masallarına döndü. Yumruklar, kumar masalarında bilardo topları gibi savruldu. Bir maça ası, cehennemin ateşiyle harlandı. Bir kupa kızı, şeytanın evlatlarına gebe düştü. Cennet çöktü. Dinle, bu cennetin çöküşü... Bu, cennet çöküğü. Q 11 NİSAN 2015
KUYRUĞU RUHUNA DOLANAN KIZ by vezarbal
vezarbal
  • WpView
    Reads 100,740
  • WpVote
    Votes 2,630
  • WpPart
    Parts 4
Bir akıl hastanesinin bahçesine kendi elleri ile ördüğü salıncağın üzerinde büyüdü. Mevsimler geldi ve geçti, güneş doğdu ve battı, gece yandı ve söndü... Büyüdü ama büyütülmedi. Kız kardeşi uğruna akıl hastanesinin dört duvarına hapsoldu ve üçüncü bir şahsiyet tarafından zulüm gördü. İzbe adımları kanlı avuçları ile onu zifir yangını ela gözlü bir adamın alacakaranlığına devirdiğinde, onu fark etti. Alacakaranlığın içinde yanan gözleri, zifir yangını bir elaydı. Yanan harelerin kudreti, zemherirdi. Ela gözlü adamın sahip olduğu gözler; cehennemin yanan soğuk ateşi kadar buzdu, o buzun yaktığı kadar da yangındı. Yandı, yakıldı ve yaktırıldı. Üçüncü bir şahsın cinayetleri ve gazapları şeytana pabucunu ters giydirerek onları çıkmaz bir labirente hapsettiğinde, o hâlâ ölümün önünde diz çökmüş değildi. O, kız kardeşine canını feda edebilirdi. Onun uğruna her yol mübahtı. Onun uğruna öldürürdü, ölürdü. Onun uğruna ibadet de ederdi, günah da işlerdi. Karam Viran, Karal Delhin'e; o labirentin çıkmazında tosladığında, çocuk yanı çalınmış bir adamın karanlığı karanlığına denk düştü. Kefene girecek bedenleri, Toprağına düşecek yağmurları, Mezarına işlenecek tarihleri, Bir ölümle kaderlerini alınlarına yazmıştı. Karanlığı karanlığına denk düştüğünde, bir kader aydınlanabilir miydi? Ya da her şey, bir kör kuyudaydı da birbirlerinde gördükleri bir serap mıydı? "Çocuk yanı çalınmış kimseden merhamet bekleyemezsin." Q 20 TEMMUZ 2016