bilinmeyen_1015
- Reads 54,336
- Votes 2,698
- Parts 20
Gururun suskunluğu, geçmişin gölgesi ve konuşulamayan duyguların sığındığı bir konağın içinden geçen kadın ve adam...
Feriha, genç yaşında ağır sorumluluklar yüklenmiş, sessizliğiyle konuşan bir köy kızı.
Hamza Ağa, sert bakışlarının ardında geçmişten izler taşıyan, hükmetmeyi bilen ama çözülmeyi öğrenememiş bir adam.
Kader onları bir konağın taş avlusunda, herkesin bakışlarından uzak ama vicdanlarının tam ortasında buluşturur. Birbirlerine karşı ne uzak durabilirler ne de yakın olmanın yükünden kaçabilirler.
Yasakla masumiyetin, sessizlikle iç hesaplaşmanın, pişmanlıkla kabullenişin iç içe geçtiği bir hikâye...
Nefesi nefesime, dudakları dudaklarıma değerken beni belimden daha sıkı kavradı.
"Sen, sadece benimsin...Benim kadınımsın. " dedi mırıltıyla dudaklarıma doğru. Öpmek için hamlede bulunacağım sıra kendini geri çekti.
"Duyguların zamansız olsa da bir kere sana kapıldım, beni bir kere daha bırakırsan..."
Tehdit dolu cümlelerinin sonunu nefesim sıklaşarak bekledim.
"Senden geriye hiçbir şey bırakmam." dedi ve dudaklarımız sonunda buluştu.
Bu kitap eski dönemde 1975-1985 arasında ki bir yılda geçiyor. (Çaktırmayın hangi yıl yapacağıma karar veremedim.) Eski dönem işte kardeşim. (Çok açıklayıcı oldu gerçekten.)
Nevşehir'in bir köyün 'de geçen bir kurgudur.