TENİ YANIK GÖKYÜZÜ.
Teni kızarmış gökyüzünün, güneşi batırmadan önce dillendirdiği son ninniyim. Şafağı iki geçen gecelerde dolanırım diline, Dudaklarının kıyısında zerk eden hecelerim. Ben teni yanık gökyüzünün dillendirdiği son ninniyim.
Teni kızarmış gökyüzünün, güneşi batırmadan önce dillendirdiği son ninniyim. Şafağı iki geçen gecelerde dolanırım diline, Dudaklarının kıyısında zerk eden hecelerim. Ben teni yanık gökyüzünün dillendirdiği son ninniyim.
Safir Mila Safkan, şu an olduğu yaşından çok daha ufakken, hayatının taşlarını yerinden oynatan bir olay yaşar ve kendini ansızın, yetimhanenin soğuk duvarları arasında kimsesiz bulur. Sahip olduğu şeyler, her ne yaşarsa yaşasın iyi kalan kalbi ve tutkuyla bağlı olduğu dansıdır. Kalbi yalnızca bir tek şey için, bale...
Bir metro istasyonu, 14 rehin. Sınırlı yemek, Sınırlı su. Tuzak ve ölümler. Hayatta kalmak için neler yapardınız? Peki onlar ne yaptı? Bu oyununun sadece bir kazananı olacak, Ve herkes bir bir ölecek. Benimle bu oyunu oynar mısınız?
"Ah, saçları; ölümü üzerine giyinip boğazıma sarılan saçları." Tenlerinde ateşten bir mızrak, ruhlarda yanığın asil dumanı. Alınan her solukta, almaya yemin içilen canlar vâr oldu, canlar ceset oldu. Her ceset, kanlı parmaklarla açılan mezara idam edildi, aç istekler ölümün kucağına yuvarlandı. Kaderin ağır bir tebess...
Kader midir iki insanı bir araya getirip sonsuz yolculuğa çıkaran, yoksa atılan ilk adım mıdır aslında kader çizgisini oluşturan? Yazar Rüya Alaca'nın bu soruya verecek cevabı yoktu. Arkadaşının ısrarı üzerine hiç tanımadığı bir adama e-posta gönderdiğinde karşısına Çağrı Akarslan gibi birinin çıkacağını ve onun, otiz...
Her şey bir kurşunun değil de, bir çift kara gözün kurbanı olmakla başladı. Bedenimde ki değil, ruhumdaki ölü tohumların yeşermesiyle attı nabzım. Ve o günden sonra üzerimdeki çiğ toprağı atıp yaşamaya başladım. "Çünkü burası Veda Caddesi," dedi kara gözlerini, gözlerimin içine mıhlayarak. "Çünkü burada her veda bir...
Kadın ölümdü, Adam ise ölü. • • • NOT: Olaylar ve kişiler tamamen hayal ürünü olup bir distopya kaleme alınmıştır. Olayların gerçek olaylarla bağlantısı sadece benzerlik olabilir. Siyasi ögeler içermektedir, rahatsız olacaklara duyurulur. • • • Diğer hikayelerim: • Son • İntihara Meyilli Koyunlar • Had...
Ölümün sıcak nefesi ensesini okşarken günahın harlanan ezgisi balçıkla sıvanmıştı. Babasının gölgesi ve esareti altında yaşama tutunan, sol yanındaki acılarıyla perçinlenip, kozasındaki duvarları tırnaklarıyla kazıyan bir kız. Avuçlarında kırık kanatları, ruhuna satır satır işlenen bir aşk. Tüm hayatının çetrefilli yo...
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYL...
"Kaburgam acıyor," diye fısıldadı, gül kuyusu. "Kaburgamı çaldın benden." Adam kızın yüzünü tam kaburgalarının üstüne bastı. "Burada, gül kuyusu," dedi ifadesiz bir sesle. "Burası senin sürgünün. Buradayken ne ölüme kavuşabilirsin, ne de kendini geri alabilirsin artık." Kız, adamın kazağını kavradı, yüzünü kaburgaları...
Herkesin hayatta en az bir amacı vardır. Benim amacım iyi bir hemşire olabilmek... ve yöntemim gülümsemek... Herkesin aksine gülümsemekten bir an bile vazgeçmeyecek bir hemşire olacaktım. Hastalarıma gülümseyerek iyi gelecektim. Tek amacım buydu. Tabi ilk staj deneyimimi onkoloji de yapmak planlarım dahilinde yok...
Her acı günü, her çektiği işkence, her çaresizliği bedenine, tenine ve bakışlarına işlenmiş fırtına gözlü bir adam.Sizi yakıp yıkan, her hücrenizi geri döndürülemez parçalara ayıran dipsiz karanlığına rağmen nefesinizi kesecek, kalbinizi acıtacak kadar güzel biri.Yıllarca boş bir kabuk gibi yaşayan, intikamını, masumi...