Fou
13 stories
Dönüşüm by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 63,668
  • WpVote
    Votes 1,816
  • WpPart
    Parts 7
Gregor Samsa, bir sabah, huzursuz edici rüyalarından uyandığında, devasa bir böceğe dönüşmüş olarak kendini yatağında buldu. Bir zırh kadar sert sırtının üzerine uzanmış, öylece duruyordu. Kafasını biraz kaldırıp baktığında, kahverengi bir kubbeyi andıran, boğum boğum olmuş ve tıpkı sırtı gibi sertleşmiş karnını gördü. Üzerindeki battaniye ha düşmüş ha düşecek gibiydi. Devasa vücuduyla kıyaslandığında acınacak derecede ince olan çok sayıda bacak, gözlerinin önünde umutsuzca çırpınıyordu. Bakışlarını pencere yönüne çevirdi. Kasvetli hava(metal pencere pervazına çarpan yağmur damlalarının sesini duyabiliyordu) Gregor'u melankolik bir ruh hali içerisine sokmuştu. "Neden uyumaya devam edip tüm bu saçmalığa bir son vermiyorum," diye düşündü. Ama bu son derece mantıksız bir düşünceydi, zira o, hep sağ yanının üstünde uyurdu ve içerisinde bulunduğu durum göz önüne alınacak olursa, kendini döndürebilmesi pek mümkün gözükmüyordu. Sağa dönmeyi ne kadar denerse denesin kendini hep aynı sırtüstü pozisyonda buluyordu. Herhalde gözlerini kapayıp (böylece kımıl kımıl hareket eden bacaklarını görmek zorunda kalmayacaktı) yüz kere denemiş olmalıydı. Ve yan tarafında daha önce hiç hissetmediği hafif bir sızı hissettiğinde daha fazla denememeye karar verdi.
Aşk Yıldızlara Benzer by niiyaazii
niiyaazii
  • WpView
    Reads 536,503
  • WpVote
    Votes 14,780
  • WpPart
    Parts 53
"Aşk yıldızlara benzer, yıldızlar da sana. Umudunu sevdim ben senin, umutsuzluğunu sevdim. Hiç göremesem bile orada olma ihtimalini sevdim." İstiyordu erkek. Aşkı tüm hücrelerinde hissetmek istiyordu. Korkmadan yürüyordu ölüme. Seviyordu ve bundan asla vazgeçmeyecekti. Biliyordu çünkü, Aşk yoksa hayat yoktu onun için. Korkuyordu kız. Aşık olmaktan korkuyordu. Canı yanmıştı bir kez. Hayatı pahasına bir hata yapmıştı. Fakat Aşk zaman tanımıyordu. Bu kez elinde parlak yıldızlara çalmıştı kapısını. İkisi de birer yıldızdı gökyüzünde. Her zaman görünmeseler de, oradalardı. Olması gerektiği kadar gerçek bir aşk hikayesi. © Tüm Hakları Saklıdır. | 13. 06. 2013 | Kapak Tasarım - Damla Üzüm. WATR Watty '13 En İyi Romance Hikayesi
80 Günde Devr-i Âlem by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 16,789
  • WpVote
    Votes 453
  • WpPart
    Parts 5
İngiliz centilmen Phileas Fogg, üye olduğu kulüpteki arkadaşlarıyla 80 günde dünyanın etrafını dolaşacağına dair iddiaya girer. Uşağı Parisli Passepartout'yu yanına alarak hiç vakit kaybetmeden yola çıkar. Bahsi kazanabilmesi için 21 Aralık 1872 Cumartesi günü saat 20:45'te kulüpte olması gerekmektedir! İngiltere Bankası'nın gözüpek hırsızı olduğu sanılan Phileas Fogg, bütün yolculuğu boyunca tutuklama emri bir türlü eline geçmediği için onu tutuklamayı başaramayan müfettiş Fix tarafından takip edilecektir. Passepartout ve inatçı Fix, içinden geçtiği ülkeler, çeşit çeşit maceralar, sayısız engelleri atlatmak için uygulanan stratejiler, asla İngiliz soğukkanlılığından taviz vermeyen Phileas Fogg'un zamana karşı mücadelesi, 80 Günde Devri Alem'i yazarın en iyi romanlarından birisi yaptı ve okurların ilgisi 1873'deki ilk baskısından bu yana hiç azalmadı.
Yeraltından Notlar by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 65,853
  • WpVote
    Votes 2,523
  • WpPart
    Parts 21
Yeraltından notlar gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır. Bu roman Dostoyevski'nin daha sonra yazacağı büyük romanların ipuçlarını taşımaktadır.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 51,159
  • WpVote
    Votes 2,189
  • WpPart
    Parts 10
Zweig bu novellası'nda bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatırken, insanda içkin saplantıların ve dayanılmaz arzuların sınırlarında gezinir. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikâyesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde olağanüstü bir anlatıya dönüşür. Yapıtı için mekân olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera'sını seçen Zweig, 1920'li yılların sonlarında Avrupa'nın "kibar" tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla dikkat çeker.
Beyaz Diş by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 39,436
  • WpVote
    Votes 1,239
  • WpPart
    Parts 20
Beyaz Diş vahşi bir hayvanın gözünden, hem doğal hayata hem de insanların acımasız dün yasına eleştirel bir bakış... Beyaz Diş Alaska'nın sert doğa koşullarında geçen, nefes kesici bir macera hikâyesi anlatıyor. Yarı köpek bir anne ile kurt bir babanın yavrusu olarak dünyaya gelen Beyaz Diş, doğduğu günden itibaren farklılığının gölgesinde bir hayat sürmeye başlar. Zekâsıyla ve görüntüsüyle hayranlık uyandıran bu muhteşem yaratık, hem insanların hem de hayvanların eziyetiyle karşılaşır ve her an bedel öder. Hayatta kalmak için içgüdülerinin rehberliğine sığınan Beyaz Diş, zamanla her türlü canlıya karşı güvenini kaybeder ve vahşi hayat ile evcilleşme arasında sıkışıp kalır. Jack London Beyaz Diş'te edebiyat tarihinin en gerçek hayvan karakterlerinden birini yaratırken, düşmanlık, ahlâk, güven, merhamet ve sevgi gibi kavramları tartışıyor. "Oysa vahşilik, Beyaz Diş'in görünüşüne ve hareketlerine sinmişti. O vahşi tabiatı simge liyordu; onun ete kemiğe bürünmüş haliydi." -Jack London-
Satranç by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 61,961
  • WpVote
    Votes 2,004
  • WpPart
    Parts 7
Satranç, Zweig'ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir. Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç'ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya'da yaşamaktaydı. Satranç'ta da, olay yeri olarak New York'dan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öykünün aktörleridir.
İçimizdeki Şeytan // alıntı by winchestiell
winchestiell
  • WpView
    Reads 248,188
  • WpVote
    Votes 4,378
  • WpPart
    Parts 101
"Kalk, iki gözüm, iskeleye geldik. Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hâkim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim." * Po anısına.
Genç Werther'in Acıları // alıntı by winchestiell
winchestiell
  • WpView
    Reads 65,240
  • WpVote
    Votes 1,967
  • WpPart
    Parts 146
Almanya'da dönemin gençliğini etkisi altına alan bu romanın, birçok kişinin intiharına neden olduğu, Werther'in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmelerin o yıllarda moda haline geldiği, Napoléon'un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenir. * Po anısına.
Hayat Üzerine Düşünceler by SevilOku
SevilOku
  • WpView
    Reads 3,030
  • WpVote
    Votes 45
  • WpPart
    Parts 6
Tolstoy, yaşamın ve ölümün anlamını ömrü boyunca arayan, yaşamının sonuna doğru ölümün anlamını yaşamın içinde bulan: yaşamın amacının da ''tüm insanları sevmek, tüm insanlığı kardeş bilmek'' olduğunu savunan büyük bir sanatçıdır.