Mıncırdıklarım<3
5 stories
ÖLÜMÜN DÜŞLER SAHNESİ by Zehranurpltt
Zehranurpltt
  • WpView
    Reads 610,068
  • WpVote
    Votes 34,548
  • WpPart
    Parts 47
Mavi gözlü bir dev, Yeşil gözlü ruhu güzel katil bir kadın. "Bir hikaye başlıyor; okursan ölürsün. Ölürsen, ölürüm." Kor adam, yanık bir hanın mahzeninden, gül tenli Dolunay'a sesleniyor. Kadın duymuyor, adam gülüyor. Gülüşleri kadının dikenlerine batıyor. Dolunay, karanlığın göğsünde, siyaha karışıyor. Hayır! Hayır! Bedenine dokunan yabancı eller, ölü yanının portresini çiziyor. Kadın bedenine dokunan ellerde ölüyor, adam ailesinin gözleri önünde katledilişini izliyor. Kor bir gecede, ruhlar yıldızlarla savaşırken, kadın ruhunu bulduğu adamın önünde dizleri üstüne çöküyor. Adam önünde diz çöken kadının yollarına seriliyor. Boğulduğu okyanusa aşık olmuş, kuyruğundan yanan omurgasına kadar acıya boyanmış bir kız. Kemiklerinde cehennemi kaynatmış, intikam ateşi ile yanmış değil, ateş olup intikamla yanan ve çocukluğunun külleriyle doğan bir adam. Çehresinde büyüttüğü soğuk; karanlık ve dipsiz bir kuyu kadar tehlikeli. Kalbi, cenneten bir dünya gibi. Ölümün Düşler Sahnesi cehennemin zehrini kusuyor. Bu zehir adamın avuç içlerine akıyor. Avuçlarında şifanın doğurduğu varlık, siyaha karışıyor. "Ruhumun koğuşlarında bir gardiyan dolanıyor, o gardiyan hücre, hücre seni sorguluyor. Unutursa fısılda ona; sorgulanan katil, benim kalbimin altın kafesinde yüreğimi on ikiden vuruyor."
DÜŞ KEFENİ. by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 3,671,609
  • WpVote
    Votes 252,077
  • WpPart
    Parts 48
"Ah, saçları; ölümü üzerine giyinip boğazıma sarılan saçları." Tenlerinde ateşten bir mızrak, ruhlarda yanığın asil dumanı. Alınan her solukta, almaya yemin içilen canlar vâr oldu, canlar ceset oldu. Her ceset, kanlı parmaklarla açılan mezara idam edildi, aç istekler ölümün kucağına yuvarlandı. Kaderin ağır bir tebessüm sunduğu iki ruh biraraya gelmekten kaçınamadı. Siyah saçları adamın göğsüne sarıldı, saçlarındaki şehveti adamın sıcağında vâr etti ve intikam oyunu diz üstü yere çöktü. Aşk, kadının saçlarına sarıldı. Tutku, adamın ellerinde yemin içti. "Ah, elleri; ruhumun ölüsünü üzerine giyinip bedenime sarılan elleri."
GÜL KUYUSU by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 3,820,902
  • WpVote
    Votes 254,915
  • WpPart
    Parts 20
"Kaburgam acıyor," diye fısıldadı, gül kuyusu. "Kaburgamı çaldın benden." Adam kızın yüzünü tam kaburgalarının üstüne bastı. "Burada, gül kuyusu," dedi ifadesiz bir sesle. "Burası senin sürgünün. Buradayken ne ölüme kavuşabilirsin, ne de kendini geri alabilirsin artık." Kız, adamın kazağını kavradı, yüzünü kaburgalarının arasına gömdü ve kaşlarını çatarak başını iki yana salladı. "Ölüme kavuşturmayacaksın beni," diye fısıldadı. "Bana beni geri vermeyeceksin." "Asla." Kızın, göğsünün ortasında bir yarası vardı, o yaraya bir isim bile vermişti. Adam, o yarayı ondan çalmıştı. O yaranın adı, "çocukluğum"du. Artık yeryüzüne yağan gül yapraklarının rengi, kan kırmızısıydı. Zehirli kırmızı gül sarmaşıkları bağladı bizi, Birbirimize zehirlendik. O kâinat kadar eşsizdi, Ben basit bir gül kuyusu. Tutulmamız gerekiyordu, Tutulduk. Ben Gül'düm, O, içine düştüğüm Kuyu, Benim Kuyum. Gül Kuyusu.
VAVEYLA by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 33,083,914
  • WpVote
    Votes 1,335,907
  • WpPart
    Parts 44
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYLA. Karanlıkta atılan her çığlık sahipsizdir. Ben senin karanlıkta attığın çığlığım. Seninleyim ama senin değilim.
SİYAH GÜL by BuketOzdal
BuketOzdal
  • WpView
    Reads 635,795
  • WpVote
    Votes 25,768
  • WpPart
    Parts 23
"Avucunun içini parçalayan bıçak gibiyim," diye fısıldadı bıçağı sıktığı avucunun içinde oynatarak kendisine doğru çekerken. Avucumda oluşturduğu derin yarık boğazımda biriken kan damlalarının gözyaşı olarak yanaklarımdan ateş topu gibi yuvarlanmasına neden olduğunda acı damarlarımın içinde zift gibi dondu. Saçlarımın arasından kulağıma dokunan dudakları tekrar hareketlendi. "Varlığım canını acıtacak kadar keskin." Ağlamak istiyordum, avucumdaki yarık öyle hızlı bir şekilde kanla doldu ki, parmaklarımın arasından sızan acıyı hissedebiliyordum. Ruhum bedenimdeki tek bir noktadan çıkmak istiyordu. Beni parçalıyordu, dışarıdan içeriye gölgesi devrilen yağmur damlalarının katili camdı. Derin bir nefes alırken burnundan verdiği nefes tüylerimin diken diken olmasına neden oldu. Nefes alışı bir vazgeçişin izlerini taşıyordu. ''Ama oradayım, sen nefes almadıkça bir anlamım yok.''