"Beni boşver sen. Sizde ki durumlar ne ?" Dediğinde sigaramı dudaklarıma götürüp derin bir nefes çektim.
"Olmayacak gibi. Gözlerine baktıkça daha çok bakasım geliyor abi ama o benden kaçıyor... Beni istemiyor sanki." dedim ve ona baktım. "Ama onu ben çok seviyorum." diyerek gülümsedim.
"Bunu ona söyledin mi ?"
"Hayır." Dediğimde kaşlarını çattı. "Neden söylemedin ?" Dediğinde sigarayı tekrar dudaklarıma götürdüm ve derin bir nefes daha çektim.
"Söylememe gerek yok ki. Kim beni onun yanında konuşurken görse aşık sanar. O bunu bile anlamıyor ya da aşık olmaktan kaçıyor." diye konuştuktan sonra arkamdan bir ses geldi.
"Seni çok iyi anlıyorum. Hem de çok." Dediğinde arkama döndüm. Gözlerimin içine bakarak yanımıza geldi. O sırada arkadaşım ayağa kalktı ve yanımızdan ayrıldı.
"O zaman neden benden kaçıyorsun ? Bize neden bir şans vermiyorsun ?" Dediğimde gözlerini kaçırdı. "Bana bak." diye konuştuktan sonra gözlerini gözlerime dikti.
"Korkuyorum." Dediğinde ellerimi yanaklarına götürdüm.
"Neyden ?"
"Seni kaybetmekten..."
Buradan çıkan kimse olmamıştı , olamamıştı.
Denemeye kalkan herkes ölüm ile cezalandırılacaktı.
Özür dilenirse affedilmez , cezası her neyse çekilirdi.
Çünkü kazanan hep bu takım olurdu , kaybeden değil.
---
Ölüm Oyunları'na hoşgeldiniz...