Kütüphane (tüm kitaplar)
66 stories
Arabesk Pavyon by AnitaFelipova
AnitaFelipova
  • WpView
    Reads 40,079
  • WpVote
    Votes 4,240
  • WpPart
    Parts 11
Aile gazinoları vardı bir zamanlar. Kadınlı erkekli, sazlı sözlü eğlencelerin yuvası. Çoluk çocuk bile dahildi masalara. Hep birlikte eğlenmenin adresiydi buralar. Assolistlerin dev sahnelerine sahipti. Şimdi bir avuç kadardı sayıları. Demek ki aileler beraber eğlenmeyi terk etmişti. O zaman tavernalar vuku bulmuştu. Sahnesi küçük ama dans pisti kocaman olan tavernalar. Millet artık şarkı dinlerken, şarkıcı seyretmekle yetinmiyor, deli divane dans ediyordu, sokakta yapamayacağı gibi. İçinde biriktirdiklerini dökercesine... Yetinmek insan oğlunun tabiatında yoktu. Yedikçe fazlasına göz dikilirdi. Zira bir yerden sonra müdavimlere dans etmek de az gelir olmuştu. Nasıl ki sokak ortasında edilmeyecek danslar için tavernalar vardı; dizginlenen bütün arzuların tatmini için başka başka diyarlar türemeye başladı. Arz talep diyordu buna iktisat kitapları. Dünyanın biyolojisine bakılacak olursa; evrim yasası demek de mümkündü. Tavernalar ve gazinolar dönüşüm geçiriyordu. Tırtıl kelebek oluyor, gazinolar ise pavyon doğuruyordu. Çankırı Caddesinin gözbebekleriydi onlar. İçlerinden yalnızca biriydi Arabesk Pavyon.
ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ  by HaKuGu
HaKuGu
  • WpView
    Reads 650,531
  • WpVote
    Votes 6,692
  • WpPart
    Parts 4
"Bazı insanlar iyileştirmek için doğar, bazılarıysa iyileştirirken yanar." Hande Kayla, karanlıkla uğraşmayı meslek edinmiş bir psikolog. Türkiye'nin dört bir yanından gelen psikologları bünyesinde barındıran özel bir kurumda çalışmaktadır. Kurum, günümüzün bilinmeyen hastalıklarını inceleyip yeni tedavi yöntemleri bularak, dünya çapında tanınmayı hedeflemektedir. Bir gün Hande, kendine zarar veren genç bir adamla tanışır. Sessizliği, hüzünlü bakışları ve gizemli karanlığıyla Hande'yi derinden etkiler. Kurum, genci denek olarak kullanmak ister; Hande ise bu fikre karşı çıkar. Ancak kurum ve genç arasında sıkışan Hande, kendini beklemediği olaylar silsilesinin içinde bulur. Papatyalar masum değildir, elma şekeri tatlı değildir, örümcek ağları görünenden fazlasını saklamaktadır. Ve bazen, iyileştirmek istediğin kişi, seni kendi karanlığında boğar.
BÜLBÜL KAPANI  by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 19,344,145
  • WpVote
    Votes 1,252,495
  • WpPart
    Parts 41
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
Bir Gençlik Hikayesi by prongs_so
prongs_so
  • WpView
    Reads 240,956
  • WpVote
    Votes 15,580
  • WpPart
    Parts 77
Aşkın kaç hali vardı? Çocuk hali vardı mesela. Saçını çekerek anlaştığın, oyuncaklarını paylaştığın ve yanı başında büyüdüğünde o sevginin de senle büyüdüğünü fark etmediğin halidir bu. Çocukken kalbine düşen tohum senin gözyaşlarınla sulanmış, kahkahalarınla güneş almış olabilir ve sen farkına bile varmadan düşmüşsündür onun güzelliğine. İkinci şans hali vardır birde. Aşk ikinci kez gelip de kapını tıklattığında tereddütle açar insan. O kapıda artık yeni kilitler vardır, zincir takılıdır ve içeri tekrar girmek artık hayalden başka bir şey değildir. Yalnızlığını zırh gibi kuşanan birinin kapısını çaldığında korkup kaçmak kolaydır, kalmaksa yürek ister, tabi kalbinizi çoktan içeride bırakmadıysanız. Üçüncü olarak da geçmişin gölgesinde kalmış hali vardır. Kalbinizi sakladığınız sandıklar ve başına diktiğiniz Amazonlar her zaman doğru kişiye çevirmeyebilirler mızraklarını. Acıdan gelen tecrübeler önyargıya dönüştüğünde hata yapabilir insan, geçmiş acımasız bir öğretmen olduğu gibi insanda travma yaratmaya da meyillidir. Travmalardan kaçmak bir şehirden kaçmaya benzemez, insan bir şehirde kaybolur da sora sora yolunu bulur. Kendi geçmişinde kaybolunca kime sorar insan? Yolunu kaybettiğinde elinden tutacak kimse kalmadığında yanlış yapmak kaçınılmazsa kimi suçlar insan? Eski bir aşk yeni bir aşkın üstüne kara çaldığında gözyaşlarıyla temizlenir mi ? Aşkın birden çok hali vardır elbet ancak bu gençlik hikayesinde ben size elimden geldiğinde bu üç halini anlatacağım. Benimle bu yola çıkmak ister misiniz? Yol virajlı ama manzara güzel.
Lilith'in Gözyaşları by kedilimedi
kedilimedi
  • WpView
    Reads 2,154,322
  • WpVote
    Votes 81,250
  • WpPart
    Parts 28
Hafızasını kaybetmiş bir halde baş düşmanının evinde esir olarak uyanan Meira, geçmişte işlediği affedilemez bir günâhın bedelini ödüyor olduğunu öğrenir. Meira uyandığında ona söylediği ilk sözü "Biz düşmanız" olan adamın, bir zamanlar gözlerinin içine aşkla baktığını öğrendiğinde işlediği günahın hiç de sandığı kadar basit bir ihanet olmadığını ve altında çok daha korkunç bir entrikanın yattığını anlar. İki düşmanın kader ağları, tutku ve nefretin ateşiyle birbirine örülmüş; kurdun kuzu postuna bürünüp kuzunun kurda dönüştüğü çarpık bir ihanet oyununa evrilmiştir, artık birbirlerinden kaçmaları da ne mümkün! Bu yapbozu ise çözmenin tek bir yolu var: Gördüğün ve duyduğun hiçbir şeye inanma. Bunu geçmişteki sen bile söylüyor olsa... Fantastik değildir, karanlık aşk türündedir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik ve fiziksel şiddet gibi rahatsız edici olabilecek içerikler bulunmaktadır.
Gençlik Kumpanyasının Hatıra Defteri by alizarbmbin
alizarbmbin
  • WpView
    Reads 449,537
  • WpVote
    Votes 27,240
  • WpPart
    Parts 26
Sevgili defter, Ben bugün aşık oldum. Sahne ışıklarının altında, Juliet'in pencereden Romeo'ya uzandığı gibi uzandı üzerime aşk. Üstelik ölüm iksiri içmeye de yemin ettik. Ey Hermia! Bükme o masum boynunu. Çiçekteki iksirin etkisi bir düş kadar kısa, aşksa masallar kadar uzun. Gerçeği gömmeye bir avuç toprak yetmez, gençlik çiçek gibi açacaktır elbet gerçeğin üzerinde. Gençlik, pop şarkılarındaki nakaratlar gibi hareketli ve çarpıcı çünkü. Bu bir gençlik kumpanyası, Ve ben bugün aşık oldum.
Sinekli Bakkal by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 32,488
  • WpVote
    Votes 1,119
  • WpPart
    Parts 24
Türk edebiyatının en çok okunan romanlarından biri olan Sinekli Bakkal, ilk kez, İngilizce olarak The Clown and His Daughter (Soytarı ve Kızı) adıyla, Londra'da 1935. yılında basıldı. Aynı yıl Türkçede önce Haber gazetesinde tefrika edilen roman daha sonra, 1936'da kitap olarak yayımlandı. Yapıt, 1942. yılında CHP Roman Ödülü'nü kazanmakla ününü pekiştirdi ve günümüze dek, hakkında yurt içinde ve dışında pek çok yazı kaleme alındı. Halide Edib Adıvar'ın bu çok sevilen romanı Sırpçaya, Portekizceye, Finceye ve Fransızcaya çevrildi ve filme de alındı. Yayınevi: Can Yayınları
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR by ceyzabel
ceyzabel
  • WpView
    Reads 862,336
  • WpVote
    Votes 63,254
  • WpPart
    Parts 54
"Ve unutma Zümrüt; tüm çiçekler yavaş yavaş, kırmızı güller çabuk solar." *** 1980 yılının Mayıs ayında, Dilektaşı Mahallesi'ndeki aylardır boş olan daireye genç bir adam taşındı. Tek başınaydı, bir karısı veya çocukları yoktu. Kimseyle konuşmazdı ve soğuk çehresi, tenindeki yanığa benzer farklı renkte izleri, şüpheli hareketleri nedeniyle kimsenin de onunla konuşmaya niyeti pek yoktu. Mahalleli, bu suskun ve gizemli adamın dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak bir Amerikan ajanı olduğuna karar vermişti ve adama kendi aralarında 'Dilsiz Ajan' diye sesleniyorlardı. Zümrüt Ayten Özsoy ise henüz yirmisine yeni basmıştı. Altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Hayat hakkında bilgisi bu aileyle ve bu mahalleyle sınırlıydı. Liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı, hayata en büyük kızgınlığı da buydu. Hayallerini baltalayan şey yoksulluk ve yoksulluğunun sebebi ise başlarındaki sorumsuz babalarıydı. Çoğunlukla bu kalabalık mahallenin cıvıltısında ömrünün çürüyeceğini ve ailesine rağmen yapayalnız öleceğini düşünürdü. Onun için hayat, ışıltılı bir oyun sahnesiydi ve bu sahne, akşam babası eve geldikten sonra perdelerini kapatarak karanlığa bürünürdü. Ve bir gün Dilsiz Ajan nihayet konuştu. Zümrüt Ayten Özsoy ise hayallerine çok yakın olduğunun henüz farkında değildi. (30.03.2021)
İmrozlu by EsraCanlii
EsraCanlii
  • WpView
    Reads 880,932
  • WpVote
    Votes 83,389
  • WpPart
    Parts 67
Bir ada ve ortada duran iki kişi. Biri Türk biri Yunan. Biri isyancı biri işgalci. Birinde steteskop birinde künye. İkisi birbirine her şey olur. İkisinden birbirine hiçbir şey olmaz. . 1 Eylül 2039'da, kimine göre Gökçeada kimine göre İmroz'dayız. Kimi için acımasız distopya kimi için kaçınılmaz bir sondayız. . İlk bölüm yayın tarihi 5 Temmuz 2023. . Kitapta anlatılan tüm konu, kişi ve olaylar hayal ürünüdür.
İNFERNO by KathyCalanthe
KathyCalanthe
  • WpView
    Reads 3,875,949
  • WpVote
    Votes 104,039
  • WpPart
    Parts 16
Demir Karadağ, Hades lakabıyla anılan yalnızlığını ceza olarak gören ve kendini lanetli olduğuna inandıran zevke saplantılı bir adamdır. Değer verdiği ve sevdiği tek şey ise gözbebeği olan İnferno'dur. Dante'nin cehenneminden yola çıkarak tasarlanmış şirket binası görümüne sahip son derece gizli bir haz kulübü olan İnferno, dokuz çemberden oluşmaktadır ve her çemberin kendine has bir teması vardır. Kendine yarattığı oyun parkında günlerini geçiren Demir Karadağ'ın hayatı bir gece yarısı cehennemine adım atan kadın ile değişir. Kardeşini bulmak amacıyla İnferno'ya giden Helen Saral, ünlü bir yazar ve cinsel terapisttir. Tek dileği kardeşini bulmaktır fakat bunun için geldiği kulüpte onunla ilgili hiç beklenmedik gerçeklerle yüzleşir. Kirli sırların ve tehlikenin içine düşen Helen ile Demir hayatlarını sonsuza dek değiştirecek olan bir hikayenin kapağını aralarlar. 🔗 "Cehennemin dibine inip ruhunu arındırmadan cennete ulaşamazsın." Kitap yetişkin içeriklidir. Kapak Tasarım: @Wbrunette