Lee jong-suk (oppam)
lee jong-suk bilgileri paylaşacağım.Bu konuda kendime güveniyorum, çünkü bir insanın bir işi başarıyla yapabilmesi için o işi çok sevmesi gerekir. Ben oppamı çok seviyorum, ve size de sevdirmek istiyorum.
lee jong-suk bilgileri paylaşacağım.Bu konuda kendime güveniyorum, çünkü bir insanın bir işi başarıyla yapabilmesi için o işi çok sevmesi gerekir. Ben oppamı çok seviyorum, ve size de sevdirmek istiyorum.
Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurumundan bile geçmezdi. Allah'ın sevdiği kuluymuşum ki hem çok sevmiştim...
Ailesini şüpheli bir yangında kaybeden Arya, kimliği gizlenerek yetimhanede büyümek zorunda kalır. Vasisi olan aile avukatının izniyle küçüklüğünden bu yana yalnızca telefonda konuşsalar da aralarında bir bağ oluşan gizemli bir kadının vesilesiyle on sekizine basmasına yakın bir zamanda yetimhanede çıkar ve kendi evin...
Hayatım boyunca öldürmek için yetiştirildim... Bunun normal olduğu öğretildi bana.... Ama şimdi bir ölü yerine, bir canlıya sokulmamı istiyorlar... Hemde karanlığın en güçlü liderlerinden birinin içine... Korkması gerekenler onlar... Sonuçta dünyada nam salmış, tek canlı cellat, yani "Ölüm Meleği" benim... Peki neden...
En yetenekli öğrencileri toplayarak onlara en güzel geleceği vermekle ünlü okula davet aldım ve yatılı olarak bu okula geldim.Bir anda bütün hayatın değişebilir diyorlar. Bu okula geldim ama bu okuldan sadece bir şekilde çıkabilirim. ÖL YA DA ÖLDÜR. Benim gibi her şeyden habersiz 16 çocukla birlikte hayat mücadelesi v...
On altı yaşımda öldüm ben.Yaşarken adeta bir ölüye döndüm , hayallerim düştü yanaklarımdan.Düşünemedim hiç bir şeyi.Daha doğrusu düşünmeye gerek duymadım.Ve bir gece sabaha devrolurken öğrenmiştim ; Ben bir vampirdim. Kirli sayfalarım silinecekti ve temiz bir sayfaya yol açacaktım .İstemiyordum.Normal bir yaşantım var...
Burayı bırakıp gidiyoruz. Geri dönüş olmayan bir yola gidiyoruz. Ama birden tanımadığın bir numara sana yazarsa ne yapardın? Ve üstelik garip şeyler yaşanırsa?
Şarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters dönüyor. Hep ters mi döneceksin Dünya, yoksa bir güneş batımında hayatı...
O sakin ve sessiz gecede başlamıştı herşey,o gece annemi dinleyip çağlya uymasaydım başıma hiçbir şey gelmezdi.
Benim hayatımı yargılamadan önce , benim ayakabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan , sokaklardan dağ ve ovalardan geç ! hüznü , acıyı,neşeyi tad... benim geçtiğim yollardan geç ,benim takıldığım taşlara takıl.. yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git benim yaptığım gibi....
Herkesin hayatta en az bir amacı vardır. Benim amacım iyi bir hemşire olabilmek... ve yöntemim gülümsemek... Herkesin aksine gülümsemekten bir an bile vazgeçmeyecek bir hemşire olacaktım. Hastalarıma gülümseyerek iyi gelecektim. Tek amacım buydu. Tabi ilk staj deneyimimi onkoloji de yapmak planlarım dahilinde yok...
Onur ve Dilara artık mutlu olmayı hak etmiyor mu sizce de? Not; Kapak için Sinem_Ekin isimli okuyucuma çok teşekkür ederiiim <3<3 (Kapak gönderirseniz seve seve kullanırııım ^^ )
Hani derler ya her ne olursa olsun hayat devam ediyor. Aslında devam eden hayat değil, bizleriz. Yaşananlar bizleri olgunlaştırmaz, olmamız gereken kalıba sokar. Ölüm karanlıktır, soğuk ve acı dolu. Kim olduğumu, ne için yaşadığımı, ailemi, çocukları ve Leo'yu neden kaybettiğimi bilmiyorum. Bilmiyordum... Ama artık bi...
"Hatırla Rüzgar! Bir hayalet olarak girdim hayatına. Yani aslında hiç olmadım. Beni görünür yapan sendin..." "Bir hayalete sarılamazsın, dokunamazsın, hissedemezsin. Bir hayalete aşık olamazsın. Ama ben sana oldum..." "Kimsin sen Duru?" "Arafta kalmış biriyim. Sevdiği ve geçmişi arasında kalmış biri." "Hangisini seçec...