Basss
2 stories
Entrikalılar  (Kitap Oldu) by ferhataymaz
ferhataymaz
  • WpView
    Reads 233,571
  • WpVote
    Votes 37,298
  • WpPart
    Parts 29
Az biraz üzgün, dertli, günü kötü geçen, ileri ki günleri için endişelenen, okul derdi olan, kafası karışık olan, umutları yıkılan, ağlayan, kendini yalnız hisseden, hasta olan, topluma kapanık, mutlu olan, sevinçten ağlayan kısacası bu hikaye hepimize gelsin. Yaşam kısa ve hiç bir şeyi fazlasıyla kafana takma ve "Ben başarırım." umuduyla hayatına bak. Sen başarılısın! Bir gün belki hep birlikte kavun yiyip, paytak paytak yürürüz. Kısa ve öz olarak hikayeyi tanıtalım. Tanıtıma bakıp, hikayeyi es geçme çünkü burda yazılandan fazlası sizlerle. Ben Çağkan, 25 yaşındayım. Küçüklüğümden beri, Iraz adında bir kızı seviyorum. 2 tanede dostum var benim. Harun ve Kavun Necati. Aşkların engel olduğu yere, ben yumruk atarım sonrada bir kova su yerim. Sırılsıklam aşk dedikleri bu olsa gerek. Unutmadan söylemek isterim. Benim hayatım çok enteresan. Mahallemizde başlayan, küçük maceralar çığ gibi büyüyor. Harun desen, arkamdan hep işler çeviriyor ve bir garip davranıyor. Kavun Necati, çok iyi bir dosttur. 1 Milyon TL para verseler satarım. Para sonuçta. Şaka şaka hemen inanmayın öyle. İğrenç şakalarım meşhurdur benim. Kavun Necati bir kızı ergenlik döneminden beri sevmektedir. Sevdiği kızın babası manav ve sevdiğini görmek için her gün manavdan kavun alan bir sevgi yumağı. Gelelim Iraz'a. Iraz için her şeyi yapmaya hazırım ben. Yapıyorum da, çok seviyorum be... Neyse duymasın yine sinirlenir şimdi bana. İsterseniz gelelim hikayemize... Kitabı http://www.kitapyurdu.com/kitap/entrikalilar/390136.html bu adresten temin edebilirsiniz ☺
Irklar Akademisi by ciceksekbantufekci
ciceksekbantufekci
  • WpView
    Reads 52,910
  • WpVote
    Votes 914
  • WpPart
    Parts 2
Bu satırları okumaya başladığında; daha önce varlığından bile haberdar olmadığın gizli bir akademiye, görkemli kapısından meraklı gözlerle bakıyorsun demektir. Öyleyse sana bir uyarım var: Eğer okul bahçesinden girmeye cesaretin varsa, henüz ilk sayfadan, içinden kolay kolay çıkamayacağın bir kurgu labirentine gireceğini de bilmelisin. Bu labirent; yazarın beyninin kıvrımları olabilir veya uzayda bir solucan deliği de. Ne yazık ki nereye çıkacağını sonuna gelmeden asla bilemeyeceksin. Gerçeklik algınla oynayacak bu kurguyu planlarken; önce müthiş bir ilhamla sarmalandım. Senelerin bilgi birikimi ise kurguyu derinleştirmemi ve ince bağlantıları kusurlaştırmamı sağladı. Yazarken yaşamak dedikleri durum sonucunda, Irklar Akademisi fikri bir ilham olmaktan çıktı ve gerçekleşti. Tıpkı bir sihirbazın "ABRA CADABRA" sözlerinin aslında "sözlerimle yaratırım" anlamına gelişi gibi: Kelimeler bir araya geldiğinde, yazar ve okurlar arasında eşsiz bir matriks oluşturdu. Söyleyebilirim ki; kurgunun çıldırmış yollarında ekmek kırıntıları ile doymaya çalışmayacaksın. Sen, benim için çok daha değerlisin. Aksine bölümler arasına sırları çözmene yarayacak dev ödüller bıraktım. Bazen okur olacaksın, bazen de hikayenin kahramanı 'EKİN'. Kahramanın adını beğenmedin mi yoksa? Kendi de beğenmiyor zaten. Ancak isminin bir sırrı var. Labirentin ortasına geldiğinde öğrenirsin. Okurken altüst mü? Yoksa tersyüz mü? olduğuna sen karar vermelisin. Ancak tersinin yüzünden veya altının üstünden bazen daha keyifli olduğunu göreceksin. Irklar Akademisi; Evren'in senfonisi, kozmik bir şaka veya sahneden izlenen yaşamın ta kendisidir. Irklar Akademisi; ilk aşkın felsefesi ve ilk öpücüğün nefesidir. Irklar Akademisi; kurgunun heyecanıyla hızlanan kalp atışlarının saniyelerle dansıdır.