LeylaDizman adlı kullanıcının Okuma Listesi
9 stories
Güz Gözleri (Umut Serisi 5) by seyma_demir
seyma_demir
  • WpView
    Reads 351,357
  • WpVote
    Votes 1,742
  • WpPart
    Parts 2
"Ey benim ellerim. Çamura mı bulandınız siz? Yıkanın, paklanın ve arının... Ey benim gözlerim... Harama mı kaydınız siz? Kapanın ve bir daha açılmayın... Ey benim kararmış kalbim! Sevginin asıl anlamını kayıp mı ettin? Sökül göğsümden. Düş avuçlarıma ve kana. Kana ki dökülsün içinde hangi şeytan varsa. Kana ki aklanayım bu sabah ezanında. Ey benim sesim... Kesil sen. Konuşma. Dökülme yok yere. Yalnızca tövbeler çıksın senden. Yalnızca Var Eden'i zikredesin... Ey benim nefsim... Ben kaybettim, sen kazandın. Doymadın. Doyuramadım seni. Şimdi aç kalasın. Bir dirhem bile doymayasın. Sökülüp çıkasın içinden, bende kalmayasın... Ey benim hayatım! Yok olasın Allah için. Yanıp kavrulasın. Dünyalığını çekesin ki, ahirette tövbelerinle huzur bulasın. Ey benim Allah'ım! Var edesin beni seninle. Sensizsem, yok edesin. Mevlana gibi aşka düşürüp, mecnun gibi susuz koyasın. Yusuf gibi kuyulara atasın da, İbrahim gibi canımdan geçiresin. Ey benim haklıdan güzel olan Hak'kım! Beni bu dünyada yakasın. Yakasın ki, huzuruna yanmış ve tüm günahlarımdan dökülmüş olarak alasın."
YAĞMACI; Ejder Beyazı by seyma_demir
seyma_demir
  • WpView
    Reads 302,414
  • WpVote
    Votes 3,970
  • WpPart
    Parts 4
(İstek üzerine yeniden yayında) Bir kadının ellerinde silaha dönüşebilecek o zeki gözleri, Yıllardır o koca kuleye kapatılan kız çocuğuna aitti. Bu kadını kör bir hançer sanıp bir köşeye atmış olsalar da, O kendi kendini bilemişti. Keskindi. Korkutucu derecede ilgi çekiciydi. Belki de onun kör bir bıçak olmadığını biliyorlardı. Belki sırf şu gözlerin bakarak bile koca bir adamı dize getireceğini biliyorlardı... Belki de bu kız, Türklerin Ejder'in dikkatini dağıtma aracıydı. Eğer öyleyse, başarmışlardı.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,364,100
  • WpVote
    Votes 694,482
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,819,297
  • WpVote
    Votes 192,920
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
+22 more
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,192,018
  • WpVote
    Votes 722,827
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
"GELİN" Yeniden Yayında by seyma_demir
seyma_demir
  • WpView
    Reads 716,541
  • WpVote
    Votes 44,810
  • WpPart
    Parts 26
Bir yıl içinde 4. baskıyı gören "Gelin" kitabım yeninden Wattpadde, sizlerle. İp atlarken geldi baba bildiğim amcam yanıma. Örgülü saçlarımın üstüne kırmızı bir yemeni attı. Gözleri yaşlıydı. Onu hiç gözleri yaşlı görmemiştim. İç yeleğinin cebine elini attı ve altın köstekli saatini çıkarıp, avuçlarıma bıraktı. Bunu bana, evime döneceğimde vereceğini söylemişti. "Artık gitme vakti kızım." dedi amcam. "Nereye?" diye sordum. "Eve mi? Ama daha erken amca. Arkadaşlarıma söz vermiştim." Amcamın güçlü yüzü daha da soldu. Sakallarını kardı ve sarığını düzeltti. Canı bir şeye sıkılmış gibiydi. Onu teselli etmek istedim. Elimi uzattım ama o, geri çekildi. "Artık oynamayacaksın kızım. Artık benim evimi de, evin bilmeyeceksin. Kocan olacak. Onun evini çekip çevirecek, ona kadın olacaksın." Kadın olmak? Ama kadın anne bildiğim yengeme denirdi. Kadın, kocaman bedenlere denirdi. Kadın kocası olan kişilere denirdi. "Seni everdim Zelal." dedi amcam çatallı sesiyle. "Bugün nikahını kıyacağız. Kocan ve kayınbaban seni bekliyor." Evlenmek... Bu mümkün müydü? Ben daha 14 yaşındaydım. Ve bir adamın, karısı olacaktım. Bilmediğim ama çok sonra öğreneceğim bir gerçek de vardı. Bu, benim ilk evliliğim olmayacaktı. ... Yaşanmış bir hayattan esinlenerek yazılan bu hikayede isimler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Bu, bir çocukgelin hikayesidir.
Kalp İkizi (Umut Serisi 6) by seyma_demir
seyma_demir
  • WpView
    Reads 215,552
  • WpVote
    Votes 18,433
  • WpPart
    Parts 26
İnsan gördüğüne mi aşık olur, hissettiğine mi? Kader mahkumu olan Musa evvelden beri aşık olduğu Yüsra'dan mektup aldığında, hayata küsmek üzeredir. Aşk satırları tutuşturur ve mektupların arkası kesilmez. Ancak onun hiç ummadığı, köyün veterineri, evde kalmış diye adlandırılan Rana olduğunu bilmiyordur. Yazılan satırlarda Yüsra'yı bulmayı beklerken, hep o kızı buluyor ve delirme noktasına geliyordur. İkizi İsa'nın ise, küçüklüğünden beri ona yapışan Koca Meraklısı beşik kertmesiyle başı derttedir. Önceleri kız başına türlü işler açtığı için birbirlerinden adeta nefret eden ikili, seneler sonra yine bir yanlış anlamayla karşı karşıya kalacak ve birbirlerine mecbur kaldıkları bir hafta geçireceklerdir. İsa, tombul diye dalga geçtiği kızın adeta bir huriye dönüştüğünü görünce, kızı sahiplenmeden, kıskanmadan edemez. İki kardeşin hayatı aynı anda şekillenir. Tıpkı doğdukları anda olduğu gibi... İkisi de asıl kalp ikizlerini bulabilecek midir?
EZHERAN by cigdemgah
cigdemgah
  • WpView
    Reads 94,994
  • WpVote
    Votes 9,642
  • WpPart
    Parts 20
Ahir Zamanda Masallar 1 . . . Adar'ın kusursuz saydığı hayatı vücudunda tedavisi mümkün olmayan yaralar çıkınca tepe taklak olur. Sahip olduğu ne varsa yavaş yavaş kaybeder. En sonunda ise her şeyi geride bırakarak gözden ırak ıssız bir yerde yaşamaya mecbur kalır ve umutsuzca günlerini geçirmeye başlar. Sakin hayatı bir gün yolunu kaybeden yabancı bir adamın arazisine girmesi ile son bulur. Yabancı izinsiz girdiği o evde oldukça iyi karşılanır lakin oradan ayrılırken bahçede ki ilginç güller dikkatini çeker ve kızına götürmek için içlerinde ki en güzel gülü koparır. Koparılan gülün elinde birden solup gitmesi ile adam bir hata yaptığını fark eder ve bu hatanın karşılığı olarak ev sahibi ondan bir ay yanında çalışmasını ister. Bir şekilde bu bir aylık bedel için yaşlı adamın yerine güzel kızı gelir. . . . 2021
BUZ KRAL by Nerime_ULC
Nerime_ULC
  • WpView
    Reads 10,938,062
  • WpVote
    Votes 426,296
  • WpPart
    Parts 98
Elif kendine özgü masum sade bir kız. Ta ki Dağhan ile tanışana kadar... Aşkın bu kadar karmaşık acı ama bir o kadarda güzel olduğunu öğrenememişti. Elif Dağhan'ın buzdan imparatorluğunu aşkıyla yıkabilecek mi ? Ya da onun buz dağına kapılıp sonsuza kadar esiri olarak mı kalacak ? Acımasız bir aşk... Tutku... Acımasız bir erkek... Size acı verirken sizi nasıl sevebilir? ... " Asla seni sevmeyeceğim Elif, sevemeyeceğim...Ama sen benimsin... Ben bitti diyene kadar... Dokuz Yayınları ile 2022 raflarda yerini alacak. "Ben Elif... Sıradan ve bir o kadar masumane hayatımı sürdürürken, beni bulutların sonsuzluğuna sürükleyen ve daha önce hiç tatmadığım bir rüzgârla tanıştım: Aşk... İliklerime kadar üşüyeceğimi bilerek benliğimi buzdan bir kalbe teslim ettim. Ben Dağhan... Buzdan imparatorluğumda kendi karanlığıma gömülmüşken avucuma bir ateş düştü: Tutku... Kalbimin buz tutmuş derinliğinde bir kardelen filizlendi. Acımasız bir aşk, bu aşka teslim olmuş bir kadın ve sevgiden yoksun bir adamın hikâyesi... " "Keskin kayalıklarını, uçurumlarını, hırçın dalgalarını küçücük bir pencereden görüp iliklerine kadar üşümüş olsa da Elif'in ayakları geri adım atmıyordu. Daha fazlasını istiyordu. Dağhan'ın buzdan kalbi, avuçlarında alev alsın istiyordu."