Tüm Hakları bana aittir? Keyifli Okumalar Kapak tasarımı

Derin Çakıl HANÇER Büyük aşkını uçurum kenarında kaybetmiş, ölesiye sevdiği babasının genlerini taşımadığını öğrenmiş, alkolik bir annenin elinde büyümüş, yaralı ama güçlü kız... Güçlü görünen bir kız... Egemen KAYA Doğuştan katil olmanın verdiği yükten başka birde ondan nefret eden babasıyla mücadele içinde olan, üveyine özünden düşkün olan, gereksiz temas ve diyalogdan nefret eden umursamaz çocuk... Umursuz görünen çocuk... Peki, her şey göründüğü gibi mi, yoksa hepsi yalan mı? UYARI: Badboy kitabı değil. Masum kız da elimizde kalmamış. Kapak için @GidiyorEllerin çok teşekkür ederim. *-*

Gerçek Bir Avukattan, Gerçek Bir Avukat Hikayesi! Bugüne kadar okuduğunuz tüm kitapları bir kenara atın. Acımasız Yazgı tüm algılarınızı değiştirmeye geliyor... Hayata ve kitaplara bakış açınız bu kitapla sonsuza kadar değişecek! Alışılmış mutlu sonlara, hayatta hep mutlu olan karakterleri arayanlar varsa bu kitap size göre değil! Sürprizleri seven ve heyecan arayan kişiler ise, bu kitap tam olarak da işte size göre! Geçmişten kaçmak, kişiyi her zaman yeni biri yapmaz... Yalnızlığı seçmek bazen sizin tercih ettiğiniz bir durum değildir. @kayip_kalem ilk kitabı

(Şafak Serisinin 2. Kitabıdır.) Koyu kızıla boğulmuş bir hikayenin baş kahramanlarının kanından gelen gençler... Hayatları boyunca dostluk, aile, sevda, umut ve destek olmanın anlamını büyüklerinden öğrendiler. Bütün zirvelerin gücü olacak insanlar bir araya geldiğinde yenilmez zannedilen her şey yıkılmaya mahkum kalırdı. Ve gençlik her zaman toyluk anlamına gelmezken, her yaşanmışlık da daha güçlü yapmazdı insanı. Eğer ki gözü kara birisi olacaksa asla tek başına yaşayamazdı. Her düşman sanıldığı kadar düşman değilken, her aşk da sanıldığı kadar vefalı olamazdı. Zirvedeki bir devrin başlangıcı sert rüzgarlara karşı koyuşla başlarken, gökkuşağının her rengini kalbinde yaşayabilen insanlar olmasını dilemek en büyük güçtür. Peki ya hem gökkuşağı hem de gecenin şafağı olsaydı? Her gün mutlu eder miydi insanı? Veya her kadın fark edebilir miydi dibindeki sevdalı adamı? Bir adam ne denli katlanabilirdi bağıran yüreğini susturmaya? Her umut edilen koca bir boşluğa sürüklerse adamı ve her kahkaha yakarsa bir kadını... Sevda az kitlenin nasibi ise, Umut güçlü bir kitleye hitap eder. Her kararan günün doğan bir güneşi, Her günün çöken bir karanlığı vardır. Ve bir adam namludan çıkan kurşun kadar tehlikeli severken, Bir kadın kara şafak kadar sert gömebilir yüreğine sevdasını. Sevda hiç bir zaman basit bir zar atma oyunu değildir. Aksine sanıldığından daha ağır bir sahneye çıkmıştır insanoğlu. Asıl mesele o sahnenin perdesi; Siyah mı? Beyaz mı?