Eski adı:Benim takıntım sensin Değişen ruh halleri, sertleşen bakışları, ani hareketleri, başına buyruk halleri, iyi bir insan mı yoksa kötü bir insan mı anlaşılamayan, bazen çocuk, bazen yetişkin, bazen de bir yaşlı kadar huysuz, ciddiyetini bozmayan, asil, esrarengiz ve en önemlisi de kelimelere sığmayan duyguları....

Deniz'in ortasında size göre normal ama bize göre esrarengiz çocuğu sahiplenecek olan ailenin küçük kızı bulması. Kızın büyümesi ve daha bir sürü esrarengiz olay. Hepsi sizi bekliyor. Bence sizde Belgi'nin esrarengiz hayatını yöneltmekte birer ustasınız. Öyleyse iyi okumalar. ~İlk Bölümler Sıkıcı Gelebilir ama Gelecek Bölümler Çok Akıcı~

Kahverenginin en koyu tonlarını yaşatan siyahi gözleri daha bir zifiriydi şu karanlıkta. O karanlık benim gözlerimden girip kalbime otursa, beni aydınlatacak tek bir ışık damlası aramazdım. O karanlıkta tutsak kalmak, esir olmanın en güzel haliydi belki de... O, beni kumrallarla mest eden; siyahilerle en derin denizlerde boğan; dudaklarından dökülen kelimenin her harfiyle beni yakandı. O, benim 'güzelim' di. Bu kelimeyi hiç sevmese de, bizim hikayemiz tam olarak bu kelimeyle başlamıştı. "Pişştt... Güzelim. Üff, kaşına gözüne kurban. Temelin sağlam herhalde." Bunları söyleyen ben miydim, dahası bu cümleleri bir erkeğe mi sıralıyordum? Neler oluyordu böyle!?