The Journeys of John and Julia begin. The Twenty-Two are watching. Reality is about to change. It all starts when Julia's parents totally mess with her summer. First Julia's dad takes off to start a whole new family. Then Julia's mom yanks Julia from cheerleader camp to spend the summer with her grandmother in the land of no signal, no mall, no best friend Kellie. Julia's only hope for human contact is geeky John Freeman, who is six months younger than she and about a million years behind her idea of cool. If only Julia knew that her mom plans to dump her at Grandma's not just for the summer, but for a whole year. If only Julia knew that a collective of wondrous beings called The Twenty- Two are watching over her and trying to make contact. If only Julia knew that they could tell Julia every thought she never knew she had and bend her reality in any way they choose. And that she'd be with John Freeman when it happened. He'd think that was way cool. And that is just the beginning. For this seemingly mismatched pair have cracked open the door to another reality. And their enemy-to-be, the beyond evil Niem Vidalgo Oten, is about to enter the picture.

"Elimden gelse hâli hazırda kenetlenmiş ellerimizden güç alıp onu bu evden kaçırırdım. Denizi görebileceğimiz bir yere giderdik belki... Hiç konuşmazdık. Dudaklarımız değil, dokunuşlarımız konuşurdu bizim yerimize... Başımı onun geniş omzuna yaslayıp burnumu boynuna gömerdim. Onun o tatlı kokusunu doya doya içime çekip gözlerimi yumardım. İnanıyorum ki birlikte olsak her şey daha güzel olacaktı. Belki daha kolay..." Ailesi, kızkardeşinin tedavisi için Amerika'ya gittikten sonra Balkanlı Ailesi'nin evinde yaşamaya başlayan İde'nin hayatı, bir gün rüyasında evin oğlu Aslan'ı görmesiyle tamamen değişir. Herkese ve her şeye karşı soğuk ve ilgisiz görünen Aslan Balkanlı'ya yavaş yavaş âşık olmaya başlayan İde, tutulmaya başladığı adamın buzlarını eritebilecek mi? Yaralı bir aşkın hayaletiyle boğuşan Aslan ise onu seven bir kadının varlığını kabul edebilecek mi?