songl_cgl
- Reads 13,906
- Votes 1,188
- Parts 34
Kokusu burnuma ulaştığında gözlerimi kapadım. Vanilya ile kahveyle harmanlanmış kokusu bana hep içtiğim sütlü kahveyi hatırlattı. Evet kokusu tadında huzur buldugum sütlü kahveydi.
Ve ben her zaman içtiğim kahvede degil huzuru bu adam da bulacaktım.
☆☆ ☆ ☆
Üzerime doğru yürümeye başladığında sırtım terasın soğuk camına çarptı.
"Öpüşmek öyle olmaz."dedi. Sonra başını yavaşça boynuma gömdü. Yanımda öylece duran ellerim iki koluna sıkıca tutundu. Bayılacak gibi hisdediyordum kendimi, sanki gözlerime sisli bir perde çekilmiş olayları seçemiyordum. Ama onu tüm hücremde , kalbimin en derinlerinde hissediyorum. Çünkü şuan yalan olamayacak kadar gerçek. Dudakları tenimde kokusu bu kadar yakınken yalan olduğuna kimse inandıramazdı beni.
" Nasıl? " diye sordum. Onları görmüştüm. Bana niye yalan söylüyor? Dudaklarını boynuma sürttü derin bir nefes alıp benden uzaklaştı. Gözleri koyulaşmıştı öyle derindi ki yeşilleri boğulacağım sandım. Burnunu usulca burnuma sürtüp " Böyle"diye fısıldadı.
Sonra dudakları, dudaklarıma kapandı. Dudakları sıcacıktı, benim soğuk yüreğimi bile ısıtacak kadar sıcaktı. Kesinlikle öpmüyordu, seviyordu. Öyle yavaşlıkla hareket ediyordu ki içimdeki duygular ayaklanıyordu. Ellerim kollarından boynuna ulaştı bedenimin hükmü bende değildi. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum sadece öylece hareket ettiriyordum.
Bu his çok başkaydı. Öyle bir öpüyordu ki dünyanın en özel insanıydım. Dudakları öyle bir ahenkle hareket ediyordu ki çöl de susuz kalmış gibi.
Muhtaçmışcasına.....
O an bilemesekte biz bir birimizin canını yakmak için sevecektik. Canım yana yana bu adamı sevecek yinede ondan vazgeçemeyecektim.
☆☆☆☆☆
Kitap kapağı için
@elcinkc'ye çok teşekkür ederim.