Yıllar önce toprağa bırakılan radyoaktif bir bomba insanlık neslini ve Dünya'yı farkında olmasalar bile yavaş yavaş kurutuyordu.Güç,yer altından gizlice yayılmaya devam ediyordu.Artık işler ciddileşmeye ve karışıklıklar başladığında harakete geçmek zorunluydu.Etkilerbelli olmaya başlamıştı.Bunun kaynağını bulup durdurmalıydılar.Bu bombayı kimin koyduğunu ya da neden konulduğunu kimse bilmiyordu.İnsanlar değişiyorlardı.Ya farklı özellikler kazanıyor ya da ölüyorlardı.Her gün daha da farklı şeyler oluyordu.Yedi yaşından beri bu anı bekleyen Diana sonunda gruba seçilince hayatı yeniden başlamıştı.Bu grup farklıydı,özeldi.Hayatını eğitimlerde geçirmişti.O kavgayla,savaşın içinde büyümüştü.O ordunun parçasıydı.Her geçen gün kafasındaki soruları teker teker cevaplarken daha büyük sorunların oluştuğunun farkında değildi.Duvarların arkasındaki cehennemin sırrını çözmek onların göreviydi.Bu normal bir emir değildi.Ölüm emriydi //

Felicty'nin doğumu hüzüne yol açmıştı çünkü annesi,doğumda ölmüştü.Yıllar sonra Felicity büyüdüğünde,karşısına ne çıkacağını ya da neler yapmasını gerktiğini tahmin edemiyordu.Savaş yakındaydı. Asırlar süren Ronen Krallığı ilk defa yeni bir şeye tanıklık edecekti.Olması imkansız gibi gözüken bir şeye. Felicity'nin doğumuyla krallık Uyanışa geçmişti.Yep yeni bir çağ bakleniyordu. - Bilim-Kurgu,macera ve aksiyon sevenlerdenseniz bu kitap size göre.Fantastik,komik ve romantik.Ronen Krallığına doğru yola çıkmak üzere atlarınıza binin,yaylarınızı ve kılıçlarınızı hazırlayın... - "Katliamı sen seçersin ama kaybetmek senin adına seçilmiş bir şeydir"

Islahevinden çıktıktan sonra benide diğerleri gibi serbest bırakmaları gerekiyordu.Ama yapmadılar,çünkü isteklerini yerine getirmemiştim ve kaçmıştım.Benim gibi birkaç kişi ile birlikte ormana atıldığımda dünyanın benden bir kez daha ne kadar nefret ettiğini analdım.O an herşeyimi kaybetmiştim.Kimsem yoktu.Tüm sevdiklerim gitmişti.Bende kayıp ruhlardan sadece biriydim artık.Yaşamam için bir neden kalmamıştı. O günden sonra,hayatım tamamen değişti.Her gün yeni şeyler öğreniyordum ve bunlar bana fazlasıyla ağır gelmeye başlamıştı.Hayatım koca bir yalanın üstüne kurulmuştu.Kayıp Ruhlar şehrinde kendimi bulmaya çalışıyorum ama herşey farklı yerlere dağılmıştı ve birleştirmeye çalışıyorum.Herşey gittikçe anlam kazanmaya başlıyor ama sonuç istediğim gibi hiç değildi.Bu hikayenin sonu,ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar diye bitmeyecek.Korkuyorum.İçimde doldurulmayacak bir boşluk var. Yolumuzu kaybettik ama kim bilir,belki yeniden buluruz... ∞ Belkide bu dünya,başka bir gezegenin cehennemidir?

In a perfect world . . . We'd get to hang out with Amy Poehler, watching dumb movies, listening to music, and swapping tales about our coworkers and difficult childhoods. Because in a perfect world, we'd all be friends with Amy-someone who seems so fun, is full of interesting stories, tells great jokes, and offers plenty of advice and wisdom (the useful kind, not the annoying kind you didn't ask for, anyway). Unfortunately, between her Golden Globe-winning role on Parks and Recreation, work as a producer and director, place as one of the most beloved SNL alumni and cofounder of the Upright Citizens' Brigade, involvement with the website Smart Girls at the Party, frequent turns as acting double for Meryl Streep, and her other gig as the mom of two young sons, she's not available for movie night. Luckily we have the next best thing: Yes Please, Amy's hilarious and candid book. A collection of stories, thoughts, ideas, lists, and haikus from the mind of one of our most beloved entertainers, Yes Please offers Amy's thoughts on everything from her "too safe" childhood outside of Boston to her early days in New York City, her ideas about Hollywood and "the biz," the demon that looks back at all of us in the mirror, and her joy at being told she has a "face for wigs." Yes Please is chock-full of words and wisdom to live by.

Bir akşam hayatımı değiştirdi.Orada yaşananlar...Aslında yanlış zamanda,yanlış yerdeydim.Görmemem gereken şeyleri gördüm.O ana tanıklık ettım.Başımın belaya girmesini istemiyordum.Normal bir lise hayatı olan,her okul çıkışı baleye giden bir kızdım.Annem bankacı ve babam polisken başıma ne gelebilirdiki?Ben sadece Lydia'ydım.O geceyi unutmaya çalışıyordum.Bana unutmamı söylemişti ama şimdi ne değişti?Bunları yapmam...gerekiyor mu? Evet.Gerekiyor.Hayatımı tehlikeye atsamda yapacağım.Çünkü ben bir Avcıyım... - Hastalık insanlara garip şeyler yaptırıyor.Zamanı kontrol ediyor,canı yanmıyor ve daha çok şeyler.Peki ya tedavisi?Bundan kaç kişide var?Başına garip şeyler geliyor.Beyinlerini ustalıkla kontrol ediyorlar.Aynı Ripley gibi...Herkes tedavi için kan dökmeye hazır.Ne gerekirse yapmaya hazır.

Yoksulluğun hüküm sürdüğü 12. mıntıkada başkanın kızı olup rahat bir hayat sürecek kadar şanslı, adı kurada sadece 5 kez yazılıp haraç seçilecek kadar şanssız bir kız. Birine uzun zamandır ona aşık olduğunu söyleyemeyecek kadar korkak, sevdiği biri için kendi hayatını feda edecek kadar cesur bir delikanlı. 12. mıntıkanın 74. Açlık Oyunları için seçilen bu iki haracı, girmek üzere oldukları bir ölüm-kalım savaşı ve hepsinin yanında bu seneki oyunları önceki senelerden farklı kılacak bir isyan. Bunun üstüne söylenecek tek bir şey var, "Şans sonsuza dek onlarla olsun!"

Bizim aşkımız sarılmayla başlamıştı, sarılmayla devam edecekti ve sonumuz, ikimiz sarılıyorken bitecekti. Bizimki aşk hikayesi değil, bizimki bir sarılmadan doğan, koca bir beraberliğin hikayesiydi. Ve birde... kaybedenlerin hikayesi.. * Her cümlede nefesiniz kesilmezdi. Hafif bir tebessüm veya kıkırtı, gerçek hayatınıza kısa bir mola ve dertten tasadan uzak bir soluk içindi bu kitap. Ergenliğin gazabına uğrayan bir kız ve geçmişinin gazabına uğrayan bir oğlan. Ve, Kalbinize ulaşmaya çalışan diğer karakterler. ◇Fan-Fiction değildir.

Often when I am asked about my new novel, ‘The Headmaster’s Wager’, I am asked about my memories of my late grandfather. This does not surprise me. After all, I have written a book in which the protagonist, Percival Chen, shares many characteristics with my grandfather. Percival is the headmaster of an English school in wartime Vietnam, as was my grandfather. Percival lives most of his adult life in Vietnam but is ethnically Chinese, and this is crucial to his sense of identity. In addition to being a successful educator and entrepreneur, he is a gambler, drinker, and womanizer. All of these qualities in Percival are inspired by my grandfather. I choose that word carefully – inspired. The book is a work of fiction, and is not ‘based upon’ my grandfather’s life. It does not memorialize him or recount his actions or memories. Instead, it picks up on a thread of his life, and an era he experienced.

Adı üstünde uydurmaca. Kurallar ve amaç çok basit: İki veya üç kişi sırasıyla tek bir cümle söyler ve bu sayede bir hikaye oluşur, ama buradaki fark kullanılan karakterlerin kitaplardan veya filmlerden olmak zorunda olması. Sonuçta ortaya saçma ve komik bir hikaye çıkması gerekiyor... Her bölüm farklı bir hikaye ve bana eşlik eden farklı kişiler tarafından yaratılacak. Eğer siz de benimle uydurmaca oynamak istiyorsanız wattpadden mesaj atmanız yeterli :)