OKUMAYA DEVAM ETTİKLERİM
19 stories
= ATATÜRK GERÇEĞİ = by Sertanssahin
Sertanssahin
  • WpView
    Reads 22,693
  • WpVote
    Votes 57
  • WpPart
    Parts 2
Kitabımdaki bilgiler, belgeleri ile desteklenen gerçek ve doğru bilgilerdir. Atatürk'ü sevmiyor olabilirsiniz, fakat Atatürk'e kara leke atarak, onu suçlayarak, asılsız ve kesin olmayan bilgilerle insanları bir yere kadar kandırabilirsiniz. Bu hikayede Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının maskesi düşecek! Umarım araştırdığım bilgilerle kandırılmaya çalışılan genç arkadaşlarımı ve milletimi bir nebze olsun bilgilendirebilirim. İyi okumalar...
TÜRKÜLER VE HIKAYELERI  by HaticeGrelden
HaticeGrelden
  • WpView
    Reads 119,252
  • WpVote
    Votes 648
  • WpPart
    Parts 23
Türkülerin yaşanmış kısa hikayeleri
Senden Önce Bizden Sonra by dilgecetincay
dilgecetincay
  • WpView
    Reads 216
  • WpVote
    Votes 4
  • WpPart
    Parts 3
Hepimiz aynı dünyaya doğmuşken, içimizde taşıdığımız o küçük dünyaların birbirine bir ışık yılı uzakta durması, gençlik yıllarımın ilk birkaç senesini yalnız geçirmeme sebep olan yegane düşünceydi. Her birimiz farklıydık birbirimizden. Özel üretimdik. Hani dışarıdan bakınca ellerimiz benzer ya birbirine, işte tıpkı onlar gibiydik. Gereği kadar incelemedikçe, parmak izlerimizin nasıl da birbirinden farklı olduğunu göremiyorduk. Herkesi dışarıya yansıttığı kadarıyla tanıyıp, kimsenin derinine inmeden aradaki mesafeyi korumaya çabaladığımız için belki de en güzel arkadaşlıkları pas geçiyor, beraber yaşlanmak isteyeceğimiz ruh eşimizi geride bırakıyorduk. En acısı da bundan haberimiz dahi olmuyordu. Kim bilir, şimdiye dek olduğu kadarıyla yetinirken, asıl olması gereken kaç kişiyi kaçırmıştık elimizden? Gelgelelim benim kafamda böyle soru işaretlerine yer olmazdı her zaman. Çok insan, çok sorun demekti bana göre. Koruma kalkanım ise yalnızlık ve geleceğe yönelik kurduğum planlarımdı. Bundan on sene sonrasında hangi meslekle uğraşacağımı, saçımı hangi model kestireceğimi yahut ne tarz kıyafetler giyeceğimi az çok kestirebiliyordum. Şişenin dibini henüz göremesem de midem tamamen dolduğunda kendimi nasıl hissedeceğimi tahmin etmek çokta zor değildi. Benim kestiremediğim kısım, bu süreçte yanımda kimlerin olacağıydı. Hangi insanın, ne sebepten ötürü hayatımda kalacağı ve birlikte nereye kadar gidebileceğimizdi beni ilgilendiren.
GECE KELEBEKLERİ by mandalinagibi
mandalinagibi
  • WpView
    Reads 25,068
  • WpVote
    Votes 1,468
  • WpPart
    Parts 5
- 🦋 - Bir varmış, bir yokmuş masallarıyla büyüdük hepimiz. Bir çoban vardı yaramaz koyunları olan, Heidi vardı en sevdiği şey bayırda koşturmak olan... Günün birinde bir genç kızın saçları kimi insanların boylarından büyüktü! Kötü cadılar okuduk, zehirli elmaları olan! Gel zaman git zaman her kötülüğe rağmen ayakta kalmayı başaran güçlü kahramanların hayatlarına iç geçirerek ortak olduk. Ben bir masal yazdım. Bu gece uyumaya beş kala, size Gecenin Kelebekleri'ni anlatacağım. Onlar güneşin battığı yerin perileri. Gecenin kızları, altın elmaların yetiştiği bahçenin, cesurluklarıyla bahsedilen üç gardiyan perileri... Hesperid denir adlarına. Bu masalda biz onlara Benay, Kardelen ve Rengin diyeceğiz. Onlar bir varmış ve bundan sonra hep var olmaya devam edecekmiş. Çünkü cesur, korkmayan kızların gücünü kimseler elinden alamazmış. - 🦋 -
=GERÇEĞİ HAYKIRMAK=  by Sertanssahin
Sertanssahin
  • WpView
    Reads 1,029
  • WpVote
    Votes 192
  • WpPart
    Parts 11
Aydınlanmaya, gerçeğe ulaşmaya ihtiyacı olan yeni nesil için bir şeyler yapmak isteği epeydir içimdeydi. Yeni neslin, Emperyalizm' in kontrolü altında bağımlı hale gelen 'yeni Türkiye'de bu gerçeklere ulaşması çok güç olmasa da zor olacaktı. Çünkü; her geçen gün yalanlarla örtbas edilen gerçekler, zamanla birileri tarafından yok edilecekti ve bu gerçeklere ulaşmak zor bir hâl alacaktı. İşte, bu durumdan dolayıdır ki her aydın insanın yaptığı gibi gerçekleri bütün bir içtenlikle haykırmak doğru olacaktır diye düşündüm ve bu işe 'Türk Mucizesi'nin hazırlık dönemini ve devamında gelişen başlıca olayları anlatmakla başlamak istedim. Benim bu kitaptaki amacım; Yakın Tarih'in kısa bir özetini geçmektir. Sadece önemli bulduğum olaylarda detaya inme gereği hissettim. Çünkü tarihe ilgisi olmayan ama bir şeyler öğrenmek isteyen genç okurlarımı sıkmak istemedim. Umarım yazdığım bu kitap herkes için faydalı bir kaynak olmayı başarır. Her birinize saygı ve sevgilerimle...
Sensizliğin Tonları by zeyneplule568
zeyneplule568
  • WpView
    Reads 329
  • WpVote
    Votes 5
  • WpPart
    Parts 10
Yokluğun kadar boştu sanki yaşamak, varlığın kadardı mutluluğum.Sen yanımdayken hiç düşünmemiştim ben sensizliği, göze alamamıştım işte.Sen, ben bi başkasının yokluğuna alışmışken karşıma çıktın.Hayatıma davetsiz misafir gibiydin. Sevmediğin bi kıza sarılman, kopardığın papatyaları suya koyman kadar saçmaydı... Benimde seni sevmem, bi gülün dikensiz olduğuna inanmak kadar aptalcaydı...
Yeni Bir Bembeyaz Sayfa by benisinasli
benisinasli
  • WpView
    Reads 1,290
  • WpVote
    Votes 93
  • WpPart
    Parts 21
...Mesela, bu sene uçlu kalem kullanmamayı, aşık olmaktan korkmayı ve hayal kurmamayı öğrendim. Babamın hep diyor olduğunu "Hayal kuran sefalet ile ölür." lafının anlamını bu sene köküne kadar hissedip yaptığımız o yarım saatlik telefon görüşmesinde ve bana yazdığı kısa mesajlarda onun da tonlarca başarısız girişimden sonra hayal kurmayı bıraktığını öğrendiğim için bıraktım. Bize sürekli hayal kurduğumuz için kızması saçma gelirdi ancak artık oldukça mantıklı geliyor bana. Ona "Ya benimle ya da bensiz de mutlu ol." dedikten sonra terk etmenin yürekliliğinin üzerime bindirdiği o acıyla bu seneyi mücadele ederek bitirdiğimde ve üzerimdeki yorgunluğu ne kadar dinlensem de atamıyor olduğumu fark ettiğimde korkmayı öğrendim. Uçlu kalemin samimiyetsizliğini anladığım bu sene en kaliteli acıların en güzel kurşun kalem ile kağıda döküldüğünü ve ele değen tahta hissinin insanı daha da güçlendirdiğini fark ettiğimde, ayrıca da mürekkepli kalemlerle yazılan yazılara olur da ağlandığında gözyaşının mürekkebi dağıttığını ve yazılan acıları okunmaz hale getirdiğini fark ettiğimde kurşun kalem kullanmaya başladım. ...
Yalnızlığın Sesi #wattys2018 by evreninbiryerindee
evreninbiryerindee
  • WpView
    Reads 360
  • WpVote
    Votes 76
  • WpPart
    Parts 5
Soruyorum size, Yalnızlığın da bir sesi var mıdır ? Evet, yalnızlığın da bir sesi vardır. Tıpkı benim hikayem de olduğu gibi. Yalnızlığın tanımı yapabilir misiniz bana? Hayır, yapamazsınız. Ben size yalnızlığı tanımlayayım. Yalnızlık, kalabalığın içinde tek başına kalmak değildir. Kendinden uzaklaşmak, kendinden kaçmaktır. Bazen kendini kendinle bırakmaktır yalnızlık, mutluluktur, bazen de sakinleştiricidir. Siz benim yalnızlığımı, ışığınızla aydınlatıp doldurur musunuz? Evet, merhaba öncelikle ben Işıl. 23.02.2002 İzmir doğumluyum. Balık burcuyum, duygusalım , o yüzden böyle duygusal hikaye yazmaya kalkıştım. Umarım beğenirsiniz keyifli okumalar. :)) Kapağı Hazırlayan, @Lena_654
Sevgili Günlük  by Teodol
Teodol
  • WpView
    Reads 248
  • WpVote
    Votes 26
  • WpPart
    Parts 27
Burada çok acı var... Sevgili Günlük İçim kanınıyor.. Sende kanarmısın benimle? Hoşçakal 3/12/16
Bir Susam Deniz (Düzenleniyor) by siyahvedigerleri
siyahvedigerleri
  • WpView
    Reads 500,533
  • WpVote
    Votes 23,488
  • WpPart
    Parts 46
Ben, Deniz Gürsoy. Yirmi sekiz yıllık kısacık ömrümde sadece bir kez aşık oldum. Kalbim sadece bir kişi için atıyor, bir kişinin yanında hızlanıyor ve ben kalbimle gurur duyuyorum. Aciz bedenimin umutla şekil aldığını ve hayallerle nefes aldığımı şuan anlıyorum. Güneşin hiç doğmayacağını düşündüğüm, zifiri karanlık gecelerde sevdiğim adamın hayalini kurup kendime umut vermek istemesem de aslında kendimden kaçak nasıl hayaller kurduğumu şimdi fark ediyorum. Henüz kavuşamadan ayrılığın yakıcı kollarında savrulmaya başlıyorum ve gözlerim doluyor. Titriyorum. Yüreğim sıkışıyor, sıkışıyor... Onu rahatlatmak için derin bir nefes alıyorum ve sevdiğim adamın kokusu burnuma ulaşıyor. Ah nasıl da aşk kokuyor, nasıl da hayal kokuyor... Merdivenlere adım atan adam, İlker Karali. Nam-ı diğer, kelebek adam. Toprak rengi gözlerini yaşlı gözlerime çevirdiğinde dudaklarında bir gülümseme peyda oluyor ve ben ona bir kez daha aşık oluyorum. Kalbim, göğsümü dövüyor. O kadar hızlı atıyor ki ömrüme yayılacak kalp atışlarının hepsini şuan tükettiğimi ve birazdan öleceğimi hissediyorum. Ölümün soğukluğu boynuma usulca nefesini üflediğinde korkmuyorum. Çünkü biliyorum. Eğer şimdi, şuan kelebek adamıma bakarak ölürsem dünyanın en mutlu insanı olarak öleceğim. Bunun bir rüya olmasından korkuyorum. Aynı zamanda ona dokunursam uyanacağımdan korkuyorum. Bana bir adım daha atan İlker Karali, nam-ı diğer rüya adamım 'Deniz,' diye fısıldıyor ve dalgalanmaya başlıyorum. 'Bu sefer o aptal çocuk olmayacağım. Bu sefer o kıvrımlarda yaşayan her kelebeğe bir hayat da ben vereceğim.'