OKUYUN MK BOŞUNA MI EKLEDİM? (lakaajjaaj)
29 stories
RÜZGARA DOKUNMAK (Kitap Oldu) by KubraKb
KubraKb
  • WpView
    Reads 476,302
  • WpVote
    Votes 26,408
  • WpPart
    Parts 23
Genç kadın, yalnızlığın hüküm sürdüğü yoğun hayat temposunda bir gece hastane nöbetinden yorgun bedenini sürükleyerek evine döndüğünde kapısının önünde gizemli notlar bulana dek hayatını çizdiği kurallarıyla, disipliniyle yöneten, tuttuğunu koparan kontrollü bir insandı. Notların saplantılı bir hal almasıyla beraber hayatında güvendiği herkese şüpheyle yaklaşmaya başlamış, kendisiyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynayan bu saplantılı insanı bulmaya karar vermişti. Ve Tuna KARTAL akıl almaz tesadüfleriyle hayatına paldır küldür girdiğinde işler kesinlikle rayından çıkmaya başladı, içini ısıtan sıcak kahve gözleriyle bu karizmatik adam kendisinden tamamen zıt olduğu, rahatlığıyla onu çılgına çevirdiği halde yıllardır bir kıpırtı dahi hissetmediği kalbini göğüs kafesinde tekletmişti. - Unuttuğu şey, adımları ne kadar sağlam basarsa bassın o geçmişini içinde saklayan yaralı bir ruhtan ibaretti, ılık bir meltemdi, rüzgardı. Ve hayat güzel olan her şeyi bir çırpıda mahvedebilecek kuvvetli bir fırtına. '' - (Mavi Gece hikayesindeki Tuna karakterinin kitabıdır.)
VAVEYLA by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 33,187,286
  • WpVote
    Votes 1,337,615
  • WpPart
    Parts 44
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYLA. Karanlıkta atılan her çığlık sahipsizdir. Ben senin karanlıkta attığın çığlığım. Seninleyim ama senin değilim.
SAPLANTI by mysaddnestear
mysaddnestear
  • WpView
    Reads 1,289,303
  • WpVote
    Votes 50,686
  • WpPart
    Parts 52
[tamamlandı] Uyanacaktı. Başını oynatıp yatış pozisyonunu değiştirdi. Sanırım gitme vaktim gelmişti. Ona son kez bakıp odasının açık kapısından koridora çıktım. Ses çıkarmamaya özen göstererek aşağı kata indikten sonra çıkış kapısına doğru adımladım. Çok az kalmıştı. Artık karşısına çıkmam gerekiyordu ve zamanı gelmişti. Bunun bilinciyle istemsizce kendi kendime mırıldanmama engel olamamıştım. "Çok yakında bebeğim...çok yakında!" ➰ Salona kısa bir göz gezdirirken birden kahkaha atmasıyla kaşlarımı çattım. Karşısındaki televizyona dikkatli dikkatli bakıyor, arada da kahkahalarla gülüyordu. Korkmaya başlıyordum. Bana televizyonu işaret ederek "Görüyor musun Perri? Kadın kayak yaparken düştü ve kocası da onu kurtarmaya çalışırken kara bulandı. Bu televizyonda bu kadar komik şeyler olduğunu tahmin etmiyordum," dedi. Tamam, bu sefer gerçekten korkmalıydım. Sorun şu ki; televizyon açık değildi ve burada ikimizden başka hiçbir kimse yoktu.
Karanlığın Efendisi by AysunAltnbas
AysunAltnbas
  • WpView
    Reads 10,756,381
  • WpVote
    Votes 472,060
  • WpPart
    Parts 105
"Kaç benden, uzak dur. Ben katilim, Azrail'im. Azrail'in bir insana sunabileceği tek şey ölümdür. Bu yüzden git Beren" "Ben elindeki kandamlaları ile sevdim seni. Gözlerin kararıp, Azrail'e büründüğünde bile sevmeye devam ettim. Atmayı unutan kalbin ile kalbimi un ufak ettiğinde dahi sevdim ve sevmeye devam edeceğim. Ben sen oldum Ares. Her tarafım sen kokuyorken nasıl kaçabilirim? Nasıl gidebilirim senden?"
3391 Kilometre by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 27,579,784
  • WpVote
    Votes 1,485,677
  • WpPart
    Parts 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''
YAZ ÖKÜZÜ by berilwho
berilwho
  • WpView
    Reads 38,794,957
  • WpVote
    Votes 1,776,011
  • WpPart
    Parts 61
Hikayeyi güncellemeyi unutmayın
BELDAR by BiCeruVar
BiCeruVar
  • WpView
    Reads 48,929
  • WpVote
    Votes 2,393
  • WpPart
    Parts 27
Uzun mu, kısa mı? Kaç hayat sığar bir saniyeye? Kaçı mahvolur? Kaç ömür kurtarılabilir peki? Bir saniyenin değerli olduğunu toprakları uğurunda verilen kanlar ile ölçüp biçmişlerdi. Üç adam, üç cengaver, nasıl anlatılır bilinmez ama bir araya gelmeleri vatan sevdaları sayesinden olmuş üç aslan yürek. Gurur, Onur, Tugay... Duruşlarında Türk topraklarının yenilmez çevikliği, bakışlarında alevlenen bir vatan evladı, ruhlarında ise kaybetmeyi asla kabul etmeyen dik başlılık. Bu yola baş koydukları andan itibaren geride bıraktıkları hayatlar, onlar için yeni bir gelecekten ibaretti. 'Bayrağımız şerefimizdir bu bayrağa uzanacak her elin sahibi de bizim için bir leştir.' bir komutan sesi yankılandı duvarı olmayan arazide. Karşısındaki ekibin toyluğunu, içlerinden vazgeçeceklerin olacağını bilse dahi alnından akan terle, gırtlağından kopan bağrışıyla öğrendiği her detayı da bıkmadan öğretecekti. Ancak adam çakır mavilikleriyle öylesine emin bakıyordu ki daha şimdiden çekingenlik sarmıştı karşısındaki ekibi. Kan gibi kızıl bir söz, bayrak, vatan, millet, umut... Sırtlarındaki onlarca kilo, yüreklerindeki toprak sevdasından daha hafif geliyordu. Bir de her daim omuzları üzerinde olan kefenle meydan okuyorlardı hayata. Bu işin şakası yokken hayatın başlı başına bir espiri niteliği taşıması ise acımasızlığın ana rotasıydı. An geliyor derin mavi sular, an geliyor keskin soğuk hava ve an geliyor tek kişinin dahi aşması zor olan daracık alanlardan yürüyorlardı. Akıllarında da yüreklerinde de tek cümle; 'Biz şekil için yaşayıp, tarz için ölenlerden değiliz. Biz şeref için yaşayıp, vatan için ölenlerdeniz.' Onlar için sevda, Merhamet, Uyku, Onlar için huzurlu bırakılacak tek bir düşman dahi yoktu.
Bir Gülü Sevdim (Tamamlandı) by iiwanttolivee
iiwanttolivee
  • WpView
    Reads 3,043,409
  • WpVote
    Votes 145,252
  • WpPart
    Parts 46
"Bir gülü sevdim bir seni sevdim." (Kapak Tasarımı: @missb ) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
KİMSESİZLER MATEMİ. by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 13,838,713
  • WpVote
    Votes 894,712
  • WpPart
    Parts 69
Safir Mila Safkan, şu an olduğu yaşından çok daha ufakken, hayatının taşlarını yerinden oynatan bir olay yaşar ve kendini ansızın, yetimhanenin soğuk duvarları arasında kimsesiz bulur. Sahip olduğu şeyler, her ne yaşarsa yaşasın iyi kalan kalbi ve tutkuyla bağlı olduğu dansıdır. Kalbi yalnızca bir tek şey için, bale için çarpar. Ta ki ikincisini bulana kadar. Hazer Han'ı. Dans seçmelerine gittiğinde, kendisini seçen bu adamın gözetimi altında dans etmeye, müzikali kazanma hedefiyle bir kelebek gibi kanat çırpmaya başlar. Fakat, sahip olmayı istediği tüm bu başarıların yanında, ona başka bir hediye kılınmıştı. Aşk. Kendi kalbi kadar hassas, nazik bir kalp, Mila'ya yaklaştığında, bu zamana kadar koruduğu tüm savunmaları yavaşça yerle bir olur ve aşk, arzuyla, bedeninde dans eder. •yetişkin içerikli sahneler mevcuttur•
Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi| by BiCeruVar
BiCeruVar
  • WpView
    Reads 332,312
  • WpVote
    Votes 16,844
  • WpPart
    Parts 56
(Şafak Serisinin 2. Kitabıdır.) Koyu kızıla boğulmuş bir hikayenin baş kahramanlarının kanından gelen gençler... Hayatları boyunca dostluk, aile, sevda, umut ve destek olmanın anlamını büyüklerinden öğrendiler. Bütün zirvelerin gücü olacak insanlar bir araya geldiğinde yenilmez zannedilen her şey yıkılmaya mahkum kalırdı. Ve gençlik her zaman toyluk anlamına gelmezken, her yaşanmışlık da daha güçlü yapmazdı insanı. Eğer ki gözü kara birisi olacaksa asla tek başına yaşayamazdı. Her düşman sanıldığı kadar düşman değilken, her aşk da sanıldığı kadar vefalı olamazdı. Zirvedeki bir devrin başlangıcı sert rüzgarlara karşı koyuşla başlarken, gökkuşağının her rengini kalbinde yaşayabilen insanlar olmasını dilemek en büyük güçtür. Peki ya hem gökkuşağı hem de gecenin şafağı olsaydı? Her gün mutlu eder miydi insanı? Veya her kadın fark edebilir miydi dibindeki sevdalı adamı? Bir adam ne denli katlanabilirdi bağıran yüreğini susturmaya? Her umut edilen koca bir boşluğa sürüklerse adamı ve her kahkaha yakarsa bir kadını... Sevda az kitlenin nasibi ise, Umut güçlü bir kitleye hitap eder. Her kararan günün doğan bir güneşi, Her günün çöken bir karanlığı vardır. Ve bir adam namludan çıkan kurşun kadar tehlikeli severken, Bir kadın kara şafak kadar sert gömebilir yüreğine sevdasını. Sevda hiç bir zaman basit bir zar atma oyunu değildir. Aksine sanıldığından daha ağır bir sahneye çıkmıştır insanoğlu. Asıl mesele o sahnenin perdesi; Siyah mı? Beyaz mı?