"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işaret dili öğrenen bir adamın hikâyesi...

Son dönemlerde sosyal medyaya, alışılmışın dışında bir yaşam koçu damga vurmuştu. Söylenenlere göre görüşmeye giden kişileri mutfağına davet ediyor, onlardan makarna yapmasını istiyordu. Bunu duyan herkes ilk önce alaya almıştı. Makarnayı yiyen yaşam koçunun kusursuz kişilik analizine şahit oluncaya kadar. Ofisinin mutfağını kameralar ile döşemişti. Gelen danışanlarıyla kısa bir sohbet gerçekleştiriyor, onlara mutfağı gezdiriyor, danışanların rahat hissettiğine emin olduğunda onları mutfakla baş başa bırakıyordu. Döşediği her bir kameradan danışanının tüm eylemlerini inceliyordu. Makarnayı hazırlamayı bitirmiş danışan tabak hazır olduğunda koçu çağırıyor, en fazla iki çatal alan yaşam koçu danışanın oraya neden geldiğine dair her şeyi biliyordu.