ölmezsem okurum
19 stories
Canlanma (3) by BC-Valerie
BC-Valerie
  • WpView
    Reads 156,931
  • WpVote
    Votes 13,206
  • WpPart
    Parts 42
Helen ondan intikam istememişti. Helen asla ölümüne sebep olan kişinin sonunu istememişti. Bu David'in isteğiydi. Travis ve Luthor'un ölümü David'in planıydı. Bu onun hayaliydi. Nasıl Helen son nefesinde çaresizliğe boğulduysa aynısını onlarında yaşamasını istemişti. Ve olmuştu. Ama bunu yaparken karısının tek isteğini unutmuştu. Yalnızca bir istek. Tek nefeste söylemişti. Mükemmel gülümsemesi solmadan hemen önce, sadece Gabriella'yı istemişti. David hıçkırıklar içinde boş şişeyi fırlattı. Cam karşıdaki ağaca çarpıp paramparça olmuştu. "Onu kurtardığımı sandım!" "Bittiğini sandım!" Bağırışlarının ardından kısık sesle, "Özür dilerim." dedi yine. "Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim." "Senin için her şeyi yaparım." Ses tonu iyice düşmüştü. "Onun için de." "Ama bir insanı kendinden nasıl kurtarabilirim bilmiyorum Helen." "Bilmiyorum..."
Kontrol (2) by BC-Valerie
BC-Valerie
  • WpView
    Reads 515,420
  • WpVote
    Votes 38,471
  • WpPart
    Parts 47
Arkamı döndüğümde görmeyi umduğum son kişi orada duruyordu. Dağınık saçları, beni her gören kişide olan şaşkınlık ve bir çift siyah göz. Bütün beklediğim bu değil miydi? Koşup kollarına atılmam gerekiyordu. Tabii gerçek olsaydı. Brad bana doğru iki adım attı. Artık karşımda duruyordu. Adımı yineledi. Sabit siyah gözlerini benden bir an bile ayırmadan bakıyordu. Başımı iki yana salladım. Değildi. O değildi. Artık ona bakmak dayanılmaz bir hal alıyordu. Elini yanağıma koyarak parmağını yüzümde dolaştırdı. Dokunuşuyla gözlerimi kapattım. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı. Şefkat, özlem ve çaresizlik kalbime doldu ve boğucu bir çaresizlik hissettim. Ben ona bakınca, gözleri biraz irileşti, ama ifadesi ve duruşu değişmemişti. ''Gerçeksin.''
SIR (1) by BC-Valerie
BC-Valerie
  • WpView
    Reads 710,142
  • WpVote
    Votes 46,493
  • WpPart
    Parts 33
Oda çoktan dumanla kaplanmış görüşümü engelliyordu. Ciğerlerime hava çekmek için öksürüp hırlarken bir yandan da odadaki rafların arasında koşar adımlarla ilerleyip Brad'i arıyordum. Sonunda onu duvar boyunca uzanan dolabın dibine tünemiş bir şekilde buldum. Yanına eğilerek onu sarsmaya başladım ama kıpırdamıyordu bile. Canlı olduğunun tek belirtisi nefes alırken inip kalkan omuzlarıydı. "Brad!" Burada biraz daha kalırsam yanına da ben yığılacaktım. Kafamdaki bütün soruları bir kenara ittim, elimi çabuk tutmalıydım. Onu doğrultarak yüzüne vurmaya başladım. Uyanmalıydı. Tanımıyor olsam da onu burada bırakmazdım. Tüm vücudum yanıyor, durmaksızın öksürüyordum. Bilincimi kaybetmeden önce gördüğüm son şey Brad'in bağırarak burada ne aradığımı sormasıydı.
ADALET ÇIKMAZI. by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 2,379,518
  • WpVote
    Votes 223,058
  • WpPart
    Parts 49
Ruhe kasabasında yaşayan bir grup arkadaş, kasabalarına gelen keşifçinin, kasabadaki mağaradan ne istediğini anlamaya çalışırlar. En yakın hedefleri, o mağaranın haritasına ulaşmak ve mağaraya, keşifçiden önce girmekti ama... hiçbir şey planladıkları gibi gitmemişti. O geceden sonra Ruhe'de çok şey değişmişti. Hassas adalet terazisinin bir tarafına aşk, bir tarafına vicdan oturmuştu. ❝Beni kaça bölersen böl, kaçla çarparsan çarp. İstediğini ekleyip istediğini çıkart... Sonuç hep Ahu yapar. ❞ •cinsellik, argo, yamyamlık, korku gibi yetişkin içerikler mevcuttur•
Saka Kuşu (Askıda) by ILU3000times_
ILU3000times_
  • WpView
    Reads 42,094
  • WpVote
    Votes 2,344
  • WpPart
    Parts 22
Bir dedektiflik şirketinde çalışan Zeynep, daima işlerini tek başına halleden biriydi. Onlarca iş yapmış ve sadece kendi çalışmıştı. Hepsinin de başarıyla sonuçlanmasına sebep olmuştu. Fakat bir gün başka bir iş geldi ve bu sefer biriyle birlikte çalışması istendi. Hiç istemeyerek başladığı bu işi, çabucak bitirmek istemesine rağmen gerçekleşen bir cinayet işlerin daha da karışıp, çıkmaz bir yola girmesine neden oldu. Cinayet; bilinmeyen sırları, istenmeyen kişileri ve geçmişin karanlık yüzünü ortaya çıkarmak için sökülen ilk ilmek oldu. Zeynep Karaca & Ali Fırat Namlı
UÇURUM by MatildaEsteban
MatildaEsteban
  • WpView
    Reads 724,826
  • WpVote
    Votes 45,353
  • WpPart
    Parts 101
05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açmadı avuçlarında, gözyaşı yerine kan akıttılar. Piyon oldukları oyunda Vezir'e ve Şah'a meydan okudular. Bir varmış bir yokmuş, av olanlar avcı olmuş. ⁂ Nihayetinde adam kıvılcım, kadın ormandı. Mızrap, bir kıvılcım gibi yaktı; Eyşan, yemyeşil bir orman gibi tutuşup yandı. ⁂ Matthew Perryman Jones - Living in the Shadows ⁂ Uçurum üç kitaplık bir seridir ve serinin tüm kitapları bu başlık altında yayımlanmaktadır.
BİR ADAMIN DAĞINIK YATAĞI by seh-naz
seh-naz
  • WpView
    Reads 328,070
  • WpVote
    Votes 17,831
  • WpPart
    Parts 15
Sesimi duyuyor musun? Yitip gitmeden sana sarılmalıyım. Gün geceye kavuştuğunda geç olabilir sevgilim... Sesimi duyuyor musun? Sesimi duymalısın; ben ellerinden kayıp gitmeden, soğuk bir gecede uçurumdan aşağı düşmeden, soluğum kesilmeden... ve beni öpmeden! Sesimizi duyurmalıyız sevgilim!
KADINLAR MÜZESİ by seh-naz
seh-naz
  • WpView
    Reads 1,426,389
  • WpVote
    Votes 52,616
  • WpPart
    Parts 29
Meşru yaşamların ötesinde, kuytuların en dibinde dalaverelerle iş çeviren yobaz çetesinin nezdinde, hüküm süren eziyetin birer aracı onlar. Kim mi? Kadınlar! Fahişe kadınlar! Çaresiz kadınlar! Antika kadar değerli kadınlar! Ama asla satılık mal olarak görülmeyi hak etmeyen kadınlar. Labirentin aşağılık hayatında olmayı asla istemeyen ve kaçmak arzusuyla gün be gün savaşan kadının hikâyesi. Ben Aury Grace Champbell! İnsanları sevmiyorum.
GÖĞÜS KAFESİ YANGINI by velevkirenksiz
velevkirenksiz
  • WpView
    Reads 400,686
  • WpVote
    Votes 26,334
  • WpPart
    Parts 28
Her gün aynı yalandan ibaret. Gidilen yollar, adımları kesen durak. Kimine ev, kiminin ruhunu sıkıştıran lanetli kale. Büyük şehirdi İstanbul... Uzun yolları, dar sokakları vardı. Hiç bitmez sansan da adımların nerede duracağını bilirdi. Dün suratını unutmaya başladığın karşına çıktığında anlardın büyük şehir olmadığını. Güzel kahkahalar, gizli ağlamalar sığdırırdı şehir. Saklambaç oynansa bulunurdun öylesine. Bir yer vardı, şehirden ayrı bir yer... Kocaman kale gibi bir ev. O eve gireni bulamazdın işte. Yatağın altına kafasını uzatan olmazdı, dışarıda fırtına kopsa çocuğun kafesinde ki depremleri sobeleyemezdi kimse. Acı vericiydi, çok yakardı. Parçalardı ama bilirdin bunu kimse görmeyecekti. Kalkardın, uyurdun , uyanırdın ve sabah gün ışığı gece ki karanlıkla alay edercesine ışıldardı. Alışırdın, düzenbaz düzene. Yalan söyledim.
ÖLÜ TANRININ ŞARKISI  by ozcelikdilaraa
ozcelikdilaraa
  • WpView
    Reads 2,443,466
  • WpVote
    Votes 180,963
  • WpPart
    Parts 63
•Yetişkin okurlar içindir• Kandan kıyafetlerimizi kuşanıp da, İçtiğimizde suyundan kehanetin, Biliriz hepimiz aslında, Ona ait bedenlerimiz. Apollon, Apollon. Gel de gör bizi, Kutsal bakirelerini. Al da götür bizi, Kutsal gelinlerini. Çıplak bedeni suyun içinden çıkarken biraz önce sunağa döktüğüm kanım ona doğru aktı. Önce damla damla sonra da bir nehir gibi hızla. Bedeni giderek görünür kılınırken kanımdan güç alıyor, yeniden hayat buluyor gibiydi. Güçlü bedeni tamamen görünür kılındığında dudaklarını araladı. "Konuş," dedi ölümsüz sesiyle. Sesi az önce damarlarımda akan kan kadar akışkan ve sıcaktı. "Bana sunduğun şey nedir?" Bu hikaye Kehanet Tanrısı Rae'ye adanmıştır. Not: Hikaye 18 yaş ve üstü okuyucular için uygundur. Cinsellik ve çıplaklık içerdiğinden bu uyarıyı yapmak durumundayım. 1. Kitap 05.11.2022 tarihinde tamamlanmıştır. 2. Kitap güncel olarak yayınlanmaktadır.