Boya
Parmaklarımın doğuştan yetenekli olduğunu çok duydum. Yeter ki bir kalem ya da bir boya verin bana. Başka bir şeye ihtiyacım yok. Ama kalbim sevmeye yetecek mi bilmiyorum. Onun müziğini işiten parmaklarım titremeye başlıyor. Korkuyorum.
Parmaklarımın doğuştan yetenekli olduğunu çok duydum. Yeter ki bir kalem ya da bir boya verin bana. Başka bir şeye ihtiyacım yok. Ama kalbim sevmeye yetecek mi bilmiyorum. Onun müziğini işiten parmaklarım titremeye başlıyor. Korkuyorum.
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işaret dili öğrenen bir adamın hikâyesi...
Ben kilometrelerin yok sayıldığı aşklara inanmazdım. Kimse canlı kanlı görmediği bir insana 'Seni seviyorum' diyemezdi. Ve tükürdüğünü yalamayı seven ben, yine yanılmıştım. Yazılma tarihi 22 Nisan 2019 - 26 Eylül 2019 25.05&13.08&10.10.2019&24.11.20 Mizah #1 10.06.2019&01.05.2020 Texting #1 08.08&04.10.2019&25.11.2020...
Bukalemun Serisi 2.Kitabı... **** Yaman ona sonsuzluğu vaat ediyordu.... Gözlerinde öyle bir anlam vardı ki; yeryüzündeki hiç bir kelime bunu açıklayamazdı. Sanki başka bir boyuttan bakıyordu Alaz'a. Kapkara gözlerinin içinde oynaşan pırıltılar dünya üzerindeki hiç bir ışıkla boy ölçüşemezdi. Öyle parlak, öyle berra...
"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlanma Tarihi: 21 Mayıs 2017 Maça Kızı 8, üç kısımdan...
Her şey bir kurşunun değil de, bir çift kara gözün kurbanı olmakla başladı. Bedenimde ki değil, ruhumdaki ölü tohumların yeşermesiyle attı nabzım. Ve o günden sonra üzerimdeki çiğ toprağı atıp yaşamaya başladım. "Çünkü burası Veda Caddesi," dedi kara gözlerini, gözlerimin içine mıhlayarak. "Çünkü burada her veda bir...
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geçirmişti. Yavaş yavaş yanına yaklaştım ve tam önünde durup ona baktım. O kadar güzeldi ki... Bir papatya gibi kırılgan ve narindi. Bu eski evde bile ışıl ışıl parlıyordu...
'Mara' ismi annesinin ona tek hediyesiydi. İsminin anlamı acı olsa da, annesi ona bambaşka bir amaçla vermişti bu ismi. Her seferinde bir şeytan olduğunu vurgulamak için... Babası ise ona Angelina derdi çünkü o babasının meleğiydi. Ama Mara ne annesinin söylediği gibi bir şeytan, ne de babasının söylediği gibi bir mel...
"Çünkü gülüşün siyahın içindeki beyaz gibi... " Zeynep Karaca İnatçı, deli dolu, güzeller güzeli saf aşık... Emir Karadağ Gözü kara, acımasız, bir o kadar romantik bir kıro... Siyah ve beyazın muhteşem uyumu... İki deli aşık, İki manyak... Dolu dizgin, hırçın, tehlikeli bir o kadar eğlenceli bir aşk♥️