zzeyvlk adlı kullanıcının Okuma Listesi
52 stories
Yazgının Oyunu by silentsey
silentsey
  • WpView
    Reads 1,336,540
  • WpVote
    Votes 68,995
  • WpPart
    Parts 26
Birbirinden hiç hoşlanmayan iki insan, yakın arkadaşlarının düğününde yolları kesişince istemeden de olsa aralarında bir çekim yaşanır. Tek seferlik yaşanan bir ilişkinin sonunda hayat onları hiç beklemedikleri bir sürprizle karşılar. Bir bebek... Bu minik mucize, iki yabancının kaderini birbirine bağlayarak onları hem kendileriyle hem de duygularıyla yüzleşmeye zorlar. Beklenmedik hamilelik, yeni bir başlangıcın kapılarını sonuna kadar aralar...
Gözyaşı Kadehleri by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 995,215
  • WpVote
    Votes 76,240
  • WpPart
    Parts 41
*Yetişkin içerik barındırır. *Nefretten aşka/anlaşmalı evlilik kurgusu --- "Kimi öptüğünün farkında bile değilsin," dedim üzerime tüm ağırlığıyla kapanan bedenini omuzlarından hafifçe iterek. Yüzlerimiz arasında bir nefeslik mesafeden fazlası yoktu. Aldığı her nefes benden doğuyor, aldığım her nefes ondan kopuyordu. Az önce dudaklarıma dokunan dudaklarını diliyle ıslattı ve ardından göğsü şişerek göğsüme yaslandı. Altında ezilmeye, o isteyerek üstümden kalkmadıkça son veremeyeceğimi biliyordum. Yatakla arasında kalan bedenimi kıvrandırıp yormak yerine onu ikna etmek için dudaklarımı araladım. "Sarhoşsun, farkında bile olmadan beni öptüğün için pişman olduğunu haykırdığın bir sabaha uyanmak istemiyorum." "Kim olduğunun farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" diye sorarken sarhoşluğunun izlerini taşıyan sıcak nefesi yüzümü okşadı. "Karımı öptüğümün farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" İrkilerek gözlerimi kırptım birkaç kez. Etrafta birilerinin olup olmadığını görmek için delice odaya bakındım. Kimse yoktu. Cevahir Avcıoğlu'nun beni 'karısı' olarak benliğine katmasına sebep olacağı oyunumuzun seyircilerinden hiçbiri burada değildi. Dudaklarını biraz önceki hafif baskıdan çok daha yoğun bir biçimde yeniden dudaklarıma bastırdığında zihnim binlerce soruya aynı anda yanıt aramaya başladı. Bizim dünyamızda her şey sahteydi. Her şey oyundu. Seyirciler gittiğinde perde kapanır, oyuncular birbirlerinin yanından hızla kaybolurdu. Ama şimdi ilk kez, hatta belki de son kez seyircisiz oynuyordu oyununu. Avcıoğlu'nun kurallarına kendisinden başka kimse karşı çıkamazdı. Bizim için yıkımı getirecek olan da, işte bu nedenle, bizzat kendisi olacaktı. --- '260224
UYANDIĞINDA BAŞLAR RÜYALAR by BSplendente
BSplendente
  • WpView
    Reads 102,702
  • WpVote
    Votes 5,486
  • WpPart
    Parts 27
Gerçek ailem temasını işleyen fakat klişelerden uzak, yetişkin içerikli bir kurgudur. Bir sabah vakti telefonuna düşen bir mesaj ile yirmi bir yıldır yaşadığı hayatın yalan olduğu şüphesi ile karşı karşıya kalan Burçe Melinda Koraltan, bu şüphenin kendisini ele geçirmesine izin verecek miydi yoksa kendi güvenli alanı olan ailesine mi sığınacaktı? İçine düşürüldüğü oyun hakkında hiçbir fikri yoktu ama yaşananlar onu da ilk hâliyle bırakmayacak ve oyunun bir parçası hâline getirecekti. Peki, geçmişin yarattığı bu sarsıcı oyun kim veya kimleri etkileyecekti? Bu soruların cevaplarını ve hikayenin tamamını öğrenmek için sizleri satırlarımın arasına davet ediyorum!
NAZAR-I AŞK ( Askıya Alındı. Devam Edecek)+18 Kitaptır by Maviii_lavinia
Maviii_lavinia
  • WpView
    Reads 493,811
  • WpVote
    Votes 31,823
  • WpPart
    Parts 48
Mezopotamya topraklarının görkemli ve şanlı şehri, Şanlıurfa'nın güzeller güzeli genç kızı; Nazar Koçak... Urfa'nın genç, çalışkan ve de güzeller güzeli kızıydı Nazar. Okumak ve öğretmen olmak onun vazgeçmediği umuduydu. Gökyüzü gibi masmavi gözleri, yer yer altın sarısı kumral saçları ve de ahu gibi güzelliğiyle erkeklerin büyülendiği bir kızdı. Fakat güzelliği başına Katar'ın Emir-i Azam dedikleri adamı bela etmişti. Belası dediği belalı aşık. Saplantılı aşkıyla büyük bela olmuştu kıza. Katar'ın güçlü ve yıkılmaz adamı; Said Bin El- Mâlik... Abdullah Bin El- Melik'in gözde oğlu, gözde veliahtıydı Mâlik. Birleşik Arap Emirlikleri'nin Katar prensi, Emir-i Azamî'ydı. Abisi yerine kendisi krallığın yönetiminin başına geçmişti. Küçük bir çocuk iken babasının yüzünden annesinin intiharını görüp en sevdiği varlığı kaybetmişti. Güç, makam, para... Her şeyi olsa da hayata tutunacak bir dalı yoktu. Fakat birgün gördüğü ahu bakışlı huri hayatına girip aşkı tatmasına sebep olmuştu. Masmavi gözleriyle, siyah katran karası hayatını maviye boyamıştı. Bir hafıza kaybı nelere sebep olurdu? Kader de nasıl bir tecelli olurdu? Tüm bunların cevabı, aşkı bela olan bir Katar prensinin, çobanlık yapan bir kızın hafıza kaybını kullanarak kendi ülkesine kaçırıp sarayında tutsak etmesiyle başlamıştı çünkü onun sarayına ve kalbine girenin çıkışı olmazdı. Bu hikaye; "Yüreğine Nazar değenlerin masalı." Diyenlerin hikâyesiydi. Nazar-ı Aşk adında yazılan tek hikayedir. İsim ve benzerlik konusunda çalıntı yapılırsa hukukî işlemler başlatılacaktır. Uyarı: +18 kitaptır
YARA İZLERİ VE ÖPÜCÜKLER by vesperalov
vesperalov
  • WpView
    Reads 421,688
  • WpVote
    Votes 29,093
  • WpPart
    Parts 26
❝Sen ve beni, birbirimizden başka kimse iyileştiremez. Çünkü biz yaralarımızı nereden öpeceğimizi biliyoruz.❞ Otuz üç yaşında basit bir terzi olan ama zorunluluktan bir fabrikada çalışan Gülendam, yaşadığı mahallede adı çoktan 'evde kalmış kız kurusu' diye çıkmıştı. Başında şeytandan hallice olan üvey annesi ve onun kızı, arkasından yaptıkları oyun ile Gülendam'ı, mahallenin yıllarca arkasından konuştuğu bir adamla zorunlu evliliğe sürükler. 10.05.2024 -
TAHİN İLE PEKMEZ (Düzenleniyor.) by nazankaraermis
nazankaraermis
  • WpView
    Reads 722,294
  • WpVote
    Votes 27,537
  • WpPart
    Parts 22
Çorbayı ısıtıp bir kaseye koydum ve yanına iki dilim ekmekle su doldurup tepsiye koydum. Salona giderken acaba suya tükürsem mi diye de düşünüyordum bir yandan. Maksat hinlik olsun! Ama bunu da yapmadım. Tepsiyi Tahin'in kucağına bıraktım ve geri çekildim. "Kiz!" diye cırlayan yürüyen bastona baktım. Ne var dercesine başımı salladığımda "İçirsene uşağima çorbayi ula!" dedi. "Valla ben sadece ayağını kırdım." dedim ellerimi kaldırıp. İşinize gelirse valla. "Elleri sağlam gördüğüme göre. Zıkkımlansın aman yesin, içsin yani." Havalı havalı kollarımı göğsümde toplamıştım ki, babaanne bastonu bacağıma geçirince kendimi Tahin'e çorba içirirken buldum. İçimden homurdana homurdana kaşığı elime aldım. Tahin iti sırıtıyordu. Dua etsin yalnız değildik! "Çorbaya bir şey atmadın değil mi?" diye sordu gıcık gıcık sırıtırken. "Domestos attım," dedim kaşıktaki çorbayı ağzına uzatırken. Gülümsedim ve ekledim: "Şerefsizliğini söker." Şaşırdı ve güldü. Gerizekalıydı bu, valla bak. Hakaret ediyorum iltifat etmişim gibi sırıtıyordu. Uzattığım kaşıktaki çorbayı gözüme baka baka içtiğinde dudaklarında kalan çorba kalıntılarını diliyle yaladı. Bu döngü Tahin'in çorba kasesinin dibini görene kadar devam etti. Maşallah, iyi ki tencereyle getirmemişim. Bu tencereyi de yerdi valla. İlaçlarını da içtikten sonra, "Tuvalete gitmem lazım." dedi. "İyi git." dedim mal mal yüzüne bakarken. Ne yapmamı bekliyordu? Ben mi yaptırayım çişini? "Yardım etsene ula!" diyen yürüyen bastonla sabır çekip Tahin'e koltuk altı değneklerini uzattım homurdana homurdana. "Tabii yardım etmem lazım! Donunu ben indireceğim çünkü!" "Tuvalete gitmeme yardımcı olsan yeter, gerisini ben hallederim." dedi Tahin iti sırıtırken. Gözlerimi sahte bir minnetle kırpıştırdım. "Allah razı olsun ya!" ©Tüm hakları Gül'ün bayat esprileri, Tahir
BÜLBÜL by papatyakorusu
papatyakorusu
  • WpView
    Reads 189,425
  • WpVote
    Votes 15,769
  • WpPart
    Parts 23
*avareyim,asudeyim,yorgunum bilmiyorum,neden sana vurgunum? -bir mahalle hikâyesi- 18/05/2023 " Dökme yüzünü." dedi. Yüzüne vuran kızıl ateşlere bakarken gözlerinde kararlı bir ifade vardı. Kurşuni bulutlar, karşıdaki binaların silüetlerin üzerine yığılmışlardı ve akşamın alacasına güneşin son kızıllıkları karışıyordu. Hafif bir rüzgâr çıkmıştı. Sesi, bulanıklıktan uzak, net ve kendinden emindi. Hiç tereddütleri olmamıştı zaten. Şimdi oturduğumuz bu tenhalıkta, gözleri yerdeki ateşin kızıllığındayken düşen yüzümü, incinen kalbimi nasıl fark etmiş, nasıl sezmişti bilemiyordum. Beni şaşırtmaya devam ediyordu. Kemikli yüzündeki kararlı ifadeye baktım. Gözleri ateşten uzaklaşıp bana döndüğünde yanağında şimdi sakalların gizlediği yara izini ve sebebini düşünüyordum. Yaralar her zaman görünür değildi, olamazdı ama sanki onun yaraları gördüğümden daha derinlerde bir yerlerde gibi geliyordu bana. Gözleri, uysal bir kuştan uzak, gelip gözlerime ilişti. Bakışları karanlık bir orman gibiydi ama tekinsiz değildi. Alaz alaz bir ifade vardı. Hummalı, sert ve kendinden emindi. Kaşlarının arasındaki çukurlar inen akşamla karanlık çizgilere dönmüştü. Garip bir şekilde yanında kendimi hiç olmadığı ölçüde güvende hissettiğimi fark ediyordum. Bana bakarken gözünü bile kırpmıyor, bakışlarındaki bir şey beni gözlerimi kaçırmaya hatta buradan çıkıp ardıma bile bakmadan kaçmaya zorluyordu. Ama direniyordum. Ne gözlerimi mızrak gibi saplanan bakışlarından çekebiliyordum ne de koşup uzaklaşmaya derman bulabiliyordum. " Dökmedim." dedim inkar ederek, az önceki sözünü esasında kendime hatırlatmak için. Elindeki uzun çubukla ateşi karıştırırken tüylerimi diken diken eden ifadesini de çekip almıştı üzerimden. " Döktün. Ama sen yine de dökme yüzünü. O yüz, dökülecek yüzlerden değil."
KONUK SEVMEZ DENİZ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 3,864,989
  • WpVote
    Votes 264,537
  • WpPart
    Parts 25
❝Burası Karadeniz, burada hiçbir aşk mücadelesiz olmaz.❞ "Karadeniz'e eskiden Konuk Sevmez Deniz derlermiş," dedi. Sesindeki buz dağı yüreğimi titretti. Bunu daha önce hiç duymamıştım. Demek hırçın dalgaların sahibi olan Karadeniz'e Konuk Sevmez Deniz diyorlardı. İlk kez duyduğum için olsa gerek garibime gitmişti. Ben de buraya gelen bir konuktum. "Peki ya, öyle mi?" diye sorduğumda bakışlarımı usulca ona kaldırdım. "Burası gerçekten konuk sevmez mi?" "Sevmez," dedi Kuzey net bir dille. "Alır, götürür, öldürür seni. Sen de elbet gideceksin buralardan, ait olduğun yere döneceksin. Buralar hiç konuk sevmez." Bir düşman kapıyı çalar. Elinde ölümle bekler. İmkânsız bir aşk başlar.
Zora Sarıldık- RAFLARDA by pekbiafiliyalnizlik
pekbiafiliyalnizlik
  • WpView
    Reads 9,798,855
  • WpVote
    Votes 168,452
  • WpPart
    Parts 16
Bordo Bereli cesur bir askerin ve başarılı bir doktorun hikâyesi... ''Halide sana deli gibi aşık!'' En yakın arkadaşım, sevdiğim adama sırrımızı söylerken, duvarın dibinde gizlice onları izliyordum. Tüm bedenim heyecan ve korkuyla titriyordu, Ali Deniz'in insanın içini üşüten sesini duyduğumda kalbim buz tutmuştu. "Şimdi git o arkadaşına söyle! Bin tane kalbim olsa birini bile ona vermem!"
ZEVAHİR by __okuyan94__
__okuyan94__
  • WpView
    Reads 4,746,118
  • WpVote
    Votes 236,871
  • WpPart
    Parts 85
"Lütfen... Hayır," dedim adımlarım geri geri giderken. Buradan uzaklaşmalıydım. Silahtan, bağlı adamdan, karşımdaki gözü dönmüş adamdan... Hepsinden kurtulmam lazımdı. Başıma ağrı saplanmıştı ve başım dönüyordu. "Lütfen. Gitmek istiyorum." "Pekala. Demek sen yapamıyorsun ama biri yapmak zorunda," dedi mavi gözlerini üstümden çekip, bağlı adama yönlendirirken. "O zaman ben yaparım." Ne yapmaya çalıştığını anladığımda ise her şey için çok geçti. Silahı tutan kolu havalandı, durmasını söylememe fırsat vermeden parmağı tetiğe ulaştı ve ucunda susturucu olan silah patladı. Korkuyla açılan gözlerimden gözyaşı döküldüğünde ise hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordum. "Bunun suçlusu sensin, Doğanay." Ruhuma damlatılan karanlık büyüdü ve altında kaldı.