Ayın görünmediği, oldukça karanlık ve sessiz bir gece de birkaç şimşek çaktı ortalık biraz aydınlandı. Yer biraz sarsıldı. Çevredeki insanlar gürültünün kaynağını merak ettiler. Tesadüf eseri, hiçbirinin bunu yapacak gücü yoktu. Hepsi oldukları yerde kalakalmışlardı. Bir müddet sonrada hareketsiz bedenleri yere düştü. Hayvanlar acı için de inlerken bütün güzel çiçeklerin yavaşça boynu büküldü ve renklerini kaybettiler. . . . . . Bu olaylardan birkaç hafta sonra evlerinin salonunda oturan ve canları aşırı derece de sıkılmış üç liseli cadı, sessizce gazetelerini karıştırıp günlük işlerini hallediyorlardı. Dikkatlerini çeken bir haber ile duraksadılar. Tüm bunlar bir tesadüf müydü? Yoksa gerçekten önemli bir şey mi yakalamışlardı? Belki de kaderin bir oyunudur, kim bilir? Şu an kesin olan tek şey bu üç cadının kaderinin merakları yüzünden kararacağıdır.

Bu roman, Dazai ve Chuuya'nın Arahabaki olaylarını çözüp mafyaya katılmalarından bir yıl sonrasında geçiyor. Romanın ingilizce çevirisi DarkestJay8686'ya aittir.