O lakabı gibiydi. Tam bir "Dişi Kurt".Bayrağı uğruna, canını verebilecek bir vatan sevdalısı! Tanışma vaktimiz geldi o, Asena Melis Türk

Bekir altında olan Erem'in tekrar kıpırdanmasıyla küçük bir küfür savurarak inledi. Erem masum bir endişeyle "Ne oldu yoksa elinin dikişlerimi mi patladı? Bekir lütfen ellerimi bırak senin eline bakmak istiyorum" diyerek daha çok kıpırdanınca Bekir kızı yatağa daha çok bastırarak alnını kızın alnına bastırıp sakinleşmeye çalışırken boğuk bir sesle "Minik kedi eğer biraz daha hareket edersen bu ikimiz içinde iyi olmaz!" Erem ne olduğunu anlamasa da bu etkileyici sese karşı çıkmayıp hareketsiz kaldı ama bacak arasına baskı uygulayan sertlikle iç çekerek o sertliğe doğru içgüdüsel olarak hareket etmemek için nefesini tuttu. Bekir alev alev yanıyordu ve onu bu hale getiren minik cadının ise hiçbir şeyden haberi yoktu! Erem bulundukları etkileyici duruma daha fazla dayanamayarak fısıltı şeklinde "Bekir o bacak arama baskı yapan sertliğin ne olduğunu anlamasam da içgüdüsel olarak kendimi ona bastırmak istiyorum" diyerek dudağını dişleyince Bekir çaresizce inleyip büyük bir küfür savurarak kendini hızla yataktan aşağıya attı. Erem üstünde olan ağırlığın kalkmasıyla, adamın bedeni üzerindeyken dokunmak dışında hiçbir şey yapmasa da verdiği hoş duygular gittiği için üzüntüyle inleyerek gözlerini kapattı...

Vatanı'nı çok seven iki Askerin birbirlerine karşı Aşk savaşı içerisinde tutku ile bağlanmalarının hikayesi...

Kızıltepe Karakolu... Ömrünü vatanına adamış, canı pahasına bayrağını dalgalandırmaya yemin etmiş komutan... Poyraz Ali Demirbaş. O pes etmez, pes ettirir! O katil değil, kahraman! O Türk Askeri! Ve onun kurak toprağına dökülen birkaç damla deniz umutlarını filizlendirdi. Ona yol gösteren Asena'nın peşine takıldı Börteçine. Demirden dağlar eridi, erlik parıldadı, vatan ilalebet payidar kaldı. Börteçine mavi gözlü Asena'ya kalbini verdi. Yiğidin kavgası da sevdası da büyük oldu. ** Türkiye Cumhuriyeti uğruna can veren şehitlerin ruhları şad olsun! - Bordo Harekat hikayesinin düzenlenmiş halidir. Her hangi bir çalıntı durumunda gereken yapılacaktır! - Tüm hakları bana aittir!

Söz vermiştuk ölümüne sen benum idun🙈😻

-Ljubav nema definiciju. Žudiš za njom, a i ne znaš što je ona zapravo. Jednostavno se dogodi. A kada se dogodi, sve ono što si ranije mislila, pada u vodu. Više nisu bitne ni godine, ni ime, ni prezime, ni boja kože, niti izgled, apsolutno ništa. Shvaćaš razlog svog postojanja, ili bar misliš da shvaćaš. Više ne dišeš kako bi preživio, dišeš radi te osobe. Ne zanima te da li je bogat, ili siromašan, da li živi blizu tebe, ili na drugom kraju svijeta. Kilometri predstavljaju samo broj i ne znače ti apsolutno ništa. On postaje čovjek tvog života i sve ostalo postaje manje bitno. Jedino što ti je tada bitno jest da ga voliš i da te voli. Više ne možeš zamisliti ni dan bez njegovog glasa, a kamo li život bez njega. Kršiš sva pravila, prelaziš granice koje si postavila, jer jednostavno znaš da je on taj kojeg čekaš svo vrijeme. Znaš da je on ONAJ PRAVI. Shvaćaš da se čekanje zaista isplati, jer što god se dugo čeka, mnogo više se cijeni. Svi tvoji strahovi, loša sjećanja, sve ružno iz prošlosti, sve to nestaje, jer je ON tu. Tada shvaćaš još nešto. Ljubav se ne može objasniti. Niti jedno objašnjenje nije dovoljno dobro da bi opisalo taj posebni osjećaj. Jednostavno, moraš ju osjetiti da bi znao kako je, a jednom kada ju osjetiš, poželiš da traje zauvijek.

Sto je istina? Ono suprotno od lazi? Kada je netko iskren? Nitko ne zna sto je tocno istina, cak ni onda kada smo uvjereni da znamo, zapravo ne znamo. Nekada se pretvaramo da ju znamo jer je tako bolje. Nekada ju skrivamo jer se bojimo tudje reakcije na nju. A nekada znamo istinu i presucujemo i skrivamo ju. Istina zna biti bolna pogotovo kada se skriva citav zivot. Mlada djevojka Aria zivjela je normalan zivot uvjerena da je bas na mjestu gdje treba biti. Jedan slucajan susret poremetit ce njen svijet i otkriti istinu skrivanu od nje godinama.