Aşığım aşık
18 stories
ALANZO BALAAM by meryemc
meryemc
  • WpView
    Reads 539,982
  • WpVote
    Votes 49,240
  • WpPart
    Parts 50
'Wattys 2019 Fantastik kategorisi kazananı' (Baş Şeytan Serisi'nin ilk hikayesidir.) Şeytanlar, doğumlarından önce belki diğer tarafı seçerler diye içlerine erişmiş küçük iyilikle bazı zamanlar merhamet ederlerdi ama bu eylemleri ateşle sırtlarına kazınırdı. Onlar için merhamet en büyük günahtı; yine de her şeytanın teninde bir pişmanlığı bulunurdu. Alanzo Balaam'ın ise hiç izi yoktu. Kapak Tasarım: @Draculessa
GÜL KUYUSU by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 3,823,583
  • WpVote
    Votes 254,949
  • WpPart
    Parts 20
"Kaburgam acıyor," diye fısıldadı, gül kuyusu. "Kaburgamı çaldın benden." Adam kızın yüzünü tam kaburgalarının üstüne bastı. "Burada, gül kuyusu," dedi ifadesiz bir sesle. "Burası senin sürgünün. Buradayken ne ölüme kavuşabilirsin, ne de kendini geri alabilirsin artık." Kız, adamın kazağını kavradı, yüzünü kaburgalarının arasına gömdü ve kaşlarını çatarak başını iki yana salladı. "Ölüme kavuşturmayacaksın beni," diye fısıldadı. "Bana beni geri vermeyeceksin." "Asla." Kızın, göğsünün ortasında bir yarası vardı, o yaraya bir isim bile vermişti. Adam, o yarayı ondan çalmıştı. O yaranın adı, "çocukluğum"du. Artık yeryüzüne yağan gül yapraklarının rengi, kan kırmızısıydı. Zehirli kırmızı gül sarmaşıkları bağladı bizi, Birbirimize zehirlendik. O kâinat kadar eşsizdi, Ben basit bir gül kuyusu. Tutulmamız gerekiyordu, Tutulduk. Ben Gül'düm, O, içine düştüğüm Kuyu, Benim Kuyum. Gül Kuyusu.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,806,933
  • WpVote
    Votes 192,540
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu) by SumeyyeDemirkan
SumeyyeDemirkan
  • WpView
    Reads 6,668,144
  • WpVote
    Votes 504,398
  • WpPart
    Parts 62
''Şeytanın bileklerinde saklıdır belki de insanlığın rehberi zira böylesine bir insanlık yalnızca ondan öğrenilmiş kadar kötü olabilirdi.'' Her şeye rağmen yaşamaya devam etti çünkü yaşaması gerekti. İdealleri uğruna, hiçe sayılmış ruhu uğruna ve yıkık dökük bir harabeyi andıran kalbi uğruna. Ellerinden alıp ellere verdikleri hayatını tırnaklarının uçlarıyla kazanmak pahasına yaşamak zorundaydı. Ve yaşadı. Çok acıdı, çok acıttı belki ama bir gün o acı bir başkasına karıştı. İşte bu sefer ikisi birden yanmaya başladı. Farklı notalarda tek bir ritim oldu, çünkü artık kalpleri aynı şarkıyı söylüyordu. Bu onlara aitti ve onlar susana kadar bu şarkı hiç bitmeyecekti.
VAVEYLA by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 33,141,556
  • WpVote
    Votes 1,336,838
  • WpPart
    Parts 44
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYLA. Karanlıkta atılan her çığlık sahipsizdir. Ben senin karanlıkta attığın çığlığım. Seninleyim ama senin değilim.
GECE YARISI GÖLGESİ  by perahill
perahill
  • WpView
    Reads 1,169,029
  • WpVote
    Votes 24,439
  • WpPart
    Parts 11
Doktor Annabelle Clarke, dönemin en ünlü ruh sağlığı merkezi Windsor Kliniği'ne kabul edildiğinde, sadece hastalarla başa çıkmak için değil, kendi içindeki karanlıkla savaşmak için de hazırlıktaydı. Kliniğin sessiz koridorlarından yükselen gizemli fısıltılar, onu içine çekeceği bir dünyanın kapısını aralıyordu. Akıl sağlığını korumak artık yeterli değildi; Annabelle, merkezin unuttuğu sırları ve gölgeleri keşfetmek zorundaydı. Aksi takdirde, bu klinikte gerçekten neler olduğunu öğrenemeden, kendi ruh sağlığını da kaybedecekti. 96 numaralı odada kalan hasta, isimsiz, tekinsiz. Yıllarca bir başına kaldığı odada dünyadan bihaberdi, ümitsiz vakaydı. Ya da sadece öyle düşünüldü. Annabelle, onu iyileştirmekte kararlıydı. Ancak bu, gerçekten istediği bir şey miydi? Wattys2018 Hikaye Ustaları Ödülü Kazananı 🏆
Doğuştan Rahat by plutonalien
plutonalien
  • WpView
    Reads 3,925,509
  • WpVote
    Votes 293,101
  • WpPart
    Parts 72
"Lokum gibi adamsın,fıstık gibi sözlün var,benimle neden muhattap oluyorsun?" "Çünkü fıstıklı lokum sevmem." ©23042015 Tüm hakları saklıdır.
Babasının Kızı|Yarı Texting by nardelisi
nardelisi
  • WpView
    Reads 16,579,409
  • WpVote
    Votes 672,661
  • WpPart
    Parts 76
''Bön bön çocuğu izleyeceğine yemeğini ye.'' ''Seni mi izlememi tercih ederdin?'' iğnelemem ona koymamış olacak ki, çapkınca sırıttı. ''Kusura bakma, çilli. Tipim değilsin.'' ''Bana diyene bak! Seni gidi aptal çam yarması!'' Sandalyesinden kalkmadan önce son kez bana bakıp göz kırptı. ''Dikkat et de, çam yarması seni ezmesin, çilli.'' Devam kitabı Bir İçim Su'dur.
Orta Karar (Tamamlandı) by Aeda-G
Aeda-G
  • WpView
    Reads 2,283,188
  • WpVote
    Votes 117,545
  • WpPart
    Parts 51
Kafama çarpan turuncu topla dengemi sağlamak için hafif öne eğildim ve yavaşça arkama dönüp topun geldiği yere baktım. "Üzgünüm o kadar kısasın ki göremedim." Pişkin pişkin söylenip tekrardan atış yapmak için arkasını döndüğünde içimdeki Naz'ın bilerek frenlerini patlatarak az önce kafama gelen topu aldım ve iki elimle tutarak tam Sinan'ın arkasında durdum. "Sinan." Gülerek bana döndüğünde hiç beklemeden kollarımı iterek sert topu kasıklarına fırlattım. O kıpkırmızı yüzüyle yavaşça yere çökerken yaptığımdan memnun olmuşcasına arkamı dönüp tersten ona el salladım. "Üzgünüm, kafana atacaktım ama boyum yetmedi." Müdür Yardımcısının bile dize getiremediği ben, yaptığım küçük bir hata yüzünden basketbol takımının 1 senelik kölesi oldum. Şimdi, 12 dev gibi şımarık adamla 1.57 lik boyumla nasıl başa çıkacaktım? Not: Bu kitaba şöyle bir göz atmaya karar verdiyseniz ilk bölümün ilk 2 paragrafını okumadan bırakmayınız. *Küfür içerir.* 22.06.2018
ATEŞLE OYNAMA by cherrygum143
cherrygum143
  • WpView
    Reads 2,804,619
  • WpVote
    Votes 106,871
  • WpPart
    Parts 115
- Sen beni mi izliyordun? - Hemde tahmin edebileceğinden çok daha uzun zamandır. Birden ortadan kayboldu. Etrafıma bakındım. Hayır yoktu. Gittiğini umdum ama birden sağımda belirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu. - Seni izliyorum. Yeniden kayboldu. Sanki benimle oyun oynuyordu. Pis saçma ve tüm duygularımı alt üst eden bir oyun. Sol tarafımda belirdi ve yine aynı şekilde yaklaştı. Korkudan kıpırdamayı bırak nefes almayı unutmuştum. - Seni dinliyorum. Yeniden kaybolmadan önce çarpık bir şekilde gülümsediğini gördüm. Arkamda belirdi. Bu kadar yakın olması beni bir adım geri atmama sebep oldu. Ben geriye adım attıkça o beni köşeye sıkıştırmak için daha büyük adımlar atıyordu. En son sırtım duvara değdiğinde başka bir kaçış yolu kalmadı. Ellerini iki yanıma koydu ve alnını alnıma yasladı. Gülümsedi. Nefesini suratıma üfledikten sonra zarif bir sesle fısıldadı. - Seni hissediyorum. Hiçbir şey söylemiyordum. Sadece susuyordum ve tüm bunların ne anlama geldiğini çözmeye çalışıyordum. Aaron , beni,izliyordu. Düşünmek bile tüylerimi ürpertiyrdu. Peki ne zama izliyordu. Dinlemekten kastı neydi. Hissediyordu. Evet şu anda onu bende hissediyorum.