Beğendiklerim
41 histoires
Su Cinleri par denizyolcusu
Su Cinleri
denizyolcusu
  • LECTURES 498,901
  • Votes 53,886
  • Parties 36
Pasifik sularının derinliklerinde, insanlara görünmeyen, suyun ruhuna sahip yaratıklar yaşardı, bir vakitler. Kin tutamayan, intikam nedir bilmeyen, masum su cinleriydi bunlar. İnsanlardan biri su halkına ölümü getirdiğinde içlerinde intikam ateşi yanacak ve suyun ruhu dahi bu ateşi söndürmeye yetmeyecek... Bedel ödetmek için insan suretine giren bir su cininin, iki farklı dünya arasındaki eşi görülmemiş bir savaşa dönüşecek esrarengiz hikayesi, aynı zamanda imkansız bir aşka yol açacaktır.
Kurban: 13. Bakire par Tubazkat
Kurban: 13. Bakire
Tubazkat
  • LECTURES 1,949,916
  • Votes 90,661
  • Parties 28
Siz bilmeseniz de, onlar var. Karanlıkta yaşıyorlar. On üç yılda bir yapılan bir ritüelle sadece biri güneşin altında yürüyebiliyor. Dikkatli ol! Arkana bak, yanındakine güvenme. Kendini hayatın için savaşmaya hazırla. Sana ulaşmalarına çok az kaldı! Altıncı Cennet'in Koruyucu Kılıcı yanında! *** "Neden yaptın bunu?" diye sordum. "Asırlardır esir kalmıştın, artık özgürsün. Neden evine dönmedin?" "Söyledim sana," diye fısıldadı ve saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Evim sensin."
Rüya Bekçisi par ruhperver
Rüya Bekçisi
ruhperver
  • LECTURES 1,071,753
  • Votes 62,840
  • Parties 19
"Dahası sen bir rüyasın," dedi çocuk, "neden kendine yardım etmeyi denemiyorsun?" Emily herkes kadar sıradan biri olduğunu düşünüyordu. Herkes kadar sıkıcı ve alışılagelmiş bir adı, sürekli rastlayabileceğiniz türden bir görünüşü ve bisiklet sürmek gibi yavan hobileri vardı. Ne var ki bu genç kız bir gece yarısı yatağından zıplayarak uyandığında hiçbir şeyin bir daha asla aynı olmayacağından habersizdi. O artık kendini uykuların çok ötesinde ve hayallerin ulaşamayacağı kadar muhteşem bir dünyada bulmuştu. Fakat Emily'nin bu rüyadan uyanıp hiçbir şeyin göründüğü kadar harika olmadığını fark etmesi uzun sürmeyecekti. "Hayatlarımızı bir rüyayla karşılaştıranlar haklıymış. Uyanık uyuyor, ve uykuda uyanıyormuşuz." -Montaigne
KANATLARI KÜL OLAN ANKA par smellofthesky
KANATLARI KÜL OLAN ANKA
smellofthesky
  • LECTURES 6,414
  • Votes 435
  • Parties 1
Önce kalbi kül eden yangından, Sonra küllerinden doğan ankalardan şikayetçiyim. Ne kalbimin küllerini buldum, ne de küllerimden doğan bir anka oldum. Bana bir on dokuz yaş borçlusunuz. Tek bölümlük.
GÖKYÜZÜNDE ASILI KALAN KADIN par smellofthesky
GÖKYÜZÜNDE ASILI KALAN KADIN
smellofthesky
  • LECTURES 158,537
  • Votes 17,640
  • Parties 15
Bir kadın özgürlüğünü teslim etmiş. Bir adam, kadını gökyüzünde asılı bulmuş. O gün bugündür, gökyüzü hep özgürlük kokmuş.
GÜL DÖNÜMÜ par smellofthesky
GÜL DÖNÜMÜ
smellofthesky
  • LECTURES 354,282
  • Votes 29,211
  • Parties 33
Ay'a Sığınan Meftun II Gül'ün hikayesi. 26 Mart 2018. 00.59
AY'A SIĞINAN MEFTUN par smellofthesky
AY'A SIĞINAN MEFTUN
smellofthesky
  • LECTURES 440,421
  • Votes 45,175
  • Parties 29
Sevgilim, bu gece meftunu olduğum sana. Bu geceler hep sana. Featured by Wattpad, Community Curator List.
YANGINDA EN SON KÜLLER ÖLÜR par binnurnigiz
YANGINDA EN SON KÜLLER ÖLÜR
binnurnigiz
  • LECTURES 417,925
  • Votes 40,320
  • Parties 6
Parmaklarım küllerinde dolaştı. Sonra birden yağmur bastırdı. Gülümsedim ve beni izledi. Sustu ve onu dinledim. Sessizliği bile güzeldi. "Çünkü Leyla, çünkü iki gözüm, yangında en son küller ölür."
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) par Maral_Atmc6
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • LECTURES 7,510,365
  • Votes 172,612
  • Parties 15
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
Düşmüş Melekler Senfonisi par profeysinil
Düşmüş Melekler Senfonisi
profeysinil
  • LECTURES 2,299,519
  • Votes 163,331
  • Parties 81
Watty's Gizem&Gerilim Kazananı 🏆 🏆 MysteryTR Ödülleri - Yıla Damga Vuran Gizem&Gerilim Hikayesi -*- "Normal insanların, eline anormal olma fırsatı geçmemiş kişilerden oluştuğunu görecek ilk kişi sen değilsin. Tarih, bu gerçeğin farkına varmış krallarla, filozoflarla ve din adamlarıyla dolu. Çürümek ve çürütmek için fırsat kollayan bu yığına, onlar engel oldu. Medeniyeti; toplumun gözünü yasalar, günahlar ve yalanlarla korkutan adamlar kurdu. Çünkü koyduğu kanunları kendisine tanrının yazdırdığını söyleyen Hammurabi, bunun yalan olduğunu biliyordu. Çift boynuzlu miğfer taktığı için halk arasında Zülkarneyn olduğuna inanılan Büyük İskender, bu yalana göz yumdu. Tıpkı topraklarını işgal ettiği Mısır halkının karşısına sarıkla çıkarak Müslüman olduğunu söyleyen Napolyon Bonapart gibi. Napolyon, Mısırlıların başını yalanlarla meşgul etmezse, çıkacak isyanda o başları gerçeklerle almak zorunda kalacağını biliyordu. Vahşetin bir açıklaması olmadığını görecek kadar yükseleceksin. Tıpkı senden öncekiler gibi. Yukarı tırmandıkça ışığın azaldığını fark edecek ve nihayet, karanlığın sadece karanlık olduğunu öğreneceksin. En sonunda ise, sokağa çıkıp yaklaşan kötülüğe karşı uyarmak istediğin insanların, fırsat bulduğunda seve seve o karanlığa dahil olacağı gerçeğiyle yüzleşecek; Ve sonra düşeceksin."