"Ne yapıyorsun sen?!'' ''Yapmam gerekeni yapıyorum Jimin!'' ''Sen aptal mısın kızım?Bir kendini bilmezin teki beni öptü diye bunları yapmana ne gerek vardı?'' ''Jimin!Sen benim sevgilimsin ve seni öptü!'' ''Ne var yani nolmuş?'' ''Öyle mi?O zaman iyi izle.Arkamı döndüğümde önüme gelen ilk kişiyi durduracağım ve öpeceğim.'' ''Saçmalıyorsun Iseul.Öyle birşey yapamayacağını ikimizde biliyoruz.'' Arkamı döndüm ve önüme gelen ilk kişiyi durdurdum ve dudağından öptüm.Gözyaşlarım durmaz bilmezken çocuktan çekildim ve suratına fısıldadım. ''Üzgünüm.Gerçekten çok üzgünüm.''

Üzerinde kusmuk lekesi bulunan yıpranmış beyaz tişörtüyle, Uykusuzluktan morarmış göz altlarıyla, Yüzündeki tırnak izleriyle, Boyası akmış saçlarıyla, Mutluluktan eser kalmayan ifadesiyle, Ne de seksiydi ama! Vücudunu yan tarafa çevirip, boy aynasında kendini izlemeye devam etti genç adam. Lisedeki halinden cidden ama cidden eser kalmamıştı! Çok üzülüyordu buna. O her şeyden önce bakımlı bir adamdı çünkü. Her zaman, şık ve en iyisi olmaya önem verirdi. Lisedeyken öyleydi mesela.. Yakışıklıydı, ufakta olsa tarz sahibiydi, şu ankine oranla daha kaslıydı.. Ona bir bakan, tekrardan bakardı. O kadar çekiciydi ki, ondan -fiziksel olarak- hoşlanmayan hiçbir kız yoktu. O da bunu çok severdi o zamanlar tabii.. Beğenilmek kimin hoşuna gitmezdi ki? Fakat şu an aynadaki adam, o değildi sanki. 'Wonho' olamazdı o adam... "Hoseok, ben geldim!" Doğru ya! Artık o, lisedeki çekici 'Wonho' değildi. Evli ve.. bir çocuk babasıydı. Monsta X - Wonho fanfiction. Kapak: @Stellaevade