toprak_ilay12 adlı kullanıcının Okuma Listesi
19 stories
ATEŞPARE (+18) by cerennmelek
cerennmelek
  • WpView
    Reads 50,998,441
  • WpVote
    Votes 2,304,095
  • WpPart
    Parts 97
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi. 🔥 Yayınlanma Tarihi: 12.04.2020 Bu kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Uyarı: Eğer kurguyu spoi almadan okumak istiyorsanız, yorumları okumamanızı tavsiye ediyorum.
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,499,542
  • WpVote
    Votes 545,576
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
MIH by _Mehsa_
_Mehsa_
  • WpView
    Reads 9,154,073
  • WpVote
    Votes 380,746
  • WpPart
    Parts 68
İntikamın kıyafetini hiç merak ettiniz mi? Peki ya bedenini? İntikam,nefretle kararmış lacivert gözlerdi. İntikam,bir kafesin ardına gizlenmiş saldırmayı bekleyen bir bedendi. İntikam, ruhunu kasıp kavuran ateşten, uçsuz bucaksız bir buz kütlesiydi. İntikam, karanlığa ait dünyada Siraç Vuslat demekti. Yer altı dünyasının Azrail'i olarak adlandırılmış bir genç adam . Bir kulübe,bir masumun intikamı. Bir kurul, suçsuz insanların günahkar kuklacıları. Ve karanlığın intikamına boyanmış kör kuyularına düşen, küçük narin bir ışık; Elif! O bir anahtar. Kalbine hiç nefret uğramamış bir umut. İntikamın ilk aydınlığı; Günışığı! Onun bir görevi var. Seveceği adamın tek hedefi olan intikam onu yok etmeden, kalbini açtığı bu adamın cehennemden uzaklaşmasını sağlamak. Cehennem, bir ışık için kör karanlığı affedecek miydi? Yoksa bir türlü Azrail'i azad etmeyen intikam, onu anahtarsız kapılar ardında saklamaya devam mı edecekti? Oysa Allah'ın ol demesiyle bütün kapılar açılırdı! İntikamın ölümü, Günışığının baharını getirecekti...
ZEVAHİR by __okuyan94__
__okuyan94__
  • WpView
    Reads 4,744,737
  • WpVote
    Votes 236,824
  • WpPart
    Parts 85
"Lütfen... Hayır," dedim adımlarım geri geri giderken. Buradan uzaklaşmalıydım. Silahtan, bağlı adamdan, karşımdaki gözü dönmüş adamdan... Hepsinden kurtulmam lazımdı. Başıma ağrı saplanmıştı ve başım dönüyordu. "Lütfen. Gitmek istiyorum." "Pekala. Demek sen yapamıyorsun ama biri yapmak zorunda," dedi mavi gözlerini üstümden çekip, bağlı adama yönlendirirken. "O zaman ben yaparım." Ne yapmaya çalıştığını anladığımda ise her şey için çok geçti. Silahı tutan kolu havalandı, durmasını söylememe fırsat vermeden parmağı tetiğe ulaştı ve ucunda susturucu olan silah patladı. Korkuyla açılan gözlerimden gözyaşı döküldüğünde ise hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordum. "Bunun suçlusu sensin, Doğanay." Ruhuma damlatılan karanlık büyüdü ve altında kaldı.
NEFRETİN ESARETİ by satirlarinesiri
satirlarinesiri
  • WpView
    Reads 1,249,031
  • WpVote
    Votes 44,882
  • WpPart
    Parts 35
Zümra, babasının geçmişinin kurbanı olduğunun farkında olmadan okulunu bitirmeye çalışıyorken bir gün hastaneden aldığı haberle yerlebir olur. Babası bir kadını bıçaklamıştır. Zümra babasının savunulamaz hatasıyla hayat savaşına bir yenisi eklemiştir ancak hayattaki tek varlığı annesi olan Dağhan Koçdemir'in gazabıyla karşılaşacağının farkında değildir. Geçmişin yükü, iki insanın düğümü olacaktır. ~ "Baba?" diye fısıldadım o olmasını ister gibi. "Gitme." Tereddütle nefes alıp verdi. Gidiple gitmemek arasında kalmıştı şimdi. Bacaklarımı iyice kendime çektim. Suratımı buruşturup yanaklarıma dağılan yaşları silmek için hareketlendiğim an, sırtımda ve bacaklarımda beliren kolların bedenimi sarmaladığını ve beni yattığım yerden kaldırdığını fark ettim. Bedenimi çepeçevre saran kolların arasına alındığımda sessiz sessiz hıçkırmaya devam ettim. Saçlarım sakallarının arasına gömülmüştü, başım çenesine değiyordu. "Baba beni burada yalnız bırakma. Çok üşüyorum." Kollarım boynuna dolanırken aynı tanıdık koku doldu burnuma. Burun deliklerim sızlarken bedenim uçsuz bucaksız bir okyanusun ortasında yapayalnızdı. Öyle yorgundum ki, beni kucağına alan adamın düşmanım olduğunu bile bile onu babam yerine koyuyor, kendimi aldatıyordum. Neden onu babam yerine koyduğumu bile bile hayal kurmama izin veriyordu? "Yanındayım." diye fısıldadı güçsüzce serbest bıraktığım başımı dik tutmaya çalışırken. "Yalnız değilsin, korkma." Sıkı sıkıya kavradığı bedenim kollarında küçücük kalmıştı. Başımı olumsuz anlamda sallarken usul usul ağlıyordum. "Hayır," dedim acıyla. "Yalnızım." Hem de öyle yalnızdım ki ben... Kelimeleri arkadaş saymıştım kendime. ~ İlk yayımlanma tarihi: 05.09.2015'tir.
OKYANUSTA BİR DAMLA |FİNAL OLDU| by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 6,632,265
  • WpVote
    Votes 408,690
  • WpPart
    Parts 54
"Acıdan geçemeyen kadının, acısı bitemeyen adamla; kırık dökük sevdası." Kendini bilmez bir gecede, ay tamda göğün bağrında uyuklarken başladı her şey. Kader; dizleri yaralı bir kızı, dudakları kan kokulu bir adamın koynuna sardı. Yitirdiği hafızasının ardından, hiç bilmediği bir adamın elini tuttu. Geçmişi hatırlamaya çaba gösterdiği her an kendiyle ilgili bilinmezlere daldı. Adam her an köşe başındaydı, soluğundaydı ve ne parmağındaki yüzük, ne de hatırlamadığı geçmiş bu ihtirasa mani olamadı. Oysa ki şeytanın ini, adamın köşesi kıvrılmış zihniydi. Kadın adamın cehennemiydi; saf ateşin koynu, zemheri kışın soluğu.
KİMSESİZLER MATEMİ. by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 13,838,365
  • WpVote
    Votes 894,700
  • WpPart
    Parts 69
Safir Mila Safkan, şu an olduğu yaşından çok daha ufakken, hayatının taşlarını yerinden oynatan bir olay yaşar ve kendini ansızın, yetimhanenin soğuk duvarları arasında kimsesiz bulur. Sahip olduğu şeyler, her ne yaşarsa yaşasın iyi kalan kalbi ve tutkuyla bağlı olduğu dansıdır. Kalbi yalnızca bir tek şey için, bale için çarpar. Ta ki ikincisini bulana kadar. Hazer Han'ı. Dans seçmelerine gittiğinde, kendisini seçen bu adamın gözetimi altında dans etmeye, müzikali kazanma hedefiyle bir kelebek gibi kanat çırpmaya başlar. Fakat, sahip olmayı istediği tüm bu başarıların yanında, ona başka bir hediye kılınmıştı. Aşk. Kendi kalbi kadar hassas, nazik bir kalp, Mila'ya yaklaştığında, bu zamana kadar koruduğu tüm savunmaları yavaşça yerle bir olur ve aşk, arzuyla, bedeninde dans eder. •yetişkin içerikli sahneler mevcuttur•
CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!) by cemretrkmn3
cemretrkmn3
  • WpView
    Reads 953,396
  • WpVote
    Votes 60,267
  • WpPart
    Parts 72
BiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzgar yaratıp atın yelesine bağlamış ki; nereden geldiğini unutmasın istemiş, at o kadar kurnaz o kadar hızlıymış ki kimse üzerine binmeyi başaramamış sonun da onu evcilleştirmeyi başaran İsmail olmuş . Adını da KÜHEYLAN koymuş...seni evcilleştirmek ah!"derken derince baktığı gözlerinin için de kaybolmuşdu bir an.. Pekmez dinlediklerinin etkisin de kalarak ;"peki ya sen İsmail olduğuna emin misin?" Sorusunu kurtardığı tek elini Can'ın ensesine koyarken sormuştu. Alnını alnına yaslayarak sıcak ve baharatlı nefesini Pekmez'e üfürerek,"AH küheylan sen adamı çıldırtırsın,Küheylan sensen adı İsmail bırakmam bu memlekette." "evcilleştir o zaman beni," derken ensesinde ki elinin tırnaklarını boynuna batırarak derin bir çizik attı. Can acı ile boşluğa düştüğün de Pekmez'i bırakarak geriye sendeledi.Boynunu tutarak kapıya doğru giden Pekmez'e baktı. Pekmez, "İsmail misin anlayalım?"diyerek açtığı kapıdan çıktı.... haziran 2016
Sessiz by Gizemlikimlik
Gizemlikimlik
  • WpView
    Reads 66,735,554
  • WpVote
    Votes 2,272,230
  • WpPart
    Parts 70
"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."